Balıkesirli Makina Mühendisi Hasan Cengiz Sarıca, temin ettiği bozuk ve antika saatlerin mekanik ve ahşap kısmını yenileyerek hayat veriyor.
Balıkesir’de mesleğinden emekli olduktan sonra bit pazarında dikkatini çeken bir saati satın alan Hasan Cengiz Sarıca’nın hayatı tamamen değişti. Aldığı saati tamir edip kullanan ve bugün yüzlerce antika saate hayat veren Sarıca, antika saatlerin tamirine bir tutku ile başladığını söyledi. Şu anda 500’ün üzerinde antika saati olduğunu ifade eden Hasan Cengiz Sarıca, mekanik yapıyla çalışan saatlerin mesleği ile bağlantısı olduğunu ifade etti.
Türkiye’de antika ürünlere gerekli değerin gösterilmediğini ifade eden Sarıca, "Yurt dışından eğer bir saat alırsanız kesinlikle korunmuş durumda oluyor. Ama bizim belki de kültürel bir yanlışlığımız, hatta sakatlığımız diyeceğim. Geçmişe hiç bir saygı olmadığı için aldığım 10 saatten 9’u hurda geliyor. Burada kendi imkanlarımızla onarmaya çalışıyoruz. Artı birlikte çalıştığımız ustalar var. Onlar vasıtasıyla da bir şeyler yapmaya çalışıyoruz" dedi.
Aldığı antika saatlerin yapım aşamasından da bahseden Hasan Cengiz Sarıca, "Mekanik kısımdaki bozuklukları gidermeye çalışıyorum. O hallolduktan sonra eğer ahşap kasalı bir saatse ahşap kısmının da restorasyonu yapılıyor. Saat sonra kullanılır hale geliyor. Mekanik saat ustalığı bitme noktasına geldi. Şu anda gerçek anlamda bir usta sıkıntısı çekiyoruz. Kendi gücümüz de yetmiyor" diye konuştu.
"GERÇEKTEN PADİŞAHLAR HAKLIYMIŞ"
Antika merakı ile ilgili ilginç bir detay veren emekli makine mühendisi Sarıca, "Hep Osmanlı padişahlarını merak ederdim. Adam cihan padişahı olmuş, her türlü imkanı var. Fakat geçer marangozluk yapar ya da ne bileyim gümüş işçiliği yapar. Kendi kendime ’bunu neden yapıyor’ derdim. Bunu kendim saatle ilgilenmeye başladığım zaman çok net anladım. Müthiş dinlendirici bir şey böyle bir hobi. Bu bende saat olarak çıkar başka birinde farklı bir şey olarak. Fakat kendi mesleğinin dışında uğraştığın zaman senin ruhunu, beynini deşarj edebilecek hobi müthiş bir şey. Gerçekten Padişahlar haklıymış. Orada adamlar bütün yönetimin, yaşamın verdiği sıkıntıyı ufacık atölyede atabiliyormuş. Türkiye’de Osmanlı da dahil olmak üzere ciddi anlamda bir saat üretimi yok. Avrupa bu konuda çok daha ileride" şeklinde konuştu.
Antika saatlerin tamirini yapmaya başladığında saati sökmeyi dahi bilmediğini belirten Hasan Cengiz Sarıca, "Ben ilk başladığım zamanlarda gerçekten saati sökmeyi bile zor bilen bir insandım. Mühendislik eğitimi almış olabilirsin ama bu ustalık isteyen bir iştir. Çıraklık, kalfalık ve ustalık dönemlerinden geçerek gelebileceğin bir şeydir. Hala da çok iyi bir saat tamircisi değilim. Ama zamanla kendimiz yapar hale geldik" dedi.
Antika sektöründe sadece son bir kaç yıldan beri aktif olduğunu söyleyen Sarıca, "Antika sektöründe yıllarını vermiş bir insan değilim. Ama şunu gördüm. Antika sektöründe harikulade bir ağ var. Hiç ummadığınız bir adam Kahramanmaraş’tan sizi arayabiliyor ’sen saat topluyor muşsun, elimde şöyle saat var’ diye gönderebiliyor. Kulaktan kulağa yayılan harikulade bir zincir var. Onun vasıtasıyla da hem Türkiye’den hem de yurt dışından saat temin edebiliyorum" ifadelerini kullandı.
Cuzi miktarda aldığı bozuk ve antika saatlere yüksek meblağda para harcayarak yeniden hayat veren Hasan Cengiz Sarıca, "Bit pazarında çok berbat bir durumda saati çok uygun bir fiyata alırsınız. Tamir edebilmek için ciddi bir rakam yatırırsınız. 50 liraya aldığınız bir saati eğer çok nadir bir saatse çok ciddi bir fiyata satabilirsiniz" dedi.
İşini sadece hobi olarak yaptığını ve ticareti düşünmediğini belirten Sarıca, "Sadece hobi. Ticarete dökülecek kadar potansiyel olduğuna inanmıyorum Türkiye’de. Mekanik saatten çoğu kişi sesinden bile rahatsız olur. Hoşuma giden bir şey oldu geçtiğimiz günlerde. Kış saatine geçiş uygulamasında millet ’saat kaç’ derken benim mekanik saatlerin hepsi eski saati gösteriyordu en ufak bir sıkıntı yaşamadım" dedi.
"SAATLER GEÇMİŞİ YAŞATIYOR"
Antika saatler için "Geçmişi yaşatıyor" diyen Sarıca sözlerini şöyle sürdürdü:
"Geçmişin sırdaşıdır saatler. Bu çok önemlidir. Düşünün bir yatak odasında bile, ya da ne bileyim salonunuzda duran saat sizden önce babaannenizde, dedenizde duran saat, yılların birikimini taşır. Yani saatin böyle güzel bir şeyi var. Belki de antikanın genelinde bu var. Geçmişin izlerini yaşıyorsunuz. Baktığınızda o yılları tamamen görebiliyorsunuz. Geçmişi tutuyorsunuz belki. Belki nostaljik bir beklenti, geçmişe özlem. Ama bütün yaklaşımım o. Saat özellikle zamanı kavramış bir cihaz ve geçmişten bugüne size zaman yolculuğu yaptıran bir makina."