Taner YENER-Yaşar KAÇMAZ/İSTANBUL, () KALKINMA Bakanı Cevdet Yılmaz, 31. İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) Ekonomik ve Ticari İşbirliği Daimi Komitesi (İSEDAK) kapmasında düzenlediği basın toplantısında “Türkiye'nin bu ülkelerle yaptığı ticaret de önemli bir aşamaya gelmiş durumda. Bundan 10 yıl kadar önce Türkiye'nin toplam ihracatı içinde bu ülkelerin payı yüzde 15'ler civarında iken, şimdi yüzde 30'lar civarında. Dünyada talebin daraldığı, Avrupa'da durgunluğun yaşandığı bir ortamda Türkiye'nin ticaret hacmini artırmasında İİT üyesi ülkelerin önemli bir payının olduğunu söyleyebilirim" dedi.

31 YILLIK GELENEK DEVAM EDİYOR

Kalkınma Bakanı Cevdet Yılmaz, İstanbul Kongre Merkezi'nde düzenlenen 31. İslam İşbirliği Teşkilatı Ekonomik ve Ticari İşbirliği Daimi Komitesi (İSEDAK) Toplantısı kapsamında bir basın toplantısı düzenlendi. 1984 yılında Türkiye’nin başkanlığında oluşturulan İSEDAK’ın her yıl aralıksız olarak düzenlendiğini hatırlatan Yılmaz, “İSEDAK’ın İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) kurumları çerçevesinde içerisinde en istikrarlı yapılardan biri olduğunu belirterek, “Türkiye’nin başkanlığını yaptığı bir yapı. Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanları aynı zamanda da İSEDAK’ın başkanı olarak görev yapıyorlar. Yine bu yapıyla ilgili sekreterya hizmetlerini de geçmişte Devlet Planlama Teşkilatı veriyordu bugünde de Kalkınma Bakanlığımız bu sekretarya hizmetlerini yerine getiriyor ve 31 yıllık bir gelenek devam ediyor" dedi.

İSEDAK DAHA GÜÇLÜ BİR ŞEKİLDE FAALİYETLERİNİ SÜRDÜRÜYOR

İSEDAK ile ilgili son dönemlerde yeni çalışmalar yaptıklarını ifade eden Yılmaz, 2012 yılında Mekke’de gerçekleştirilen İslam İşbirliği Teşkilatı Zirvesi’nde İSEDAK ile ilgili yeni kararlar alındığı söyledi. İSEDAK’ın statüsünün ve stratejisinin yenilendiğini belirten Yılmaz, şunları söyledi:

“Bunu Türkiye’nin insiyatifiyle gerçekleştirdiğimizi ifade edebilirim. Bu yeni statü ve stratejiyle İSEDAK artık eskisinden daha güçlü bir şekilde faaliyetlerini sürdürüyor. Statü ile ne yaptık? Türkiye’deki ofisin yetkilerini güçlendirdik. Yine başkanlığın yetkilerini güçlendirdik daha etkili bir yapı haline getirdik. Stratejiyle de genel bazı öncelikler tayin ettik. İki tane önemli mekanizma kurduk. Birincisi çalışma grupları. Tıpkı OECD’de olduğu gibi İSEDAK bünyesinde doğrudan konunun uzmanı olan kişileri bir araya getiren bunlar arasında ortak çalışmalar yapılmasını sağlayan mekanizmalar bunlar. Bir örnek vermek gerekirse ulaştırma alanında. Doğrudan üye ülkelerin Ulaştırma Bakanlıklarından uzmanların bir araya geldiği, çalıştığı raporlar ürettiği bir hale geldi İSEDAK.. Bu yeni mekanizmadan sonra çok daha fazla çıktı üretmeye başladı İSEDAK.. Yine proje döngüsü mekanizması ikinci mekanizma olarak getirdiğimiz, yenilik olarak getirdiğimiz, yeni bir proje döngüsü mekanizması getirdik İSEDAK’a yine Türkiye’nin yönettiği bir mekanizma. Üye ülkelerden proje teklifleri alıyoruz. Özellikle de teknik kapasiteyi geliştirici, ülkeler arası ilişkileri geliştirici, yine önemli sahalarda işbirliği imkanlarını geliştiren, tecrübe paylaşımını sağlayan projelere, daha çok soft projeler bunlar tabiki destekler sağlıyoruz."


10 YILLIK EYLEM PLANI HAZIRLANIYOR

Türkiye’nin G-20'yi çok başarılı bir şekilde gerçekleştirdiğini kaydeden Yılmaz, 2016 yılının Nisan ayında İslam İşbirliği Teşkilatı Zirvesi Türkiye’de gerçekleştirileceğini ve Türkiye’nin 3 yıl boyunca dönem başkanlığını yürüteceğini belirterek,  “Devlet ve hükümet başkanları düzeyinde gerçekleşiyor. Bu zirvede çok önemli bir karar alınacak. 10 yıllık eylem planı hazırlanıyor uzun bir süredir İslam İşbirliği Teşkilatı çerçevesinde. Bu zirvede büyük bir ihtimalle 10 yıllık eylem planının onaylandığını göreceğiz diğer bazı önemli kararlarla birlikte. İslam İşbirliği Teşkilatının önemli bir yapı BM’lerden sonra en büyük uluslararası organizasyon 57 üye ülkesi var. Dünya nüfusunun aşağı yukarı 4’de birine tekabül eden bir yapı. Bu yapı içinde Türkiye’nin aldığı bu insiyatifler ekonomik açıdan olduğu kadar siyasi açıdan da son derece önemli" dedi.

ÜST DÜZEY KATILIM 33 SAYISINA ULAŞTI

Bu yılki İSEDAK’a katılımla ilgili bilgiler veren Yılmaz, “Bu yıl 51 ülkeden katılım sağlandı. Ayrıca 21 uluslararası kuruluş yine katıldı. Toplam 72 ayrı katılım söz konusu. Delege sayısı olarak baktığımızda 415 delegeye tekabül ediyor, kuruluşlardan ve ülkelerden gelenler. Üst düzey bir katılım olduğunu ifade edebilirim. Bir başbakan Yardımcısı, 26 bakan, 6 bakan yardımcısı bu yılki İSEDAK toplantısına katıldılar. Yani 33 sayısına ulaştı üst düzey katılım" diye konuştu.


İKLİM DEĞİŞİKLİĞİNDEN YOKSULLUKLA MÜCADELEYE

İİT'nin Birleşmiş Milletler'den (BM) sonraki en büyük organizasyon olduğunu, 57 üye ülkesi ve dünya nüfusunun 4'te birine tekabül eden bir yapı olduğunu ifade eden Yılmaz, bu yılki İSEDAK'a 51 ülke ve 21 uluslararası kuruluştan katılım sağlandığını, delege sayısının ise 415 olduğunu ifade etti. İSEDAK Bakanlar Toplantısı'nda ana temanın "2015 sonrası kalkınma gündemi ve İslam ümmetinin kalkınma sorunları ile temel kamu hizmetlerinin iyileştirilmesi" olarak belirlendiğini söyleyen Yılmaz, "Sürdürülebilir kalkınmanın sadece devletlerin veya kamu sektörünün başaracağı bir iş olmadığını kabul ediyoruz. Burada özel sektörün ve sivil toplumun rolü çok daha ön plana çıkmış durumda. Bunu gerçekleştireceksek iklim değişikliğinden yoksullukla mücadeleye, kadınların konumundan kalkınma yardımlarına kadar birçok alanda mutlaka kamu, özel sektör ve sivil toplum iş birliği gerekiyor. Bu konuları İSEDAK bünyesinde de ele aldık" dedi.

TPS-OIC İLE İLGİLİ ÖNEMLİ BİR EŞİĞİ DE HEP BERABER AŞACAĞIZ

Bakan Yılmaz ayrıca İSEDAK finansmanı çerçevesinde 2014 yılında 8, bu yıl içinde 14 proje olmak üzere toplamda 22 projenin finanse edildiğini, her bir projede en az 3 ülkenin katılımının gerektiğini, 40 civarı ülkenin bu projelerden istifade ettiğine dikkat çekti. Dünyanın büyüme hızında bir yavaşlamanın söz konusu olduğunu, dünyanın uzun bir süredir böyle bir durumla karşı karşıya kalmadığını belirten Yılmaz, "Bugün ticaret büyümeden bile daha olumsuz bir tablo çiziyor” dedi.

İSEDAK çerçevesinde uzun süredir İslam İşbirliği Teşkilatı Üyesi Ülkeler Arasında Tercihli Ticaret Sistemi Anlaşması (TPS-OIC) inisiyatifini geliştirdiklerini, burada yeterli imza sayısına ulaştıklarını ve uygulama aşamasında olduklarını kaydeden Yılmaz, "İİT üyesi ülkelerin ticaret bakanlarını özel olarak bir toplantıda buluşturduk. Burada şöyle bir prensip kararı alındı: Türkiye'deki zirveye kadar taviz listelerinin sunulması ve tercihli ticaretin hayata geçirilmesi… Böylece TPS-OIC ile ilgili önemli bir eşiği de hep beraber aşacağız. Tercihli ticareti tamamladıktan sonra daha kapsamlı ticaret müzakerelerine devam etmeyi düşünüyoruz. İslam ülkelerinin dış ticaret fazlası var. Ama kendi içerisinde ticareti zayıf. Bu bundan bir 10 sene önce yüzde 10'lar civarındaydı. Ticareti yüzde 20 seviyesine çekmek gibi bir hedefimiz söz konusu idi. Buna da aşağı yukarı yaklaşmış durumdayız.

Türkiye'nin bu ülkelerle yaptığı ticaret de önemli bir aşamaya gelmiş durumda. Bundan 10 yıl kadar önce Türkiye'nin toplam ihracatı içinde bu ülkelerin payı yüzde 15'ler civarında iken, şimdi yüzde 30'lar civarında. Dünyada talebin daraldığı, Avrupa'da durgunluğun yaşandığı bir ortamda Türkiye'nin ticaret hacmini artırmasında İİT üyesi ülkelerin önemli bir payının olduğunu söyleyebilirim."

İSEDAK'TA GELECEK YILIN ANA TEMASI OLARAK ‘İSLAMİ FİNANS STRATEJİLERİ’

Teşkilata üye ülkelerde her yıl belli bir ölçüde finansman fazlası olduğunu, bunu yatırımlara dönüştürmenin önemli bir gündemleri olduğunu söyleyen, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın geçen yıl ilk defa başkan olarak konuşma yaptığını ve orada İslam Altın Borsası ile İslam Gayrimenkul Borsası önerilerini dile getirdiğini anlatan Yılmaz, bu çerçevede geçen yıldan bu yıla önemli çalışmalar yürüttüklerini belirterek, "İslam İşbirliği Teşkilatı Borsalar Forumu Sekretaryası sıfatı ile Borsa İstanbul ve İSEDAK Sermaye Piyasaları Düzenleyici Otoriteleri Forumu sıfatıyla da SPK tarafından birer fizibilite raporları hazırlandı“ dedi. Yılmaz, İSEDAK'ta gelecek yılın ana teması olarak İslami finans stratejilerini belirlediklerinin altını çizdi.

TÜRKİYE'NİN DÖNEM BAŞKANLIĞININ İİT'YE YENİ BİR GÖRÜNÜRLÜK VE ETKİLİLİK KATACAĞINI DÜŞÜNÜYORUM

Konuşmasının ardından basın mensuplarının sorularını yanıtlayan Yılmaz, “Türkiye'nin İİT ülkelerinin tamamıyla ticaret yaptığını belirterek, Türkiye'nin birlik içerisinde en fazla ihracat yaptığı ülkelerin Irak, Birleşik Arap Emirlikleri, Suudi Arabistan ve Mısır olduğunu ifade etti. Türkiye'nin dönem başkanlığını üstlendiği İİT'nin gelecek dönemde İslam coğrafyasının sorunlarıyla ilgili daha güçlü ilgileneceğine işaret eden Yılmaz, "Türkiye'nin başkanlığının birliğe yeni bir heyecan katacağına inanıyorum. Özellikle Cumhurbaşkanımızın tüm üye ülkelerde çok önemli bir karşılığı var. Türkiye'nin son 13 yıllık reform, demokratikleşme ve ekonomik tecrübesinin getirdiği etkiler söz konusu. Tarihsel ilişkilerimiz söz konusu… Dolayısıyla Türkiye'nin dönem başkanlığının İİT'ye yeni bir görünürlük ve etkililik katacağını düşünüyorum" dedi.

MÜLTECİ KONUSU BÜTÜN İNSANLIĞIN SORUNUDUR

Suriye'nin birliğe üyeliğinin askıya alındığını ifade eden Yılmaz, İİT zirvelerinde Müslüman ülkelerinin ekonomik gelişimlerinin yanı sıra siyasi sorunlarının da tartışıldığını, mülteci krizinde İslam dünyasından önce Batılı devletlerin sorumluluklarını kontrol etmesi gerektiğini ifade ederek, "Mülteci konusu belli ülkelerin ve ülke grubunun değil bütün insanlığın sorunudur. Uluslararası hukuk da bunu söyler" dedi.

TPS-OIC'in 12 üyenin onayıyla kabul edildiğini belirten Yılmaz, anlaşmanın ticareti artıracağını, körfez ülkelerinin bu işin içinde olduğuna işaret ederek, "En önemli pazarlardan biri Körfez ülkeleri… Dolayısıyla onlar anlaşmayı daha çekici hale getiriyor. Önümüzdeki dönemde daha fazla ülkenin bu sisteme dahil olabileceği bir zemin var" diye konuştu.


TPS-OIC'İN BÖYLE BİR RİSK OLUŞTURDUĞUNU SÖYLEYEMEYİZ

Tercihli Ticaret Sistemi Anlaşması'nın Transatlantik Ticaret ve Yatırım Ortaklığı (TTIP) ve Trans Pasifik Ortaklığı (TPP) gibi bölgesel anlaşmalara karşı hamle olarak görülmemesi gerektiğini vurgulayan Yılmaz, şöyle devam etti
"İslam ülkeleri arasındaki tercihli ticaret ve bölgesel ticaret anlaşmaları, daha küresel anlamda yapılacak düzenlemelerin alternatifi değil tamamlayıcısı gibi algılanmalı. Üye ülkelerin kendi içlerindeki ticaret çok düşük düzeyde. İslam ülkelerinin kendi içindeki ticareti, toplam ticaretlerinin yüzde 20'sine gelebilmiş değil. Dolayısıyla İslam ülkelerinin kendi içinde ticareti mutlaka artırması gerekiyor. Diğer taraftan küresel düzeyde de ticareti kolaylaştırma anlaşması var. Türkiye'nin G20 gündeminde de dile getirdiği bir husus. TTIP gibi anlaşmalar dünyadaki genel ticareti kolaylaştırma dışında yürürse, o bence küresel bir risk oluşturur. Küresel düzeyde daha liberal bir ticaret rejimi yerine, belli bölgelerin kendi içlerinde ticaret yapıp diğer bölgelere karşı kendilerini kapatmaları gibi bir risk, diğer durumlarda söz konusu olabilir. TPS-OIC'in böyle bir risk oluşturduğunu söyleyemeyiz."

Birliğin küresel ticaretteki yerini rakamlarla ifade eden Yılmaz, "İİT'nin toplam ihracatı 2013'te 2 trilyon 732 milyar dolar, toplam ithalatı ise 2 trilyon 299 milyar dolar. Dolayısıyla 433 milyar dolarlık bir dış ticaret fazlasından bahsediyoruz" diye konuştu.

(FOTOĞRAF)