Van Cumhuriyet Başsavcılığı, darbe girişimine ilişkin soruşturma  kapsamında, Edremit ilçesinde askerleri hazır bekleterek, sözde "sıkıyönetim  direktifi" doğrultusunda hareket eden eski ilçe jandarma komutan vekili başçavuş  Koray Acar, eski astsubay Sinan Filiz ve eski uzman çavuş Mutlu Samur hakkındaki  soruşturmayı tamamladı.
 
Van 4. Ağır Ceza Mahkemesince kabul edilen iddianamede, FETÖ/PDY'nin  yapısı ve işleyişi hakkında bilgilere yer verildi.
 
İddianamede, tutuklu sanıkların "Anayasal düzeni ortadan kaldırmaya  teşebbüs etmek", "TBMM'yi ortadan kaldırma veya görevini engellemeye teşebbüs  etmek", "Türkiye Cumhuriyeti hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevini  yapmasını engellemeye teşebbüs etmek", "Silahlı terör örgütüne üye olmak",  "Askeri komutanlıkların gasbedilmesi" suçlarından dörder kez ağırlaştırılmış  müebbet ile on beşer yıla kadar hapis cezasına çarptırılmaları istendi.
 
İddianamede, FETÖ/PDY mensuplarınca 15 Temmuz 2016'da ülke genelinde  cebir ve şiddet kullanılarak Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nın öngördüğü düzeni,  hükümeti ortadan kaldırmaya, yerine başka bir düzen getirmeye teşebbüs  girişiminin, başta vatandaşlar olmak üzere emniyet ve silahlı kuvvetlerdeki darbe  karşıtı kesimlerin mücadelesi sonucu başarısız kılındığı vurgulandı.
 
Terör örgütü elebaşı Fetullah Gülen'in talimatlarının aklın da  ötesinde bir kutsiyet kazandırılarak uygulandığına yer verilen iddianamede,  "(Fetullah Gülen) Ona göre, örgüte zarar gelmemesi için yalan söylemek, iftira  etmek, hırsızlık yapmak, suç işlemek, dinen haram sayılan içki, kumar, fuhuş,  zina gibi günahları işlemek mübahtır. Onun verdiği emre göre 'Gerekirse Allah'ı  bile inkar etmek haşa mümkündür. Kısaca örgütün işlediği her günah veya kusurun,  ayıbın, suçun kılıfına 'tedbir' denilmektedir." ifadesine yer verildi.
 
Türk Silahlı Kuvvetleri bünyesinde, askeri hiyerarşi dışında,  kendilerini "Yurtta Sulh Konseyi" olarak tanımlayan örgüt üyesi "üniformalı  teröristler" tarafından 15 Temmuz 2016'da anayasayı askıya alarak, seçilmiş  Cumhurbaşkanını görevden almak, meclis ve hükümeti ortadan kaldırmak amacıyla  demokrasiye karşı silahlı darbe teşebbüsünde bulunulduğuna işaret edilen  iddianamede, Türkiye Cumhuriyeti tarihinde halkın iradesinin tecelli ettiği,  demokrasinin yansıması olan halkın temsilcilerinin bulunduğu TBMM'nin ilk kez  bombalandığına işaret edildi.
 
İddianamede, söz konusu bombalamaların düşman devlet uçaklarından  değil, Türk Silahlı Kuvvetleri içinde yer alan bir grup terörist tarafından  gerçekleştirildiği bildirilerek, Türk milletinin elinde hiçbir silah olmadan  sadece bayraklarıyla toplara, tüfeklere, uçaklara karşı demokratik değerlerini  savunduğu kaydedildi.
 
"Devletin bütün kurumlarına el koyacağız"
 
Soruşturma kapsamında tanık olarak ifadeleri alınan Edremit İlçe  Jandarma Komutanlığında görevli askerler, darbe girişiminin yaşandığı gece  sanıklardan eski başçavuş Koray Acar'ın askerleri içtima alanında toplayarak,  "Darbe oldu, 'Yıldırım Harekat Emri' geldi şimdilik emrin teyidini bekliyorum her  an çıkabiliriz, devletin tüm kurumlarına el koyacağız. Hiç kimseyle irtibat  kurmayın, bütün telefonları kırın, imha edin." şeklinde ifadeler kullandığını  anlattı.
 
Tanık olarak dinlenen askerlerden N.O, ifadesinde, Acar'ın kendilerine  tam teçhizatlı hazırlanmalarını, araçların çalışır vaziyette hazır olması  şeklinde talimat verdiğini belirterek, şöyle devam etti:
 
"Yıldırım Harekat Planı olarak söylediği emre göre hareket ederek  gidip devlet kurumlarına el koyacağız, bunu da vatan ve milletin bekası ve artan  terör olaylarının son bulması için yapacağımızı söyledi. Daha sonra bize hitaben  'telefonu olanlar o telefonları imha etsinler, aileniz ile kesinlikle irtibat  kurmayacaksınız, hiçbir şekilde bilgi sızması olmayacak' diyerek bu şekilde hazır  kıta beklememizi emretti. Bu sırada gazinodaki tek televizyonun da uydu  alıcısının çıkarıldığını duydum. Nedenini sorduğumda ise astsubay Sinan Filiz'in  uydu cihazını söktüğünü söylediler. Bu şekilde dışarıyla haberleşme imkanımız  kesilmişti."
 
 "Polisle çatışabiliriz"
 
İddianamede yer alan tanık ifadelerinde, sanıklardan Mutlu Samur'un  darbe gecesi İlçe Jandarma Komutanlığı nizamiyesine gelen zırhlı polis aracını  içeri alan askerlere kızarak, "Bunları neden içeriye aldınız, nöbetçileri uyarın  kimseyi içeri almasın, belki polisler ile çatışacağız." dediği kaydedildi.
 
Tanıklardan E.G. de 15 Temmuz günü istirahat ettiği sırada bir  rütbelinin koğuşa gelerek darbe olduğunu herkesin tam teçhizatlı olarak gazinoda  toplanmasını istediğini belirterek, ifadesinde şu bilgileri verdi:
 
"Gazinoda beklerken Koray Acar geldi ve sıkıyönetim ilan edildiğini  bize de emir gelirse gerekli devlet kurumlarına gidileceğini ve verilen emirleri  uygulayacağımızı söyledi. Sonrasında astsubay Sinan Filiz gazinoya geldi ve  televizyonun fişini çekerek izlememizi engelledi. Biz askerler olarak durumdan  şüphelendik kendi aramızda konuşarak bir karar aldık. Bizi dışarı çıkarmak  isteyen ve herhangi bir devlet kurumuna göndermek isteyen komutan olursa hiçbir  şekilde emrini yerine getirmeyeceğimizi ve gerekirse silahımızla karşılık vererek  hiçbir şekilde bölük komutanlığımızdan dışarı çıkmayacağımız kararını aldık. Bir  süre sonra polis zırhlı aracı bölükten içeri girdi. Mutlu Samur 'polis  şortlantını kim içeri aldı, neden aldınız polisle her an çatışabiliriz' diyerek  bize bağırdı."
 
İfadeleri değiştirmek istediler
 
Tanık askerler, sanıklar Sinan Filiz ve Mutlu Samur'un yürütülen idari  soruşturma kapsamında askerlerin ifadesini aldığını ancak verilen ifadelerin  sanıklar lehine değiştirilerek askerlere imzalatılmak istendiğini anlattı.
 
İddianamede ifadesi bulunan tanıklardan C.K, 15 Temmuz darbe  girişimiyle ilgili yürütülen idari tahkikat ile ilgili eski astsubay Filiz ve  uzman çavuş Samur'un, kendisi ile diğer askerlerin ifadelerini aldığını söyledi.  15 Temmuz gecesi yaşadıklarını sanıklara anlattığını belirten C.K, savcılıktaki  ifadesinde şunları kaydetti:
 
"Sinan Filiz, önceden hazırlanmış bir ifade formatı göstererek ona  imza atmamı diretti ancak imza atmayarak ve ifademi vermeyerek yanından ayrıldım.  Aynı günün akşamı mesai bitiminden sonra Koray Acar beni yanına çağırttı. 'Sizin  anlattıklarınız gibi ifade verirseniz bizi anında açığa alırlar, benim çoluğum  çocuğum var, bizi bu hainlerle aynı kefeye koymayın, ben size o gece hazır  şekilde bekleyin birliğimize bir saldırı olursa birliğimizi savunuruz, sizin  komutanınız öyle bir şey yapar mı demedim mi?' demesi üzerine ben de kendisine bu  şekilde bir konuşma yapmadığını söyledim. Mutlu Samur'a muhakkiki olduğu  soruşturmanın ifadesine imza atmayacağımı, devletimizin daha güvenilir  kurumlarına ifade vereceğimi belirttim."
 
İddianamede, "Olağanüstü Hal Kapsamında Bazı Tedbirlerin Alınması ve  Milli Savunma Üniversitesi Kurulması ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına  Dair Kanun Hükmünde Kararname" ile görevlerinden ihraç edilen sanıkların, atılı  suçlamaları kabul etmediği ancak istikrarlı ve birbirini doğrulayan tanık  beyanları karşısında şüphelilerin savunmasına itibar edilmediği belirtildi.
 
Sanıkların, idari tahkikat esnasında matbu ifadeleri tanıklara  imzalatarak atılı suçları örtbas etmeye çalıştıklarına işaret edilen iddianamede,  dosya kapsamından haklarında kamu davası açmak için yeterli şüphe oluşan eski  askerlerin ilgili sevk maddelerince cezalandırılmaları talep edildi.

Kaynak:Vatan