BELEDİYE BAŞKAN YARDIMCISI: İKAZDA BULUNDUK
Hopa Belediye Başkan Yardımcısı Ahmet İskender, heyelan ve sel öncesinde belediye hoparlörlerinden uyarı anonsları yapıldığını söyledi. İskender, muhabirine Doğu Karadeniz Bölgesi'nin çok yağış aldığı için meterolojiden aldıkları bilgiler doğrultusunda bir gün önce duyuru ve ikazda bulunduklarını belirterek şunları söyledi:
"Bu tür anonsları sık yapıyoruz. Vatandaşlar muhakkak önlem almıştır. Ancak benzer anonslar sık yapıldığı için rutin olarak değerlendirilmiş de olabilir. 80-90 yaşlarındaki büyüklerimiz ilçede böyle yağışı görmediklerini söyledi. Aldığımız verilere göre rekor bir yağış düşmüş. Hopa tarihinde, hatta Doğu Karadeniz’de böyle bir yağış görülmedi. Buna tedbir almak çok zor."
YEŞİL ARTVİN DERNEĞİ’NDEN AÇIKLAMA
Atvin’de, özellikle Cerattepe ve Kafkasör bölgelerinde yapımı planlanan maden faaliyetine karşı verdiği çevreci mücadele ile adını duyuran Yeşi Artvin Derneği, Hopa İlçesi'ndeti sel ve heyelan olaylarıyla ilgili açıklama yaptı. Felakette ölenlere rahmet ve yakınlarına başsağlığı dilenen açıklamada, bundan ders çıkartılması gerektiği vurgulandı. Olağanüstü yağış miktarının felaketin asıl sebebi olduğu vurgulanan açıklamada, bunun da küresel iklim değişikliğinden kaynaklandığı vurgulanarak şu görüşlere yer verildi:
"Bilim insanları son yıllarda yağışların, rüzgarların, meteorolojik olayların birer felakete dönüşeceği konusunda bir çok uyarılarda bulunuldu. Felaketi artıran unsurlar arasında yağmur sularının birikerek toprağa indiği yamaçlarındaki orman varlığının giderek azalmasının büyük etkisi vardır. Özellikle Hopa ve Borçka ilçelerinde kızılağaç ve kestane ağaçlarının kesiminin serbest bırakılmasının bugünkü kayıplarımızda etkisi büyüktür. Suyu dağda birikmeye başladığı yerde durduramazsanız çağlayana dönüştüğü yerde hiç durduramazsınız."
Dere yataklarının beton kanallara dönüştürülerek yapılan dere ıslahının felaketi artıran unsurlardan bir diğeri olduğuna işaret edilen açıklamada şu ifadeler kullanıldı:
"Dere suyunun toprakla, taşla, ağaçla, kökle ilişkisini kesen ve sınır tanımaz bir hıza kavuşturan dere ıslah anlayışı yaşanan sorunu ağırlaştırmıştır. Dere yatakların doldurulmasına sebep olan HES ve madenler ile hafriyatların derelere doldurulması felaketin başka sebebidir. Dere yataklarındaki yapılanma da can ve mal kayıplarını artırmaktadır. Bu yapılanmayı artıran ve önünü açan, dere yataklarına hastane ve TOKİ binaları yapan anlayıştır. Karadeniz Sahil Yolu, Karadeniz sahilinde dağlardan gelen dere sularını kesen bir sete dönüşmüştür. Dere suları bu sete çarparak geri basmakta, su baskınlarına sebep olmaktadır. Bununla yetinilmeyerek son dönemde Yeşil Yol adı altında bir başka felaket projesi uygulanmaya çalışılıyor. Bu projenin gerçeklemesi halinde, Karadeniz Sahil Yolu ile dağlardan geçen Yeşil Yol arasına sıkıştırılacak olan Karadeniz halkı daha büyük felaketlerle karşılaşacaktır."
Bilim insanlarının bugün meydana gelen benzer olayların gerçekleşeceğini daha önceleri de söylediği belirtilen açıklamada, "Yağma ve talan anlayışından, doğayı her türlü sömürünün en kuralsız uygulandığı bir alan olma anlayışından kurtaramadığımız sürece daha büyük felaketlerle karşılaşmaya hazır olmalıyız. Doğanın ve ekosistemin bir parçası olarak özgür ve mutlu yaşamak mümkün iken doğayı ve yaşamı bir cehenneme çeviriyoruz. Bundan vazgeçmeliyiz” denildi.