Annesine ve memleketine çok büyük özlem duyarak farklı hikâyelerle bunu fotoğraflarına yansıtan Somalili Abdi Deeq’in ilk kişisel sergisi ’Sil Baştan’, Kadıköy Tasarım Atölyesi’nde sanatseverlerle buluşmaya devam ediyor.

2013 yılından itibaren Türkiye’de yaşamaya başlayan Bahçeşehir Üniversitesi (BAU) Fotoğraf ve Video 1.sınıf öğrencisi 18 yaşındaki Somalili Abdi Deeq ‘Sil Baştan’ adlı fotoğraf sergisi açtı. 13 yaşında babasını El Şebab terör örgütünün saldırısında kaybetmesinin ardından annesi, daha iyi bir hayat yaşaması için Abdi Deeq’i ve kendisinden bir yaş büyük ağabeyiyle birlikte Türkiye’ye göndermek zorunda kaldı. 2 yıldır fotoğraf çeken Deeq fotoğraflarında annesine ve memleketine olan özlemi işlemekte ve yansıtmakta. Deeq’in çektiği fotoğraflardan oluşan ’Sil Baştan’ adlı sergi Kadıköy Tasarım Atölyesi’nde 10 Kasım’a kadar gezilebilecek.

"Bu sergiyi göçmen çocuklara adadım"

Ailesine olan özlemini fotoğraflara yansıttığını belirten Somalili Deeq, "Her çektiğim fotoğrafın bir hikâyesi var. Bazıları benim hayatımla ilgili olan fotoğraflar. Bu sergi göçmen olan çocukları, gençleri anlatan bir çalışma. Özellikle çocuk göçmenlere adadım bu sergiyi. Maalesef hepimiz acı çekiyoruz, sevdiğimiz insanları kaybediyoruz. Benim çektiğim fotoğraflarda bunları anlatıyor. Köksüz olan bir ağacın fotoğrafını çektim. Kökleri olmamasına rağmen yaşayabiliyor. Ekilse tekrar yaşayabilir. Bu sergiye "Sil Baştan" adını vermemin sebebi de her şeyini kaybediyorsun ama başka bir yerde başka bir coğrafyada hayatını yeniden kuruyorsun. O fotoğraf benim köklerimin olmadığını babam olmadığını, ailemden uzakta olduğumu anlatıyor. Ailemi özlüyorum, annemi, kız kardeşimi, çocukluğumu, doğduğum yeri özlüyorum. Ev hasreti, aile hasreti özlemden öte başka bir şey" ifadelerini kullandı.

"Babamın mezarı bile yok"

Ailesini uzun süredir göremediğini ve onlarla ancak internet aracılığıyla görüştüklerini dile getiren Somalili Deeq hayat hikâyesini şu sözlerle anlattı:

"2013 yılından beri Türkiye’deyim. 2012 yılının başlarında kötü bir nedenle babamı kaybettim. Babamı kaybettiğimde 13 yaşındaydım. Tam olarak hatırlamıyorum. Bizim yaşadığımız bölgede El-Şebab terör örgütü ağırlığı vardı. Onlar insanın insan gibi yaşamasını engelliyorlar, izin vermiyorlar. Genç çocuklara zorunlu askerlik vardı. Babam istemeyince de onu elimizden aldılar. Babamı kaybettim ama daha kötüsü onun mezarı bile yok. Ziyaret edebileceğimiz bir mezarı yok. Annem benim ve abimin geleceğini düşünerek, daha iyi bir hayat yaşayabilmemiz için Somali’den gitmemizi istedi. Önce Dubai’ye, daha sonra Suriye’ye gittim. 6 ay Suriye’de kaldım ve 6 ay boyunca dışarı bile çıkamadım. Suriye’nin durumu Somali’den daha kötüydü. Daha sonra Türkiye’ye geldim. Aile ve Sosyal Politikalar İl Müdürlüğüne bağlı Çocuk ve Gençlik Merkezi’nde (ÇOGEM) kalıyorum. Eğitimime Türkiye’de devam ettim. 2 yıldır fotoğraf çekiyorum. Bahçeşehir Üniversitesi’ne yetenek sınavı ile girdim. Bu ilk kişisel sergim. Şimdilik okulumu bitirip hayatıma devam etmeyi düşünüyorum."