Çocukların bilişsel, sosyal ve duygusal gelişimini hedefleyen çocuk üniversitelerinin yürütülen uygulamaları ve yöntemleri hakkında açıklamalarda bulunan Doç. Dr. Aylin İlden Koçkar, “Yaptığımız gözlem ve değerlendirmelerle çocuk üniversitelerinin zenginleştirilmiş etkili bir eğitim modeli olduğunu görüyoruz" dedi.

Çocukların sosyal ve bilişsel gelişimlerinde çocuk üniversiteleriyle birlikte, okul dışı zamanlarda yapılandırılmış aktivitelerle önemli bir artış sağlandığına değinen Altınbaş Üniversitesi Psikoloji Bölüm Başkanı Doç. Dr. Aylin İlden Koçkar, çocuk üniversitelerinin bir eğitim modeli olarak etkili olabildiğini belirtti. Türkiye’de ve dünyada çocukların erken yaşta üniversite öğretim üyelerinden eğitim alma olanağı sağlayan çocuk üniversiteleri hakkında yazılan ’Türkiye ve Dünyada Çocuk Üniversitesi Uygulamaları’ kitabının editörlüğünü üstlenen Doç. Dr. Koçkar, kitabın bu eğitim modeli ile ilgili bilgi veren ilk kitap olduğunun altını çizerek bu alanda herkesin faydalanabileceği etkili bir kaynak olmasını amaçladıklarını kaydetti.

“Çocuk üniversiteleri hakkında yeterli kaynak yok”

Çocuk üniversiteleri ile ilgili yeterli kaynak bulunmadığını ve bu alanda bir farkındalık oluşturmak istediklerini belirten Doç. Dr. Koçkar çocuk üniversitelerinin Türkiye ve dünyada yeni bir uygulama olduğunu söyleyerek, “Çocuk üniversiteleriyle ilgili Türkiye’de yeterli derecede farkındalık ve bilinç maalesef yok. Kitabı yazmamızın en önemli nedenleri çocuk üniversitesini kurma aşamasında akademik camiada bu uygulamanın nasıl yapılabileceği ve hocaların bu eğitimi hayata nasıl geçirebileceğini göstermeye çalışmaktır. Bu kitapla birlikte bazı örnek uygulamaları aktarmak istedik” açıklamasında bulundu.

“Çocuklar, üniversite hocalarından ders alıyor”

Çocuk üniversitelerinin 06-18 yaş aralığında bulunan çocuklar için geçerli olduğuna değinen ve bu eğitim modelinin işleyişi hakkında da açıklamalarda bulunan Doç. Dr. Koçkar, “Üniversite hocaları kendi akademik uzmanlığı içinde çocuklarla bir araya geliyor. Hocalar öncesinde bu eğitim modeli ile ilgili bir eğitim alıyor. Her hocanın kendi uzmanlık alanında atölyeler tasarlanıyor ve eğitim yapılıyor. Dolayısıyla öğrenciler önce eğitim alıyor sonrasında da ise uygulamalı bir çalışma yapıyor. Üniversite öğrencilerine ders veren öğretim üyelerinin çocuklara uygun biçimde tasarlanmış ve bilimin farklı alanlarına ilişkin fikir edinebilecekleri şekilde bu modelin uygulanması hedefleniyor. Böylece üniversitelerin çocukların uzağında olmadığı, üniversiteye gitmenin, bilimsel bakış açısı kazanmanın mümkün olduğu fikrini zihinlerde oluşturmak hedefleniyor” dedi.

“Çocuklar uygulamalı eğitim alıyor”

Yapılan gözlem ve değerlendirmeler sonucunda çocuk üniversitelerinin, çocukların bilişsel ve sosyal gelişimlerine katkı sağladığını ifade eden Doç. Dr. Koçkar, “Çocuk üniversitelerinde farklı atölyeler var. Bu atölyelerde birebir uygulamalı çalışmalar yapılıyor. Bunun yanı sıra seminer türü eğitimler verilebiliyor. Uygulamalı çalışmalarda, çocuklar hangi alanda eğitim alıyorsa o mesleğin yöntem ve tekniği hakkında fikir ediniyor. Bu atölyeler kendi içinde uzmanlığı olan hocanın denetiminde belli sayıda çocukla yapılıyor. Atölye çalışmaları genellikle sabahtan öğlene kadar ve ya öğleden sonra şeklinde gruplar halinde yapılıyor. Öncesinde çocuklar ve üniversite çağına gelmemiş olan gençler yalnızca okullarının düzenlemiş olduğu geziler aracılığıyla üniversiteyle tanışmış oluyorlardı. Ancak çocuk üniversiteleri eğitim modeliyle bu süreç daha erkene çekilmiş oldu. Çocukların alışık oldukları ortamın dışında farklı bir sosyal ortama girmesi onların; sosyal, duygusal ve bilişsel alanlarda gelişmesi için fırsat sağlıyor. Çocuklar soysal anlamda farklı bir etkileşime girmiş oluyor. Bu da çocukların kendine olan güvenini geliştiriyor” yorumlarında bulundu.

“Çocukların üniversiteye rahatlıkla ulaşabilmesini amaçlıyoruz”

Toplumda, çocuk üniversitelerine karşı yalnızca ‘üstün zekâlı ve üstün yetenekli çocukların’ alındığı tarzında bir algı olduğunu da vurgulayan Doç. Dr. Koçkar, “Böyle bir durum söz konusu değil. Bu eğitim modeliyle amaçlanan çocuk üniversitelerini topluma ve genele daha çok yaymak ve üniversiteyi tüm çocukların rahatlıkla ulaşabileceği bir alan olarak açmaktır. Çocukların uzun dönemde plan yaparken önlerindeki seçenekleri görmeleri ve buna göre isteklerini belirlemeleri hedefleniyor. Dolayısıyla böylesi bir uygulamayı, çocuklarda kriter belirleyerek daraltmanın doğru olmayacağını düşünüyorum. Bu uygulamayla birlikte araştırma yapma ve bilimsel yaklaşım çocuklara tanıtılıyor. Çocukların kendi ilgi alanlarını keşfedebilmesi ve akademik dünya ile bağlarının oluşması hedeflendiği için çocuk üniversiteleri bütün topluma açık şekilde yapılıyor” diyerek sözlerini sonlandırdı.