GEÇTİĞİMİZ aylarda Küçükçekmece Aile Mahkemesi’ne başvuran emekli apartman görevlisi H.D., “Karımı artık sevmiyorum” diyerek, 54 yaşındaki karısı T.D.’den boşanmak için dava dilekçesi verdi. Kadın ise karşı dilekçesinde kocasını sevdiğini, boşanmak istemediğini belirtti. Bunun üzerine mahkeme, davacı kocadan delil sunmasını ve tanık dinletmesini istedi. Koca, tanık ve delil sunmasına gerek olmadığını, birini sevip sevmediğini ancak kendisinin bilebileceğini söyledi. Kocanın avukatı İbrahim Barlas da, tarafları zorla bir arada tutmanın İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 8’inci maddesine aykırı olduğu görüşüyle, davacı beyanının yeterli olması gerektiğini savundu ve bu konuda emsal bir karar verilmesini talep etti.

MAHKEME: ‘İSPAT EDEMEDİ’
Ancak mahkeme hakimi, davacı taraf davalının kusurunu, evlilik birliğinin devamında menfaat kalmadığını, evlilik birliğinin tekrar kurulamayacak suretle sona erdiğini ispatlayamadığı için davanın reddine karar verdi. İtiraz üzerine dosyaya bakan İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 10’uncu Hukuk Dairesi de, mahkemenin bu kararın bozulması talebini reddetti. Avukat Barlas, bu kararı Yargıtay’da temyiz etti.

‘EVLENİRKEN SİZ YOKTUNUZ’
Kararın bozulması için Yargıtay’a verilen dilekçede, özetle şu görüşler savunuldu: “İki kişinin bir arada yaşamasına veya yaşamamasına dair kararı, başka biri veremez. Bir kişiyi, eşine karşı sevgisinin kalmadığını ispata zorlamak da insani değildir. Kişiler evlenirken herhangi bir mahkemeden izin almamaktadır. Boşanırken de bir mahkeme kararına veya iznine gerek bulunmamalıdır.”

'KADINLAR İÇİN HAK ARIYORUM'
DAVADA
verilen kararın bozulmasını özellikle kadınlar için istediğini belirten Avukat İbrahim Barlas, Hürriyet’e şunları söyledi: 

“Çoğu Avrupa ülkesinde tek dilekçeyle boşanılıyor. Türkiye’de ispata zorluyor mahkemeler. 2016 senesinde katledilen 261 kadının 4’te 1’i (65 kadın) boşanmak istediği için öldürüldü. 

Dava reddedildiği zaman yeni bir dava için 3 sene beklemek zorunda taraflar. Yasada bu konuda bir boşluk bulunuyor. 

Medeni Kanunumuzdaki bu olumsuzlukların giderilmesi için bizce yeni bir düzenlemeye ihtiyaç vardır. Tüm iç hukuk yolları tükendiğinde davayı İnsan Hakları Mahkemesi’ne götüreceğim.”

Kaynak:Hürriyet