Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye ile Slovakya arasındaki ekonomik işbirliğinin sadece ticarete değil yatırımlara da dayandırılması gerektiğini söyledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Slovakya’nın başkenti Bratislava’da Türkiye-Slovakya İş Forumu’na katılarak bir konuşma yaptı. İş Forumu’nun Türkiye-Slovakya için ve iki ülke işadamları için hayırlı olmasını temenni ederek başladığı konuşmasında Bratislava’ya ulaştıkları andan itibaren kendisine ve heyetine gösterilen yakın ilgi ve misafirperverlikten ötürü tüm Slovakya halkının yanı sıra İş Forumu’nun düzenlenmesinde katkıda bulunan kuruluşlara da teşekkürlerini sundu. Slovakya’yı 2013 yılında Başbakan olarak ziyaret ettiğini hatırlatan Erdoğan, bu defa da Cumhurbaşkanı sıfatıyla ziyaret etmekten büyük bir memnuniyet duyduğunu dile getirdi.
“Ülkelerimiz arasındaki tarihi bağlar ve karşılıklı iş birliği iradesi sayesinde ilişkilerimiz her geçen gün güçleniyor” diyen Erdoğan, “Bugün değerli mevkidaşım Sayın Kiska ve dostum Başbakan Sayın Fico ile de biraz sonra bir arada olacağız. Gerçekleştireceğimiz görüşmelerde bu durumu bir kez daha teyit ettik, teyit ediyoruz. Bundan sonra da siyasetten ekonomiye, savunmadan enerjiye, bilim ve teknolojiden çevreye uzanan geniş bir yelpazede verimli çalışmalar yürüteceğimize inanıyorum” şeklinde konuştu.
Ekonomik ve ticari alandaki işbirliğimize özel önem verildiğinin altını özellikle çizen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bu İş Forumu ile yine bu yıl Bratislava’da düzenlemeyi planladığımız karma ekonomik komisyon toplantısını atılacak somut adımların belirlenmesi açısında önemli görüyorum” dedi.
“EKONOMİK İŞBİRLİĞİMİZİ YATIRIMLARA DA DAYANDIRMALIYIZ”
Erdoğan, iki ülke arasında 2000 yılında 75 milyon dolar ticaret hacminin 2014’te 1,4 milyar dolara ulaştığını belirterek şunları söyledi:
“Ancak biz bu rakamı yeterli bulmuyoruz. Slovakya’ya 2013 yılında gerçekleştirdiğim ziyarette Başbakan Sayın Fico’yla bu ticaret hacmini en kısa zamanda 5 milyar dolara çıkarma irademizi o zaman ifade etmiştik. ‘Bir kararlılığımız var, bu adımı atmalıyız’ demiştik. Öyleyse bu doğrultuda daha fazla çalışmalıyız. Ekonomik işbirliğimizi sadece ticarete değil yatırımlara da dayandırmak zorundayız. Aynı şekilde yatırım ilişkilerimizin de arzu ettiğimiz seviyede olduğunu söyleyemeyiz. Ülkelerimiz arasında karşılıklı yatırımlara ilişkin tablo Türk iş adamlarının Slovakya’daki toplam yatırım miktarının 31 milyon dolar düzeyinde olduğunu gösteriyor. Türkiye’deki Slovak girişimcilerin yatırım miktarı ise 14 milyon dolar seviyesinde. Bu rakamları en kısa zamanda ilişkilerimizin derinliğine ve dostluk ruhuna yaraşır seviyelere yükseltmemiz gerekiyor.”
TÜRK ŞİRKETLERE SLOVAKYA’DA YATIRIM ÇAĞRISI
Avrupa’nın kalbinde yer alan Batı ve Doğu pazarlarına yakın bir konumdaki Slovakya’nın yatırım ve ticaret potansiyelinin yüksek olduğuna inandığını dile getiren Erdoğan, “Slovakya yetişmiş iş gücü, doğal kaynakları istikrarlı yapısı ve sunduğu cazip imkanlarla otomotiv sektörü başta olmak üzere uluslararası yatırımcılar için bir çekim merkezi haline gelmiş durumda. Küresel mali krize ve Avrupa’daki ekonomik durgunluğa rağmen 2014 yılında Avrupa Birliği ortalamasının üzerinde bir büyüme sağlanmış olması da bunu teyit ediyor. Ben bugün burada bir kez daha Türk şirketlerini, işadamlarını yani sizleri Slovakya’ya daha fazla yatırım yapmaya davet ediyorum” dedi.
Diğer yandan Türkiye’nin de ekonomide geçtiğimiz 12 yılda büyük ilerlemeler kaydetmiş, adeta başarı hikayesi yazmış bir ülke olduğunu vurgulayan Erdoğan, “Ülke olarak Avrupa, Ortadoğu, Orta Asya ve Afrika pazarları arasında merkezi bir konuma sahibiz. Genç ve nitelikli iş gücümüz, istikrarla büyüyen ekonomimiz, rekabetçi özel sektörümüz ve gelişen altyapımızla yükselen bir güç durumundayız. 2014 yılında 158 milyar dolar civarında olan ihracatımızın yüzde 95’i sanayi ürünlerinden oluşuyor. Tarımsal üretimde Avrupa’da 1. sıradayız. Türkiye 2002 yılında 230 milyar dolarlık bir milli gelire sahipken, 2014 sonu itibariyle bu rakam 840 milyar dolara çıktı. Tabi biz bunu yeterli görmüyoruz” diye konuştu.
“TÜRKİYE ARTIK BUNLARI UYGULAMAK DURUMUNDA”
Erdoğan konuşmalarını şöyle sürdürdü:
“Artık Türkiye, 2 trilyon dolar, 3 trilyon dolar, 4 trilyon dolar bunları konuşmak durumunda değil, uygulamak durumunda, bunu başarmak durumunda, bunu gerçekleştirmek durumunda. Tabi ki bunu siz değerli girişimcilerimizle, yatırımcılarımızla beraber gerçekleştireceğiz.
Cumhuriyetimizin kuruluşunun 100. yıldönümü olan 2023 yılında hedefimiz 2 trilyon milli gelire ulaşmaktır. Bu tablo uluslararası yatırımcılara önemli fırsatlar sunuyor. Türkiye’de son 12 yılda toplam 130 milyar dolar alt yatırım yapmış vaziyetteyiz. Altyapı yatırımlarında çok ciddi manada hakikaten akıl bilgi tecrübe konuşturulmak suretiyle bunlar gerçekleştirildi. Büyük ölçüde kamu-özel sektör işbirliği şeklinde Türk müteahhitlik ve mühendislik firmalarının emeğiyle bunlar gerçekleşti.”
Bu yatırımlardan bazı örnekler vermek istediğini söyleyen Erdoğan şöyle konuştu:
“Son 12 yılda bizler 17 bin 590 kilometre bölünmüş yol yaptık. 79 senede 6 bin 100 kilometre bölünmüş yol yapılmıştı. Ama 12 yılda 17 bin 590 kilometre. Bu bir farkı ortaya koyuyor. 79 senede 26 tane havalimanı yapılmıştı Türkiye’de. 12 senede biz buna 27 tane havalimanı ilave ettik. Şu anda geldiğimiz nokta bu havalimanlarımızın inşası devam ediyor. Ankara, İstanbul ve Konya şehirlerimiz arasında hizmet veren yüksek hızlı tren hatlarını hayata geçirdik. Şu anda diğer illerimizde de bunu yaygınlaştırıyoruz. İstanbul’un iki yakasını denizin altından birbirine bağlayan mega proje Marmaray’ı tamamladık hizmete aldık. Yine İstanbul Boğazı’nın altından tekerlekli araçların geçişini sağlayacak Avrasya Tüneli’nin inşası da sürüyor. Ayrıca hem tekerlekli hem de raylı sisteme yönelik yeni bir projenin de hazırlıklarına başladık. Yine denizin altında. Asya ve Avrupa kıtalarını birbirine bağlayan 3. Köprü, Yavuz Sultan Selim Köprüsü inşaatımız hızla devam ediyor. İstanbul kuzeyinde inşa etmeyi planladığımız ve yılda 150 milyon yolcu kapasiteyle dünyanın en büyükleri arasında yer alacak olan havalimanımızın inşa çalışmaları devam ediyor. Ülkemiz şirketlerince inşa edilmekte olan ve maliyeti 22 milyar 152 milyon Euro’yu bulacak altı pistli bu havalimanının ilk etabını 2017 yılında aşmayı planlıyoruz. İstanbul ve İzmir şehirlerimiz arasındaki mesafeyi ciddi anlamda kısaltacak otoyolun inşaatı halen devam ediyor. Tüm bu projeler devlet ve işadamları arasında tesis ettiğimiz güven ortamında gerçekleşiyor.”
“YATIRIMCIYA O GÜVENİ VERİRSENİZ O ZAMAN GİRİŞİMCİ DE GELİP YATIRIMLARI YAPAR”
Cumhurbaşkanı Erdoğan yatırımcılara desek verilmesi gerektiğini vurgulayarak, “Yatırımcıya o güveni verirseniz o zaman girişimci de gelip yatırımları yapar, ister yerli olsun ister uluslararası sermaye olsun. Girişimcilerimize verilen her desteğin üretim olarak, istihdam olarak, ihracat olarak fazlası ile ülkeye ve millete geri döneceğine samimiyetle inanıyorum. Hükümete ve ilgili kurumlara bunun için mümkün olan en fazla kaynağı tahsis etmelerini tavsiye ediyorum. Slovakya ile Türkiye arasında özellikle inşaat sektöründe ciddi fırsatlar, atılabilecek müşterek adımlar olduğunu düşünüyorum. Slovakya’da gerçekleştirilmesi tasarlanan otoyol ve konut projelerinde iş adamlarımızın çok ciddi katkıları olabileceğini belirtmek isterim. 12 yıl içerisinde konut olarak sadece devlete bağlı olan TOKİ’nin inşa edip teslim ettiği konut sayısı 650 bindir. Özel sektörün yaptıklarıyla bunları bütünleştirirsek bu rakam 1 milyonu aşıyor, böyle bir noktadayız. Ülkemizdeki müteahhitlik firmaları bugüne kadar 100’ün üzerinde toplam ülkede 300 milyar dolar değerinde 7 bin 683 projeyi gerçekleştirdiler. Dünyanın en büyük 250 müteahhitlik firması arasında 42 Türk firması yer alıyor ve Çin’den sonra 2.sıradayız. Firmalarımızın Slovakya’daki alt yapı projelerini üstlenecek ve bunları başarıyla bitirecek kapasiteye sahip bulunduklarından hiç şüpheniz olmasın. Sayın cumhurbaşkanı değerli dostum, öncelikle burada tabi hem Türk iş adamları var hem de görüyoruz Slovakyalı iş adamları var. Sektörel bazda birbirleri ile bütünleşmek bazda, birbirleriyle daha çok tanışıp kaynaşmak suretiyle karşılıklı yatırımlar yapılacağı gibi üçüncü ülkelerde de bu yatırımların yapılması mümkün. Enerji, Türkiye ekonomisinin içinden geçtiği büyüme ve sanayileşme sürecinin en önemli konularından biridir. Biz tedarikçi ülke değiliz, biz transit taşıyıcı bunun yanında bir de tüketici ülkeyiz” dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin önemli bir noktada yer aldığını bildirerek, “Ama bu noktada çok çok önemli bir merkezde yer alıyoruz. Bu bakımdan Türkiye’nin önemi stratejik, bilindiği gibi Türkiye az önce ifade ettiğim gibi zengin doğal kaynaklara bu noktada sahip bir ülke değil. Petrolümüz ve doğalgazımız oldukça sınırlı. Buna karşılık ekonomimizin büyümesine paralel olarak enerji ihtiyacımız sürekli artıyor. Bu çerçevede Hazar Havzası, Ortadoğu, Rusya gibi zengin kaynaklardan hem Türkiye’ye hem de ülkemiz üzerinden enerji tedarikine yönelik boru hattı projeleri üzerinde önemle duruyoruz. Tabi bir yandan da bunları çeşitlendiriyoruz, buna mecburuz. Şu anda bizim Rusya, Azerbaycan ve İran tedarikçi ülkelerimiz ve oralardan doğalgazı almak suretiyle ihtiyacımızı karşılıyoruz. Ama bununla kalmıyoruz hidroelektrik santraller, termik santraller, rüzgar enerjisi, güneş enerjisi buna yönelik bu tür çeşitlendirmeyle de yenilebilir enerjide çok ciddi adımlar attık. Göreve geldiğimizde yüzde 54’lerde doğalgaz tüketimimiz varken bugün bu oran yüzde46 gibi bu seviyelere çekilmiş vaziyette. Bunu daha da düşürmemiz gerekiyor. Enerji kaynaklarından elde edilen imkanların ihtilaf ve yıkım değil barış ve refah kaynağı haline dönüşmesi için her türlü çabayı harcıyoruz. İçinde yer aldığımız ve alacak olduğumuz tüm projelerde bu hususu öncelikle gözetiyoruz. Türkiye’nin artan enerji ihtiyacı karşısında bir yandan petrol, doğalgaz arama çalışmalarına hız verirken bir yandan da alternatif kaynakları harekete geçirdik. Hidroelektrik ve kömür kaynaklarını daha verimli değerlendirmek için bu yöndeki projelerini hızlandırdık hatta hatta nükleer enerji noktasında da adımlarımızı atmış bulunuyoruz. Ülkemizin, birisi güneyde birisi kuzeyde olmak üzere şu anda yürümekte olan iki önemli çalışması söz konusu. Tabi bunun devreye girmesi 7-8 yılı bulacak. Biliyorum ki sizin şu anda böyle bir enerjiye sahipsiniz, tabi bizimki ülkenin büyüklüğü sebebi ile şu anda sadece güney ve kuzeydeki ikisinin toplamı yaklaşık 9 bin 500 megabayt gücünde nükleer enerji olacak. Sadece bunlar. Belki ardından üçüncü bir enerjinin de adımını atacağız. Çünkü, Türkiye’nin enerji ihtiyacı her geçen gün arttığı gibi bunları çeşitlendirmekte de bir sorumluluğumuz var” ifadelerini kullandı.
“KAPIMIZ VE KALBİMİZ TÜM SLOVAK HALKINA, TÜM DÜNYA İNSANLARINA HER ZAMAN AÇIKTIR”
Doğal zenginlikleri bozmadan, kirletmeden, tahrip etmeden en iyi şekilde değerlendirileceğini kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Az önce otelin penceresinden bakarken karşı tepelerde, rüzgar enerjisi santrallerini gördüm, rüzgar gülleri dönüyordu onları gördüm. Zannediyorum buradan ciddi bir enerji temin ediyorsunuz. Bizde de son yıllarda bununla ilgili ciddi gelişmeler var ve girişimcilerimiz bu konularda çok ciddi adımlar atıyorlar. Ve bu başarının aratarak devamı inanıyorum ki bizim doğalgaza olan ihtiyacımızı da daha da azaltacaktır. Hedefimiz 2023 yılına kadar nükleer kaynakların elektrik üretimindeki payını yüzde 20’ye çıkarmaktır. Bu süreçte nükleer enerjiyi güvenli ve etkin şekilde kullanana, elektrik enerji ihtiyacının büyük bir bölümünü nükleer enerjiden sağlayan Slovakya’nın deneyimlerinden de faydalanmak isteriz. Karşılıklı teknoloji transferi ve ortak araştırma, geliştirme çalışmalarıyla enerji otomotiv, tarım, savunma, sanayi gibi alanlarda yakın işbirliği yapabileceğimize inanıyorum. Yine ülkelerimizin Avrupa‘nın enerji güvenliğine ilişkin alternatif doğalgaz boru hattı projelerinde bunların inşasında ortak çalışmalar yürütebilmeleri mümkün görünüyor. 2010 yılında Türkiye’nin Slovakyalı turistlerin uçakla seyahat ettikleri ülkeler arasında il sırada veya ilk sıralarda yer aldığını öğrenmekten memnuniyet duydum. Ülkemizde geçtiğimiz yıl 137 bin Slovak turistin seyahat ettiğini buradan tekrar hatırlatmak isterim. Demek ki Slovakya AB ile şöyle bir anlaşsa, vizeleri kaldırmış olsalar bizim kaldırdığımız gibi Türkler de o zaman Slovakya’ya çok daha fazlasıyla gelecektir” ifadelerini kullandı.
Vizelerin engel teşkil ettiğini kaydeden Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, ”Latin Amerika’dan bakıyorum Schengen kullanılabiliyor. Türkiye müzakereci bir ülke oldu halde hala bize bu engel devam ediyor. fakat zannediyorum artık şöyle 1 yıl içinde bu işler de yoluna girecektir. Avrupa birliği Bakanımız da bunu yakından takip ediyor herhalde sonuçlandıracaklardır. Kapımız ve kalbimiz değerli dostumun ifade ettiği gibi gerçekten ‘Halkınız çok misafirperver ’dedi ben de çok mutlu oldum. Yine söylüyorum kapımız ve kalbimiz tüm Slovak halkına, tüm dünya insanlarına her zaman açıktır. Bilhassa yeni fasılların açılması konusunda tabi Avrupa Birliği’nde bize daha adil davranılmasını arzu ediyoruz. Bu konuda Slovak dostlarımızdan bugüne kadar devamlı destek aldık, bu desteğin daha da artmasını özellikle bekliyoruz. Sayın cumhurbaşkanı, değerli arkadaşlar biliyorsunuz Türkiye 1 Aralık 2014 itibari ile G20 dönem başkanlığını üstlenmiş durumdadır. Dönem başkanlığımız sırasında G20’nin küresel ekonomiyi ilgilendiren konuların ele alındığı temel platform olma özelliğini daha da kuvvetlendirmek arzusundayız. G20 dönem başkanlığımızın ana hedefini kapsayıcı ve sağlam büyüme için ortak eylem şeklinde belirledik. Buna ilaveten güçlü bir G210’ye düşük gelirli ve gelişmekte olan ülkeler perspektifi getirmeyi ayrıca kobilerin küresel ekonomik sisteme daha iyi entegre edilmemesine dönük çalışmalar gerçekleştirmeyi hedefliyoruz. Ülkemizin dönem başkanlığı önceliklerinin G20 üyeleri tarafından da benimsendiğini memnuniyetle görüyoruz. 2015 yılında küresel gündemin en önemli konularından biri kalkınma olacaktır. Eylül ayında BM’nin 2015 sonrası kalkınma gündeminin kabul edilmesi bekleniyor. Böylesine önemli bir konuda G20’nin üzerine düşen sorumluluğu yerine getirerek küresel kalkınma gündemine katkı sağlaması gerekiyor. OECD ülkeleri içerisinde ekonomik büyümesini sürdürürken aynı zamanda eşitsizlikleri de giderebilen 2 ülkeden biri Türkiye’dir. 12 yıl önce dünyada donör ülkeler arasında bizim yaptığımız yardım 45 milyon dolardı. 2014 sonunda yaptığımız yardım 4 buçuk milyar dolara çıktı” açıklamasını yaptı.
“AFRİKA’DA CİDDİ BİR SORUN HALİNİ ALAN ENERJİYE ERİŞİM KONUSUNA DA EĞİLMEYİ DÜŞÜNÜYORUZ”
Erdoğan Türkiye’nin ilk üç ülkesinden biri olduğunu bildirerek, konuşmasını şu şekilde tamamladı:
“Biz dünyada ABD, İngiltere, Türkiye ilk üç, buraya geldik. Büyümenin toplumun bütün kesimlerini kapsamasına ve sürdürülebilir olmasına büyük önem veriyoruz. Verilen sözlerin yerine getirilmesinin ve güvenin tesis edilmesinin iş dünyası bakımında ne kadar önemli olduğunu en iyi sizler biliyorsunuz. G20’nin taahhütlerini uygulaması, küresel plandaki itibarını kuvvetlendirmesi bakımından şarttır. Bu anlayışla G20’nin tüm taahhütlerinin etkin bir biçimde uygulanması için izleme mekanizmaları oluşturmayı hedefliyoruz. Küresel ölçekteki alt yapı yatırımları açığının kapatılması için de ortak bir yaklaşım sergilenmesi gerektiğine inanıyoruz. Bazı hesaplamalara göre önümüzdeki 15 yıl içerisinde küresel ölçekte 70 trilyon dolarlık bir yatırıma ihtiyaç var. G20 ülkelerinin ulusal büyüme hedeflerinin destekleyecek kapsamlı yatırım stratejileri hazırlamalarına yönelik çalışmaları dönem başkanlığımızda sonuçlandırmayı amaçlıyoruz. Bunlara ilaveten ticaret ve enerji gibi konularda G20 dönem başkanlı gündemimizin önemli başlıkları arasında yer alıyor. Özellikle Afrika’da ciddi bir sorun halini alan enerjiye erişim konusuna da bu kapsamda eğilmeyi düşünüyoruz. Sayın cumhurbaşkanı değerli dostum, Türkiye ve Slovakya gerek kendi aralarında gerekse bölgesel ve küresel düzeyde etkin işbirliği yapma konusunda her türlü imkana ve iradeye sahip iki ülkedir. Biz iş adamlarımızı bu doğrultuda teşvik etmeyi, desteklemeyi sürdürüyoruz, sürdüreceğiz. Zaten bizim liderler olarak yapacağımız iş nedir? İş adamlarımızın önünde engeller varsa ki var, bu engelleri kaldırmak ve onlara ‘buyurun yolunuza hızla devam edin’ demek, bunu başarmamız lazım. birçok konularda tabi aramızda bürokratlarda var kusura bakmasınlar, bürokratik oligarşi ön keser, siyasetçinin önünü keser. Bu defa tabi iş adamı, girişimci rahatlıkla yürüyemez adımlarını atamaz. Bu adımların atılmasını sağlamamız gerekiyor. Slovak dostlarımız da aynı şekilde bunu sürdürecektir, böylede iş adamlarımız çok daha farklı bir şekilde hızla, heyecanla bu yolculuklarına devam edeceklerdir. Her iki tarafa da çok şey kazandıracaktır. Bu işbirliği kaybedeni olmayacak bir iş birliğidir. Önümüzdeki potansiyeli en iyi şekilde değerlendirmeyiz. Bu iş forumunun iş çevrelerimiz arasındaki işbirliğinin gelişmesine ve ülkelerimiz arasındaki ekonomik ve ticari ilişkilerin ileriye taşınmasına katkıda bulunacağına ümit ediyorum.”