Avukat Melih Akkurt, Danıştay’a yaptıkları başvurular sonrasında kamu ihalelerinde yeni bir dönemin başladığını ve 26.5 milyar TL’lik ihaleler için en düşük tekliflerin sorgulanacağını açıkladı.

Yoğun süren hukuk mücadeleleri sonrasında gerekli yasal düzenlemelerin yapıldığını söyleyen Melih Akkurt, "Kamu İhale Kurumu’nun yaptığı son düzenlemelerle mal alımlarında en düşük teklifin sorgulanması dönemi başladı" dedi.

Akkurt, "Bu da 26,5 milyar liralık kamu mal alımlarında kaynağın daha etkin ve verimli kullanılmasını beraberinde getirecek. En düşük değil, en doğru teklif tercih edilecek. Bu düzenlemeden tüm Türkiye kazanacak" ifadelerini kullandı.

Danıştay’a götürüldü

Avukat Melih Akkurt söz konusu süreç için uzun bir hukuk mücadelesi verdiklerine dikkat çekti. Mal alım ihalelerinin artık düşük teklif sorgulaması yapılmadan sonuçlandığını fark ettikten sonra hukuki girişimlerini başlattığını ifade eden Melih Akkurt, Danıştay İdari Dava Daireleri Genel Kurulu’nun da yaptıkları başvuruyu haklı bulduğunu ifade etti. Danıştay’ın yaptığı inceleme sırasında Kamu İhale Kanunu’nun aşırı düşük teklif sorgulamasını gerekli gördüğünü ancak Kamu İhale Kurumu’nun bir yönetmelikle mal alımlarında bu gerekliliği ortadan kaldırdığını tespit ettiğini belirtti. Yasayla getirilen bir düzenlemenin yönetmelikle ortadan kaldırılmasının mevzuata aykırı olduğu sonucuna varıldığını söyleyen Melih Akkurt, "Danıştay tüm bu tespitlerle, Mal Alımları İhaleleri Uygulama Yönetmeliği’nin ilgili bölümlerinin yürütmesini durdurdu. Bir yasal boşluk oluşmaması için de Kamu İhale Kurumu’nun yeni bir düzenleme yapması gerekliliği oluştu. Bu konudaki gereken adım da atıldı" dedi.

Düzenleme yapıldı

Kamu İhale Kurumu’nun kendisinden beklenen düzenlemeyi bu yıl yaptığını ve mal alım ihalelerine yeni bir düzen getirdiğini ifade eden Akkurt, yönetmeliğe yeni bir bölüm eklendiğini söyledi. Böylece 2017 yılı için, idarelerin bütçe yapısına göre 1 milyon 73 bin 525 TL veya 1 milyon 789 bin 213 TL olarak uygulanan eşik değerin dört katı değerindeki veya üstündeki alımlara gelen tekliflerin aşırı düşük sorgulamasına tutulmasının zorunlu tutulduğunu söyleyen Akkurt, "Bu işlem yapılmazsa da ihalenin sonlandırılması gerekecek" ifadelerini kullandı.

"Para ve zaman kaybının önüne geçilecek"

Böylece yapım işleri veya hizmet alımı ihalelerinde uygulanan aşırı düşük teklif incelemesinin mal alım ihaleleri için de zorunlu hale geldiğini vurgulayan Melih Akkurt şöyle devam etti: "Kamunun mal alım ihaleleri, 2016 yılında 26.5 milyar TL’ye ulaştı. 2017 yılında bu rakamın daha da artması bekleniyor. Yapılan düzenleme bu alandaki alımların çok daha etkin yönetilmesini sağlayacak. Düşük teklif sunan firma açıklamasını yapmak zorunda olacak. İhalenin en düşük teklife bırakılması sonucunda alımın tamamlanmaması ve idarenin daha yüksek bedelle alımı yeniden gerçekleştirmesi söz konusu olmaktaydı. En düşük fiyatı sunan firmaya iş sorgusuz verildiğinde, yaşanan para ve zaman kaybı kamuya ciddi zarar veriyordu. Artık bunun önüne geçilecek. Daha işin başında ihaleyi başarıyla tamamlayabilecek firmalarla, tamamlayamayacak firmalar ayrıştırılacak ve işi bitiremeyecek istekliler ihale dışında bırakılacak. Bir başka deyişle, kamu elindeki kaynağı daha verimli bir şekilde, zaman kaybına uğramadan kullanabilecek".

"Yol haritası belirlenmeli"

Ancak yapılması gerekenlerin bununla da sınırlı olmadığını söyleyen Melih Akkurt, "Bir adım daha kaldı. Aşırı düşük teklif tespit-sorgulamasına yönelik olarak yapılan düzenlemenin nasıl ve ne şekilde yapılacağına ilişkin Kamu İhale Genel Tebliğinde açıklama ve düzenleme yapılması gerekiyor" dedi.

Söz konusu düzenlemenin yapılması durumunda yapım işleri ve hizmet alımlarında olduğu gibi mal alımlarında da aşırı düşük tekliflerin tespit ve sorgusuyla ilgili sürecin netleşeceğini ifade eden Akkurt,"Kamu İhale Kurumu’na burada önemli bir görev daha düşüyor. Kurum, ivedilikle bir yol haritası belirlemeli. Böylece kamu kurumlarına, ihtiyaç duydukları rehberlik hizmetini vermiş olacaktır. Unutulmasın ki, kamu alımlarında sorunlu isteklilere verilen teklifler, tüm ülkeye zarar olarak dönüyor. Tamamlamayan teklifler, tekrarlanan alımlar, yeniden yapılan planlamalar, bu ülkenin geleceğinden çalıyor. Türkiye’nin, yoğun küresel rekabet ortamında bir dakika bile kaybetmeye tahammülü yok. Böyle bir ortamda iyi kurgulanmamış ihale düzenlemeleri, ‘ayağa taş bağlamaya’ benziyor. Umut ediyorum ki, son düzenlemeler de hızla tamamlanacak veihalelerde artık en etkin ve verimli tekliflerin yarışacağı bir ortam sağlanmış olacak. Bundan sonra da kamu alımlarının daha etkin olabilmesi için, duyarlı bir vatandaş olarak çalışmalarımı sürdüreceğim" dedi.