Dünyanın bir çok yerinden binlerce kişiyi ağırlayan Truva ören yerinde kazı çalışmaları başladı. Çalışmalarda, insan iskeleti, taş bir yol ve su künk sistemi ortaya çıkarıldı. Buluntular, Truva’nın gizemine de ışık tutacak.

Çanakkale’ye bağlı Tevfikiye köyü sınırları içerisindeki Truva ören yerinde kazı çalışmaları başladı. Kültür ve Turizm Bakanlığı temsilcisi Veysel Öztürk’ün de katıldığı kazılara başkanlık eden Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi (ÇOMÜ) Arkeoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Rüstem Arslan, son 3 yıldır devam eden kazılarla, Homeras ile ilişkilendirilen Truva-6 ve Truva-7 döneminin izlerine ulaşmaya çalıştıklarını ifade etti. Temmuz başında başlayan kazı çalışmalarına 40 kişilik ekip ile devam ettiklerini belirten Kazı Başkanı Prof. Dr. Rüstem Arslan, “Bu yılki çalışmalarımıza Roma dönemindeki Agora alanında başlattık. Truva savaşının olduğu dönemle ilişkilendirilen Truva-6 ve Truva -7 güney girişinin hemen güneyindeki Agora alanında kazı çalışmalarımız sürüyor. Üstten aşağıya doğru gittiğimizde geç dönem Roma yapıları, geç dönem Roma su sistemi, onun altında Helenistik dönem duvarları ve onun altında ise Truva-6 ve Truva-7 ile ilişkilendirilen taş döşeme yolun olduğunu tespit ettik. Bütün bu tabakaların arasında en üstte geç Bizans döneminde de bir mezarlık diyebileceğimiz alanda 3 insan iskeletine ulaştık. Özellikle Truva-6 yani Homeros Truvası olarak adledilen ve Truva savaşı ile ilişkilendirilen dönem ile kalenin dışında burada ne olduğuna ilişkin yeni verilere ulaşmak üzereyiz. Kısmen veriler elde ettik” dedi.

Kazılarda önemli mimari buluntulara ulaşıldığını da söyleyen Arslan, “Helenistik, Roma ve Geç Bizans dönemine ait mezarlıklar olduğunu biliyoruz. Fakat son Tunç çağına ait, Truva savaşıyla ilgilendirilen döneme ait mezarlığın henüz keşfedilemediğini görüyoruz. Bu konuyla ilgili bazı düşüncelerimiz var. Önümüzdeki yıllarda kalenin dışındaki bazı noktalarda bunun tespitine yönelik çalışmalarımız olacak. Fakat bu seneki çalışmalarda son Tunç çağıyla ilgili Truva’nın önemli girişlerinden birisi olan, Beşi Koyu’na, ova’ya, limana yönelen Güney kapısının dışında son Tunç çağına ait, Truva savaşı dönemine ait çok önemli mimari buluntulara ulaştık. Eylül ayına kadar devam edecek olan çalışmalarda buluntuların detaylandırılması için uğraşacağız. Agora açması olarak adlandırdığımız bu açmanın üst katmanlarında geç Roma dönemi olarak tanımladığımız tahribatın sınırında diğer kazılardan da bildiğimiz yaklaşık 12’nci yüzyıla tarihleyebileceğimiz insan cesetleri bulduk. Burada küçük bir geç Bizans dönemine işaret eden buluntular var. Bu iskeletlerden bir tanesi kısmen temizleyip, açığa çıkardık. İskelet üzerine yaptığımız incelemede normal bir şekilde ölmediğini ve genç bir birey olduğunu anlayabiliyoruz. Kafatası ve vücudunun tahrip edilmiş bir şekilde öldüğünü ve buraya gömüldüğünü gördük” diye konuştu.

Bu seneki çalışmalarda milattan sonra 500’lere ait, bir su sistemi tespit edildiğini de kaydeden Prof. Dr. Rüstem Arslan, “Zaten buraya yakın noktada Odeon’un karşısında Roma dönemi hamamı var. O bölgeye doğru giden bir su sistemi. Truva’nın Homeraos’un Truva savaşları ve kahramanlık öyküleri nedeniyle kutsal bir alana dönüştüğünü biliyoruz. Nüfusunda Roma döneminde oldukça arttığını biliyoruz. Burada artan nüfusun su ihtiyacını karşılamak içinde yaklaşık 7 ile 8 kilometre mesafelerden kemer su künk ve kemer sistemi ile buraya su getirildiğini biliyoruz. O sistemlerden biride ören yeri içerisinde hiç bozulmadan ünümüze kadar gelmiş. Yaklaşık1500-1600 yıldır su künk sisteminin hala kazılar sonucunda ortaya çıkarmış bulunmaktayız” dedi.