MHP liderinin verdiği mesajlar adeta rakiplerine gözdağı verir gibiydi. Daha önce olağanüstü kurultay isteyen ve genel başkan adaylığını açıklayan isimlerden biri için 'Fethullah Gülen hareketinin siyasi figürü olarak görevlendirildiği' suçlamasında bulunan Bahçeli yine aynı isme yüklendi. "Başkalarına figüranlık yapanların, acentelik edenlerin sonu ise hüsrandır. Korku ve dehşet objesine teslim olanlar, ellerine tutuşturulan senaryolara aktörlük yapanlar sahici olmadığı gibi kalıcı da değildir. Zulüm, baskı, cehalet, hurafe ve yalan üzerine bina edilmiş bir hayatın ne ahlaken, ne vicdanen, ne de esasen ayakta kalma şansı yoktur. " diye yazdı.

Bahçeli, sosyal paylaşım sitesi Twitter'daki resmi hesabından yaptığı paylaşımda, "Seçimler her zaman iradenin tezahürü olup isabetli midir?" diye sorarak, tecrübelerin bu soruya verilecek çok bariz bir cevabın bulunmadığını gösterdiğini kaydetti.

"Doğumdan ölüme kadar seçim yaparız. Seçimlerimiz hayat tercihimizin alametidir. Ne isek onu seçer, onu sever, onunla seviniriz" ifadesini kullanan Bahçeli, bilgiye dayanmayan yorumların afaki, gerçekçi tespit ve ihtiyaca dayanmayan seçimlerin ise acul ve abartılı sonuçlar doğurduğuna dikkat çekti.

"GELECEĞİMİZİN ŞİFRELERİ, SEÇİMLERİMİZİN RUHUNDA GİZLİ"

Bahçeli, "Hayat boyu doğru veya yanlış seçimlerin ya semeresini toplar ya da ceremesini çekeriz. Bu nedenle her seçim, akıl süzgecinden geçirilmelidir. Yalnızca aklın yetmeyeceği zamanlar da olacaktır. O zaman seçimlerimizi gönül terazisinde tartmalı, vicdan eleğinden geçirmeliyiz. Geleceğimizin şifreleri seçimlerimizin ruhunda gizlidir. Duygusal ve öfkeyle yapılacak seçim, taşkınlığa, temelsizliğe ve kayba yol açacaktır" değerlendirmesini yaptı.

"HER İNSAN KENDİ HİKAYESİNİ SEÇER, YAZAR VE OYNAR"

MHP lideri, her insanın, "kendi hikayesini seçen, yazan ve başrol oynayan" olduğunu belirterek, şunları kaydetti:

"Başkalarına figüranlık yapanların, acentelik edenlerin sonu ise hüsrandır. Korku ve dehşet objesine teslim olanlar, ellerine tutuşturulan senaryolara aktörlük yapanlar sahici olmadığı gibi kalıcı da değildir. Zulüm, baskı, cehalet, hurafe ve yalan üzerine bina edilmiş bir hayatın ne ahlaken, ne vicdanen, ne de esasen ayakta kalma şansı yoktur. Tarih boyunca sahtelik gerçeğe hakimiyet kuramamıştır. Kopya aslına diş geçirememiştir. Bayat numaralar, taze ümitlere üstünlük kuramamıştır. Su her zaman yatağında akmış, menziline varmıştır. Bulanmadan durulmak, çalkalanmadan sakinleşmek hiç görülmemiştir."