Ağrı’da konferans veren Prof. Dr. Selçuk Özdemir, eğitim sistemine yönelik yaptığı açıklamada, “Artık bildiğiniz okulculuğun sonuna geldi, bakın özel okullar zaten bunu kırmaya başladı, ama devlet okullarında da önümüzde ki 5 yıl içerisinde sınıflarda eğitimin yapılmamaya başladığını görmeye başlayacağız. Klasik anlamada matematik, fen, fizik kimya, biyoloji sınıf derslerinin sonuna geldik artık” dedi.

Kodla Ağrı projesi kapsamında Ağrı’ya gelen Gazi Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Selçuk Özdemir Kültür ve Kongre Merkezi’nde il genelindeki idareci ve öğretmenlere ‘Teknoloji: İki Yanı Keskin Bıçak’ konulu konferans verdi. Saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunması ile başlayan programın açılış konuşmasını Vali Süleyman Elban yaptı. Vali Elban, Prof. Dr. Selçuk Özdemir’e plaket takdiminde bulunarak Ağrı Dağı temalı tablo hediye etti. Programın devamında öğretmen, idareci ve öğrencilere konferans veren Prof. Dr.Selçuk Özdemir, 300 yıldır dünya ortalamasının altında bir zenginliğe sahip olduğumuzu ve eğer Türkiye’nin teknoloji üretimine çok hızlı bir şekilde başlaması gerektiği uyarısında bulundu.

‘Kölelik düzenine bile ihtiyaç duyulmayacak bir döneme girildi’

Üretmekten amacının patenti ve bilgisi Türkiye’ye ait, başka ülkelerde olmayan ve yabancı ülkelerin Türkiye’den almak zorunda olduğu teknolojiler olduğunu söyleyen Prof. Dr.Özdemir, “Eğer ki biz sıfırdan çok hızlı bir şekilde teknolojik üretmeyi şu anda ki mevcut ilkokul ve ortaokul çocuklarına öğretemezsek onlara o beceriyi kazandıramazsak 2025 Sendromu denen bir kavram var. Ne yazık ki bu Türkiye’de çok fazla tartışılmıyor, konuşulmuyor. 2025 Sendromu, bütün dünyada mevcut ilkokul ve ortaokul çocuklarının üniversiteyi bitirip hayata atılma yılları. 2025 itibariyle dünyada bütün ülkelerde büyük sosyal patlamalara hazır olun deniliyor. Neden? Çünkü biz çocuklarımızı Sanayi Devrimi’nin şekillendirdiği okullarda eğitiyoruz. Sanayi Devrimi’nin son 200 yıldır ortaya koyduğu ihtiyaçlara göre eğitiyoruz. Fakat dünya tarihinde 2-3 defa ortaya çıkan kırılmalardan birini yaşıyoruz. Matbaanın ortaya koyduğu bir kırılma oldu, ardından buharlı makinelerin ortaya koyduğu bir kırılma oldu elektik makinelerinin ortaya koyduğu bir kırılma oldu. Dünya şu anda tekrar bir kırılmanın içinde, Nedir o kırılma, dünya tarihinde binlerce yıldır insanoğlunun ürettiği bütün teknolojiler insan varlığı bedeninin yardımcısıydı. İnsan bedeninin daha verimli kullanılmasında yardımcı oluyordu. Ama hala insana ihtiyaç vardı. İlk defa insanoğlu kendi bedenine bile ihtiyaç bırakmayan teknolojiler üretmeye başladı. Öyle teknolojiler ortaya çıkmaya başladı ki, artık fiziken senin kas gücüne ve bedenine ihtiyaç kalmamaya başladı. Kırılmanın olduğu nokta bu. Kölelik düzeni sömürü düzeni, benim emeğimi çalıyorlar suçlamaları devam ediyor ya, dünya artık öyle bir noktaya geldi ki senin bedenine ihtiyaç duyulmayacak bir noktaya gelindi. Kölelik düzenine bile ihtiyaç duyulmayacak bir döneme girildi” dedi.

‘Eğitim saatinin yüzde 50’sini İngilizce’ye harcıyorsun acı tarafı o çocuklar büyüdüklerinde o beceriyi hiç kullanamayacaklar’

Çocuklara kodlama robotik uygulamasını neden öğrettiklerine dair sorularla sık sık karşılaştığını anlatan Prof. Dr.Selçuk Özdemir, ülke çapında 100 bin çocuğun 5 yıldır sürekli kodlama, robotik, 3 boyutlu tasarım, bilişim ile üretim boyutlarında ülkenin en pahalı okullarında da en kırsal kesimde bulunan köylerde de çalıştıklarını ifade etti. Kodlamayı önümüzdeki yılların yabancı dili olarak nitelendiren Prof. Dr. Özdemir, çeşitli büyük zincir okulların kodlamayı ‘geleceği dili kodlama’ diye kullanmaya başladıklarını iddia etti. Kendi nesilleri için İngilizce öğrenmenin yabancılarla konuşmak için bir ihtiyaç olduğunu kaydeden Prof. Dr. Özdemir, “Bu çocuklarımız için İngilizce öğrenmek bırakın ihtiyaç olmayı herhangi bir problem bile olmayacak. Geçen sene yeni bir cihaz çıkarıldı 300 dolara satılıyor ve 40 dilde anında çeviri yapıyor. O cihazın birkaç yıl içinde mükemmele yakın çeviri yapması gerekiyor. Fiyatı daha da inecek, sen çocuklara İngilizce öğretmek için haftalık onların eğitim saatinin yüzde 50’sini İngilizce’ye harcıyorsun acı tarafı o çocuklar büyüdüklerinde o beceriyi hiç kullanamayacaklar. O beceriye ihtiyaç bile duymayacaklar” şeklinde konuştu.

‘Artık bildiğiniz okulculuğun sonuna geldik’

İnovasyonlar çağına girdiğimizi ve gelişen teknolojinin insanı işlevsiz hala getireceğini bu yüzden herkesin bu tür süreçlere hazır olması gerektiği uyarısında bulunan Prof. Dr.Selçuk Özdemir, Türkiye’nin mutlaka inovasyon yapma zorunluluğu olduğunu aktardı. Sanayi Devrimi’nin son 10 yılda kırıldığını dile getiren Prof. Dr.Selçuk Özdemir, “Artık bildiğiniz okulculuğun sonuna geldik, bakın özel okullar zaten bunu kırmaya başladı ama devlet okullarında da önümüzde ki 5 yıl içerisinde sınıflarda eğitimin yapılmamaya başladığını görmeye başlayacağız. Klasik anlamada matematik, fen, fizik kimya, biyoloji sınıf derslerinin sonuna geldik artık. Sınıfta eğitimin sonuna geldik” diye konuştu.

‘10 yıl sonra milyonlarca genci idare edecek gücümüzde olmayacak’

Son 2 yıl içerisinde ÖDTÜ, İTÜ ve Hacettepe Üniiversitesi’nde bilgisayar mühendisliği okumuş ve iş bulamayan gençlerin yüksek lisans yaptıklarına ve polis olmaya çalıştıklarına şahitlik ettiğini vurgulayan Prof. Dr. Özdemir, mühendisler arasında polis olma yarışı olduğunu kaydetti. Prof. Dr.Selçuk Özdemir,” Konuşmamın başında Sendromu’ndan bahsettim. Bu çocuklar mezun olduklarında iş aramaya başladıklarında biz bunlara iş yok diyeceğiz ve milyonarca çocuğun kapıda biriktiği bir ülkede sosyal patlamalar kaçınılmaz olacak. Bugün durumu idare ediyoruz ama 10 yıl sonra milyonlarca genci idare edecek gücümüzde olmayacak” ifadelerini kullandı.

Programa Vali Süleyman Elban, İl Milli Eğitim Müdürü Yakup Turan, okul müdürleri, öğretmenler ve öğrenciler katıldı.