Türkiye İnsan Yönetimi Derneği (Peryön) Yönetim Kurulu Başkanı Berna Öztınaz, normalleşme sürecinde güçlü ya da en büyük kurumlar değil, en çok uyum sağlayanların "az zararla" atlatacaklarının altını çizerek, "Sıklıkla Darwin’i andığımız günler yaşıyoruz" dedi.
Öztınaz’a göre pandemi sınavının iş dünyasına ve ekonomiye yönelik sonuçlarını kısa dönemde önce anlamak zor olacak:
"Yaşadığımız süreçte çözüm üretmek için kolektif çabalara ihtiyacımız var. Covid-19 bir kriz durumunda hep birlikte nasıl hareket edebildiğimizi test etti. 
"Bu sebeple Peryön olarak kurumsal tecrübelerimizle elimizdeki bilgileri süzmeye ve tarafları en doğru şekilde bilgilendirmeye çalışıyoruz. 
"Ancak sürecin iş dünyası üzerindeki etkilerini anlamak zamanımızı alacak."
Öztınaz, mevcut dönemde hızlı karar alan ve çevik davranan kurumların başarılı olduğuna, bu hareket kabiliyetini kazanmak içinse insan kaynakları uzmanlarına önemli görevler düştüğüne dikkat çekti ve ekledi:
"Sıklıkla Darwin’i andığımız günler yaşıyoruz. Normalleşme sürecinde güçlü ya da en büyük kurumlar değil, en çok uyum sağlayanlar dönemi az zararla atlatacak, belki de yeni fırsatlar bulacak. 
"Bu nedenle belirsizlik ortamlarında yönetmeye ve sonuç almaya yetkin kişilere olan ihtiyaç artıyor. 
"Yatırım yapılacak, aranan özellikler arasında ise; girişimcilik, doğru analiz yeteneği, karmaşık problem çözme kabiliyeti ve empati, çeviklik, uyum gösterme gibi konular öne çıkıyor. 
"İş geliştirme yetkinliği ve kurum içi girişimcilik dikkat çeken diğer yetkinlikler arasında sayılabilir."
İş dünyasının zor bir sürece girdiği uyarısı yapan Öztınaz; "Gelecek aylar iş dünyası için maalesef zor olacak. Çünkü önümüzde bir resesyon var. Yaratıcı olmak zorundayız. STK’lar ve kurumlar olarak yeni çalışma yöntemlerine alışmamız, adaptasyonu kolaylaştırıcı rol oynamamız, konunun yasal mevzuatı ile ilgili altyapıların hazırlanmasını sağlamamız gerekiyor. Çünkü hibrit çalışma modellerinin hayata geçmesi an meselesi" dedi ve ekledi:
"Pandemiyi nasıl yaşadığımız şirketin liderlik olgunluğuna, coğrafyasına, sektörüne, yaşam döngüsünün neresinde olduğuna göre de değişti. Şirketlerin pandemi savaşını yaptıkları işe göre üç kategoride görüyorum. 
"Bunlardan ilki; krizin başlaması ile keskin bir talep düşüşü ve gelir kaybı yaşayan şirketler. Bu şirketler, hayatta kalmaya odaklandı. Kemik kadrolarına çekilerek işlerini sürdürmek için mücadele ettiler. 
"İkinci tip şirketlerse nispeten finansalları güçlü, yaptıkları iş sekteye uğrasa da iş devamlılığından fazla endişe duymayan şirketler. Rekabetten ve fırsat kaybından endişe etseler de hayatta kalma kaygısını kısa dönemde yaşamayan şirketler. 
"Bu kurumların çalışanlarına odaklanmaya imkanı ve isteği oldu. Ekiplerin fiziksel ve mental sağlıkları için anlamlı uygulamalar hayata geçirdiler. 
"Atölyeler gerçekleştirildi, evden çalışma sürecinin nasıl olacağına dair eğitimler verildi, kitler dağıtıldı. Dönemi iyi değerlendiren bu kurumların geleceğin iş dünyası için çalışmalar yapma şansı bile oldu."
Son grupta ise her şeye rağmen sahada kalması gereken ve ciddi bir talep artışını yönetmek zorunda kalan sağlık ve gıda gibi şirketlerinin bulunduğuna değinen Öztınaz, "Bu kurumlar hem çalışan ve yöneticilerini motive etmek hem de işlerini sürdürmek zorunda kaldılar. Bütün bunları yaparken de artan taleplere cevap vermek için çalıştılar. Kötü örnekler olmuş olsa da büyük çoğunluğu başarılı bir şekilde çalışmalarını gerçekleştirdi" dedi. (Fotoğraflı)