"Şener ile aynı köylüyüz. İkimiz de alçıpan işi yapıyoruz. Kendisinin eşim Zehra'yı aradığını duydum. Eşimin telefonuna baktığımda sık görüştüklerini gördüm. 11 yıllık evli olduğum eşime sorduğumda Şener'in kendisini görüşmek için tehdit ettiğini, anlattı. Ben de yuvam dağılmasın, sineye çektim. 2 ay sonra iş aramak için olayın gerçekleştiği Esentepe Mahallesi'ne gittiğimde, Şener ile fırında karşılaştık. Ekmek yaptırmak için fırına gelmiş. Bana bakarak güldü, ben de 'Sen ne hakla eşimle görüştün?' diye sorunca, 'O benim karım, çocukların benden olabilir' yanıtını verdi. Kendimi kaybettim ve taşıdığım ruhsatsız tabancayla fırının önünde kendisine bir el ateş ettim. Fırın içine kaçtı. Peşinden gittim. Engellemek isteyen fırın çalışanlarına 'Namus meselesidir, karışmayın' dedim. Kaçarken düştü. Ayağına ateş etmek isterken, başından vuruldu."
Kasten adam öldürme suçundan yargılanan şüpheli suç işlediği ruhsatsız tabancayı, 2 yıl önce Kırıkkale'de çalışırken, tanımadığı birinden aldığını söyledi. Öldürülen Şener Saraç'ın eşi Selime, oğlu Berat ve babası Kadir Saraç, şüpheli Tamer Çınar'dan şikayetçi olduklarını söyledi. Tanık olarak dinlenen fırın çalışanları ise, Şener Saraç'ın uzun süreden bu yana fırın müşterisi olduğunu, fırın içerisinde kaçan Şener'i içeriye elindeki silahla giren Tamer Çınar'ın, "Darbe girişiminden daha beter bu olay, namus meselesidir" diyerek vurduğunu söyledi. Mahkeme heyeti avukatların esasa yönelik savunmalarını hazırlamaları için, duruşmayı 11 Kasım'a erteledi.
DHA
