Minik fenomen Aras'tan, kask uyarısı

SOSYAL medyada ailesinin çektiği videolarla fenomen haline gelen, hikaye kitabında motosiklete binen bir çocuğun kask takmadığını görünce 'Neden kask takmadın?' diye tepki veren Aras Özadalı'nın (3) babasıyla diyaloğu ve kamu spotu niteliğindeki videosu, 400 binin üzerinde görüntülendi.
İzmir'de ailesiyle yaşayan ve videolar sayesinde fenomene dönüşen Aras Özadalı, geçen aylarda 'Cookie Challenge' paylaşımıyla dikkati çekti. Babasının masası üzerine kurabiye bırakıp 'Ben gelene kadar bunu yeme' sözlerinin ardından minik Aras'ın kurabiyeye uzun süre bakıp yememesi, binlerce kez izlendi. Ailesinin çektiği videolarla fenomen haline gelen, babasının seçtiği telaffuzu zor kelimeleri söylemeye çalışan minik Aras'ın sevimli halleri, binlerce beğeni topladı.
Son olarak Aras Özadalı'dan kamu spotu niteliğinde yeni bir video geldi. Babasının okuduğu hikaye kitabındaki motosiklet arkasına binen küçük bir çocuğun resmini gören Aras'ın, "Sen neden kask takmadın" demesi üzerine babası, "Ben kask takmayı unuttum. Babamın kaskı var benimki yok" dedi. Bunun üzerine minik Aras, "Sen kaskını evde mi unuttun? Neden takmadın? Peki neden otobüse binmedin? O zaman düşebilirsin. Ya da bir yerini kırabilirsin. Kafana kask takmalısın. Neden takmadın? Ama takmıyosun" diye tepki verdi. Minik Aras'ın duyarlı davranışının yer aldığı video, 400 binin üzerinde görüntüleme aldı.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ
--------------
- Aras Özadalı'nın babasıyla 'Kask Takma' tartışma videosu
- Aras Özadalı'nın kurabiye başında gösterdiği sabır videosu
- Aras Özadalı'yla telaffuzu zor kelimeler videosu

Haber- Kamera: Aslı DURAN/ANTALYA, ()

=========================

Boşanma aşamasındaki eşine kızıp, eşyalarını balkonda yaktı

ANTALYA'nın Kumluca ilçesinde boşanma aşamasında olan S.A., mal kaçırdığını iddia ettiği kocası T.A.'nın özel eşyalarını balkona çıkarıp yaktı. 
Kumluca ilçesi Göksu Mahallesi'ndeki bir apartmanın 5'inci katında oturan S.A. ile T.A., şiddetli geçimsizlik nedeniyle anlaşarak boşanmaya karar verdi. Boşanma davası hazırlıkları sürerken S.A., kocası T.A.'nın evin tapusunu kardeşinin üzerine devrettiğini, kullandıkları otomobili de sattığını öğrendi.
KOCASININ EŞYALARINI BALKONDA YAKTI
Sinir krizi geçiren S.A., dün akşam saatlerinde kocasının özel eşyalarını balkona çıkartıp yaktı. Durumun farkına varan komşuları, 112'ye haber verdi. 112'ye yapılan ihbar 'intihara teşebbüs' olduğu için olay yerine polis ekipleriyle birlikte ambulans ve itfaiye ekipleri de sevk edildi. S.A., kocasının özel eşyalarını yaktığını, isterse kendisinin söndürebileceğini, kimseyi istemediğini, itfaiye müdahale ederse kendini beşinci kattan atacağını söyleyerek ekipleri tehdit etti.
Bir süre sonra olay yerine gelen kocası T.A.'nın kapıyı açmasıyla ekipler daireye girdi. İtfaiye ekipleri, balkonda yanan eşyalara müdahale ederek söndürdü. Uzun çaba sonunda hastaneye gitmeye ikna edilen S.A. ise sağlık kontrolünün ardından ifadesi alınmak üzere ilçe emniyet müdürlüğüne götürüldü.    
Komşuları çiftin her ikisinin de ikinci evliliği olduğunu, eski eşlerinden 2'şer çocukları olduğunu belirtti.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ
- Olay yerine gelen ekiplerin
- Kadınrn evinin penceresinden bağırırken
- Balkondan çıkan dumlanın
- Kadın sağlık ekipleri tarafından hastaneye götürülürken

Haber- Kamera: Ramazan SARIKAYALI/KUMLUCA (Antalya), ()

=========================

Elektrikli bisiklet ile otomobilin çarpışma anı kamerada

Bursa'da, sürücüsünün hatalı şerit değiştirdiği elektrikli bisiklet, karşı yönden gelen otomobil ile çarpıştı. Kaza, bir iş yerinin güvenlik kamerası tarafınan kaydedildi.
Kaza, dün sabah, İnegöl ilçesi Burhaniye Mahallesi Park Caddesi'nde meydana geldi. Sürücüsü M.A.'nın (23) hatalı şerit değiştirdiği elektrikli bisiklet, karşı yönden gelen E.E. (45) yönetimindeki otomobil ile çarpıştı. Çarpışmanın etkisiyle elektrikli bisiklet devrilirken M.A. yaralandı. Kazayı gören vatandaşların ihbarıyla gelen sağlık ekiplerince İnegöl Devlet Hastanesi'ne kaldırılan M.A., tedavi altına alındı. M.A.'nın sağlık durumunun iyi olduğu öğrenilirken, kazayla ilgili soruşturma başlatıldı.
Öte yandan kaza, bir iş yerinin güvenlik kamerası tarafından görüntlendi. Görüntüde, elektrikli bisikletin hatalı şerit değiştirmesi ile otomobil ile çarpışma anı görülüyor.

Görüntü Dökümü:
--------------------------------
-Kaza anı güvenlik kamerası görüntüsü

Haber: Yavuz YILMAZ/İNEGÖL (Bursa), ()

========================

Kuşadası'nda şifa veren 'kıyı sarımsakları' çiçek açtı

AYDIN'ın Kuşadası ilçesinde, endemik bitki türlerinden olan 'kıyı sarımsakları' çiçek açtı. Boyu 1 metreye kadar uzayabilen ve Latince adı 'Allium Commutatum' olan mor renkli bitkinin yüzünü göstermesi doğa severler arasında heyecan yarattı.
Türkiye'nin en önemli tabiat mirasları arasında yer alan Kuşadası'ndaki Dilek Yarımadası Millli Parkı'nda bölgeye özgü endemik bitki türlerinden olan 'kıyı sarımsakları' çiçek açmaya başladı. Boyu 1 metreye kadar uzayabilen mor renkli kıyı sarımsakları doğa severlerin ilgisini çekiyor. Görenleri kendine hayran bırakan kıyı sarımsakları, Türkiye'de ilk kez Dilek Yarımadası'nda kayıt altına alındığı için botanik bilimi açısından da ayrı bir öneme sahip. Şifa verme özelliği de bulunan bitki, kent halkı tarafından doğadan toplanıp başta romatizmal hastalıklar olmak üzere yüksek tansiyonun tedavisinde de kullanılıyor.
'KORUNMASI GEREKİYOR'
Kıyı sarımsağının Türkiye genelinde 141 türü bulunduğunu belirten Ekosistemi Koruma ve Doğa Sevenler Derneği (EKODOSD) Başkanı Bahattin Sürücü, "Daha çok kayalık habitatlarda yetişen bu bitki genellikle haziran ve temmuz aylarında çiçek açar. Milli Park'ın Aydınlık Koyu, İlyas Ağa mevkii ve Poyraz Koy civarındaki kıyı kayalıklarında yoğun olarak görülür. Bitki, halk arasında ilaç özelliği ile de bilinmektedir. Cinsin antibakteriyel etkileri hakkında çok sayıda araştırma bulunmaktadır. Bu cins içerisindeki türlerinin birçoğu, çeşitli ülkelerde sebze, baharat ve süs bitkisi olarak kullanılıp, kültürü yapılmaktadır. Genellikle iştah açıcı, tansiyon düşürücü özelliğe sahiptir" dedi.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ
-Kıyı sarımsaklarından görüntü
-EKODOSD Başkanı Bahattin Sürücü ile röp.
-Genel ve detay görüntüler.

Haber - Kamera: Eşber OKAYER / KUŞADASI (Aydın), ()

======================================

SÜPÜRGE-FARAŞ TUTAN ELLER ORKESTRASI

Antalya Muratpaşa Belediyesi Temizlik İşleri Şubesi'nde çalışan 15 temizlik işçisi, her biri farklı mahallelerde ilçenin sokak ve caddelerini süpürürken, ikinci 'altın bilezikleri' olan müzisyenlikten de kopmadı.
Belediyenin sosyal medyasında görüntüleri paylaşılan temizlik işçilerinin mini konseri, görüntülenme rekoru kırdı. Temizlik işçilerinden oluşan müzik grubu, tarihi Kaleiçi semtinde sokakları süpürdükten sonra enstrümanlarını alıp esnafa moral konseri verdi.

Muratpaşa Belediyesi, Temizlik İşleri Müdürlüğü'nde görevli 15 personelden müzik grubu oluşturdu. Enstrüman çalan, mesai saatleri dışında da bireysel olarak düğün ve eğlence mekanlarında sahne alan belediye personelinin bir araya geldiği grupta, belediye işçileri gündüz cadde ve sokakların temizliği, akşam saatlerinde de kendi deyimleriyle 'ekstraya giderek' insanların keyifli vakit geçirmesi için mesai harcıyor. Antalyalılar, Muratpaşa Belediyesi bünyesindeki müzik grubunu ilk olarak belediyenin 2 bininci yer altı konteyner montajı için düzenlenen 2016 yılındaki törende tanıdı.
SOSYAL MEDYADA ÜN KAZANDI
Törende çaldıkları enstrümanla davetlileri eğlendiren temizlik işçileri, son olarak Muratpaşa Belediye Başkanı Ümit Uysal'ın sosyal medya hesabından paylaştığı mini konser görüntüleriyle yeniden gündeme geldi. Sokakların temizliğinde özverili çalışmalarıyla beğeni kazanan zaman zaman da 'çöpçü' adlandırmasıyla hor görülen temizlik işçilerinden oluşan müzik grubu üyeleri, klarnetten kemana, davuldan elektrosaza ve davula çaldıkları enstrümanla dikkat çekti.
GÜNDÜZ SÜPÜRGE FARAŞ, AKŞAM KEMAN DAVUL
Temizlik işçilerinden oluşan müzik grubu, son olarak tarihi Kaleiçi'nde hem cadde ve sokakların temizliği hem de pandemi sürecinde müşterisi azalan esnafa moral amacıyla bir araya geldi. Tarihi kentin caddelerini süpürge ve faraş ile temizleyen müzik grubu üyeleri, mola verdikleri zaman diliminde de mini konser gerçekleştirdi. Canlı performans sergiledikleri konserde Türk Halk Müziği'nden Neşet Ertaş'ın şarkılarına, Roman ve oyun havasına müzikler çalan temizlik işçilerini, vatandaşlar beğeniyle izledi. 
'SOKAKLARI SÜPÜRÜRKEN DANS EDİYORUM'
Temizlik işçilerinden oluşan müzik grubunda davul çalan Ekrem Şahyan, 15 yıldır Muratpaşa Belediyesi'nde temizlik işçisi olarak görev yaptığını anlattı. Gündüz sokakları temizleyip belediyedeki mesaisini tamamladıktan sonra düğünlerde ve eğlence mekanlarında sahne aldığını anlatan Şahyan, "Ailem müzisyen, ben de çocukluğumdan beri enstrüman çalıyorum. Belediyede mesaim bittikten sonra ekstra işlere gidiyorum. Müzisyenlik daha eğlenceli, stres atıyoruz, eğleniyoruz. İnsanları eğlendiriyoruz. Gündüzleri de sokakları süpürürken dans ediyorum. Dans ederek eğlenceli çalışıyorum. İnsanlar da beni çok seviyor. Oynayarak iş yapıyorum. Koronavirüs nedeniyle akşamları işlerimiz azaldı ama işlerimiz devam ediyor. Sosyal medyada görüntüler çıkınca çok güzel tepkiler aldım. İnsanların beni gördüğünü söylemesi çok hoşuma gitti" diye konuştu.
'ESAS MESLEĞİM MÜZİSYENLİK'
Grubun bağlamacısı Metin Yeşilçimen, 12 yıldır belediyede temizlik işçisi olarak çalıştığını aktardı. Esas mesleğinin müzisyenlik olduğunu anlatan Yeşilçimen, ailesinin sosyal güvencesi ve ilerleyen yıllarda emekli olabilmek için belediyede çalıştığını belirtti. Temizlik işçiliğini de müzisyenliği de severek yaptığını vurgulayan Yeşilçimen, "30 yıldır bağlama çalıyorum. Gazino, bar, düğünlerde, konserlerde çaldım. İki işimi de seviyorum. Mahalleye gittiğimde artık herkes beni tanıyor. Belediyenin temizlik işçisinin dışında belediyenin müzisyeni olarak tanınıyoruz" dedi.
'KONSERLERİN DEVAMINI BEKLİYORUZ'
Kaleiçi esnafından Bayram Aydın, pandemi döneminde esnaf olarak morale ihtiyaç duydukları süreçte temizlik işçilerinin müzik şovunu çok beğendiklerini dile getirdi. Temizlik işçisi olarak belediyede görev yapan müzisyenlerin çoğunu tanıdıklarını anlatan Aydın, konserlerin devamını devamını beklediklerini söyledi.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ:
--------------
- Temizlik işlerinin detay görüntüleri
- Sokakta temizlik yaparken görüntüleri
- Muhabir Ahmet İstek in anonsu
- Röp 1:Ekrem şahyan işci
- Röp 2:Metin Yeşil çimen işci
- Röp 3:Bayram Aydın Esnaf
- Muhabir Ahmet İstek in anonsu
- Drone görüntüleri
- İşcilerin belediyedeki konser çalışmasından detay görüntüler

HABER: Tolga YILDIRIM- Ahmet İSTEK -KAMERA: Emrah GÜL /ANTALYA,()

Haber Kodu : 200714030

============================

YAZ- KIŞ TEKNEDE YAŞAYAN ÇİFT, 11 YILDA 77 ÜLKE GEZDİ

Antalya'nın Alanya ilçesine yelkenli tekneleriyle gelip marinaya demirleyen Kanadalı Wade ve Diane Alarie çifti, 11 yıldır yaz- kış teknede yaşıyor. Yaşadıkları hayatı 'stressiz' diye tanımlayan çift, 11 yılda 77 ülke gezdi. Çift, kara hayatına geri dönmeyi hiç düşünmediklerini söyledi. 

Yaklaşık 11 yıl önce yelkenli tekneyle ülkeleri Kanada'dan çıkan 63 yaşındaki Wade ve 59 yaşındaki Diane Alarie çifti, bu sürede tekneyle 77 ülke gezdi. Yaz- kış teknede yaşayarak ülke ülke gezen ve deniz hayatına çok alışan çift, kara hayatına dönmeyi düşünmüyor. 2 hafta önce Antalya'nın Alanya ilçesine gelerek Alanya Marina'ya demirleyen çift, bir yıl kadar burada kalmayı planlıyor. Emekli olduktan sonra seçtikleri tekne hayatında oldukça mutlu olduklarını ifade eden Alarie çifti, "Burası bizim evimiz" diyor. 
'EVDE YAŞAMA FİKRİ ÇOK SIKICI'
Asker emeklisi Wade ve emekli hemşire Diane Alarie, Kanada'da kalıp hep aynı şeyleri yaptıkları sıkıcı bir hayat sürmek istemediklerini, dünyayı gezerek yeni kültürler tanımak istedikleri için bu yolculuğa çıktıklarını anlattı. Wade Alarie, "Emekli olduktan sonra tekneyle dünyayı gezmeye karar verdik. Bu nedenle teknede yaşamamız gerekiyor. Teknede yaşamaya başladıktan sonra tekrar Kanada'da bir evde yaşama hissi bizim için çok sıkıcı bir düşünce olduğu için teknede yaşamaya devam ediyoruz" dedi. 
'BİZE UZUN SÜRE KALMA İMKANI SAĞLAYAN İLK ÜLKE TÜRKİYE'
Bugüne dek 77 ülke gezen Alarie çifti, bir sonraki durakları hakkında bilgi verirken, "Türkiye bize uzun süre kalma imkanı tanıyan nadir ülkelerden biri. 1 senelik kontratımızı yaptık. Daha sonra Türkiye'yi gezerek batısına doğru ilerleyeceğiz. Karadeniz'e gitme planımız olabilir. Yunanistan'a da gideceğiz, Rusya'yı da görmek istiyoruz" diye konuştu. 
'PANDEMİDE 100 GÜN TEKNEDEN ÇIKMADIK'
Seyahatte oldukları süreçte dünyada koronavirüs salgınının patlaması sonrası ilginç deneyimler yaşayan Alarie çifti, pandemiye Mısır seyahatinde denk geldi. Mısır'a gittikten 1 hafta sonra pandeminin açıklandığını ve ülkeler arası sınırların kapandığını aktaran çift, 100 gün boyunca tekneden inemediklerini, Mısırlı yetkililerin buna izin vermediğini anlatırken şunları söyledi:
"İlk olarak Hindistan Caputi'ye giriş yaptık. O zamanlar koronavirüs nedir ne değildir fikrimiz yoktu. Daha pandemi haline gelmemişti. Oradan Eritre'ye geçtik. İnternet yok, iletişim kurma durumumuz yok. Ardından Sudan'a geçtik ve yavaş yavaş koronavirüs var, önlemler alınıyor gibi şeyler duymaya başladık. En son nisanda Mısır'a geldik. 1 hafta sonra koronavirüs artmaya başlayınca bütün ülkeler sınırlarını kapattı. O süreçte orada kaldık, tekneden hiç çıkmadık. Pandemi yavaş yavaş kalkmaya başladığında nereye gidebiliriz diye arayışa geçtik. Hırvatistan'a mı, Yunanistan'a mı Türkiye'ye mi derken ilk Türkiye'den cevap geldi. 'Türkiye'ye gelebilirsiniz. Biz her şekilde size yardımcı olacağız' dedikleri için buraya gelmeye karar verdik. 3 tekne birlikte yola çıktık. Rüzgarlar çok sert estiği için Süveyş Kanalı'ndan geçip buraya gelmemiz 3 hafta sürdü."
'TÜRKİYE'DE HERKES KURALLARA UYUYOR'
Türkiye'deki koronavirüs tedbirlerini de çok beğendiklerini söyleyen çift, "Türkiye çok güzel, insanlar çok hassas. İnsanlar maskelerini toplu taşımalarda takıyor. Biz burada eşimle bir arada olduğumuz için takmıyoruz ama dışarı çıktığımız zaman herkes sosyal mesafeye, kurallara uyuyor" dedi. 
'TEKNEYLE STRESSİZ BİR HAYATI SEÇTİK'
Tekne hayatını herkese önerdiklerini söyleyen çift, seçtikleri bu hayatla stresi en aza indirdiklerini, tek dertlerinin artık karınlarının doyup doymadığı ve hava durumu olduğunu ifade etti. Alarie çifti, "11 yıldır Kanada'ya gitmedik. Kara hayatı bize bürokrasi, banka vs. çok stresli gelmeye başladığından beri denizde yaşamayı seçtik. Karaya dönmeyi istemeyiz. Stressiz bir hayatı seçtik, çünkü karada olduğun zaman 24 saat bile yapacağın şeyler için yetmiyor, hep koşturmaca içerisindesin. Her şey midemle alakalı sadece midem ve güneş. Her gün hayatı yaşıyorsun ama daha az stresli bir yaşam. Kanada'ya dönüp orada yaşamak zorunda kalırsak ne yaparız bilmiyorum. Bu hayatın en sevdiğim yönü birçok yeni insanla tanışıyoruz. Sürekli yeni yerlere gittiğimiz, yeni insanlar ve yeni kültürlerle tanıştığımız için beynimiz de sürekli güncel kalıyor. Ülkemizde kalmış olsaydık aynı insanlarla aynı AVM'lerde daha kısıtlı bir hayat yaşamak zorunda kalırdık. Biz çok sosyal insanlarız, bu da çok sosyal bir hayat. Dünyayı yelkenli bir tekneyle gezmeye karar verdik. Çünkü Everest'in tepesine çıkmak istesek çantaları taşıyacak birine ihtiyacın var ama yelkenli bir teknede buna ihtiyacın yok" dedi.
'KARADA İNSANLAR ÇOK STRESLİ HAYAT SÜRÜYOR'
Asıl bundan sonra karaya dönmelerinin zor olacağını belirten Diane Alarie, şunları söyledi: 
"Biz en son Kanada'ya gitmeden önce 18 ay boyunca bir yerde demirledik. Marinaya girmedik. Karaya döndüğümüzde 24 saatin insanlar için yeterli olmadığını ve çok stresli bir hayat sürdüklerini gördük. İnsanlar çok fazla şey istiyor. Bizim burada ihtiyacımız olan her şey var. İhtiyacımız olmayanı da almıyoruz. Zaten yer yok." 
Yaklaşık 77 ülke gezen Alarie çifti, daha önce Türkiye'ye geldiklerini, İstanbul, Ankara ve İzmir'i gezdiklerini, ancak ilk kez tekneyle geldiklerini ve Alanya Marina'da olmaktan mutlu olduklarını dile getirdi. Çift, "Burada olmaktan çok mutluyuz. İnsanlar çok cana yakın. Bizim her türlü ihtiyacımıza karşılık veriyorlar. Diğer marinalarda bir şeyin kırılsa bozulsa, 'Bu çok kötü, bu sizin probleminiz. Ben bunu yapamam siz kendi başınızın çaresine bakın' derler ama burada bize her zaman yardımcı oluyorlar. Özellikle Alanya'dan da bahsedersek, denizi, her yeri çok temiz. Türkiye bu konuda çok iyi o yüzden burada olmaktan çok mutluyuz" dedi.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ
--------------
- Alarie çiftinin tekneden genel ve detay görüntüleri
- Gittikleri ülkeleri haritada anlatırken genel görüntüler
- Wade ve Diane Alarie röp

HABER -KAMERA: Burcu MUTLU- Engin ANAK/ALANYA (Antalya), ()  

Haber Kodu : 200714031
Haber Kodu : 200714032

===================================

15 Temmuz darbe girişimine dikkat çekmek için sembol araçların maketini yaptı

VAN'da kaynak ustası Suat Çekmez (54), topladığı demir hurda malzemelerden, 15 Temmuz darbe girişimine dikkat çekmek için sembol araçların maketini yaptı.
Erciş'te yaşayan ve 36 yıldır kaynak ustası olan 3 çocuk babası Suat Çekmez, küçük sanayi sitesindeki dükkânında topladığı hurda malzemelerden, 15 Temmuz gecesi darbe girişiminin sembol araçlarının maketini yaptı. İlkokul mezunu olan Çekmez, çocukluğundan beri maket araba meraklısı olduğunu belirterek, boş zamanlarında çeşitli araçların maketlerini yaptığını söyledi.
15 Temmuz darbe girişiminde verilen mücadeleden çok etkilendiğini anlatan Çekmez, yaptığı bir maket tankı da Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a iletilmek üzere Ankara'da yetkililere teslim ettiğini söyledi. Ağabeyinin Kıbrıs'ta vatani görevini yaparken şehit olduğunu da belirten Çekmez, "Boş zamanlarımda hobi olarak çeşitli araba maketleri yapıyordum. Ancak ne olduysa 15 Temmuz hain darbe girişiminden sonra oldu. Cadde ve sokaklarda o tankları gördüğümde gözlerim doldu ve bu maketleri yapmaya başladım" dedi.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ
-Suat Çeker'in çalışması
-Maket araçlardan görüntü
-Suat Çeker'in konuşması
-Genel detaylar

Barış KUL/ERCİŞ (Van), ()

================================

SEL ANI KAMERADA; DEHŞET ANINI YAŞAYAN O AİLE KONUŞTU 
Rize'de selin hasarı, gün ağarınca ortaya çıktı (2)

Rize'nin Çayeli ilçesine bağlı Madenli beldesinde meydana gelen sel, ırmağın akış yönünü değiştirdi. Önüne gelen ağaç ve odun parçalarını yolda sürükleyen sel suları, beldede yaşayanlar tarafından cep telefonuyla da görüntülendi. Görüntülerde; etkili sağanağın ardından ırmaktaki su seviyesinin aninden yükselip, çevredeki beton yola taştığı ve sel sularının odun parçalarını hızla sürüklediği görülüyor.
'EŞİMİ GÖREMEYİNCE BAĞIRMAYA BAŞLADIM'
Görüntüleri kayda alan ve böyle bir afet görmediğini anlatan Nezahat Bostancı, "Felaketti. Ben suyu görünce çekime başladım. Baktım ki üsten aşağı doğru kıyamet kopuyor. Eşim de dışarıdaydı, 'Mehmet içeri gel' diye bağırdım. Kütükler falan gelmeye başladı. Eşimi birden göremedim, kütükler eşimi aldı, götürdü diye düşündüm. Bağırmaya başladım, koştum diğer tarafa bir baktım orada duruyor. Çok korktuk, oğlumu da camdan yukarı aldım. Gece çok felaketti, 'sizi kurtaracağız' dediler ama yollar kapalıydı. Sabaha kadar oturduk" dedi.
'BÖYLE YAĞMUR GÖRMEDİM'
Sel olduğu zaman dışarıda olduğunu söyleyen Mehmet Bostancı da, "Hanımımla beraber çay topluyorduk. O sırada hanıma, 'ben suya bakayım, bulanıklaşmaya başladı. Sen de çay toplamaya devam et' dedim. Yukarı çıktım ve ırmağının yönünün değiştiğini gördüm, yukardan bir heyelan geldi ve komşunun çay bahçesine gitti. Daha sonra aşağı doğru indim ve su hep yoldan aşağı geliyordu. Yol artık taşımaz hale geldi. Hanım bana 'içeri gel' diye bağırdı. Yukarıdan bir ağaç alabora şeklinde gelmeye başladı ve evin köşesine vurdu. Ben kendimi hemen merdivenin altına attım, bu sırada birkaç tane ağaç parçası geldi. Hanım da o sırada video çekiyormuş, bağırmaya başladı, 'baban gitti, sele karıştı' diye. Ben de mezarlığın yanına gittim. Heyecandan hiçbir şey diyemedim, kanım dondu. Rahmetli babamın mezarının yanına gittim, dua ettim, 'bizde geliyoruz' dedim. Beni pencereden görünce hepsi sevindi. Büyük bir korku yaşadık, 'sabaha kadar yağarsa ne yapacağız' dedik. Küçük bir ırmak vardı ama yukardan aşağıya heyelan gelince ırmağın yönü değişti. 62 yaşındayım, böyle yağmur görmedimö diye konuştu.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ
- Beldeden görüntüler
- Selden etkilenen vatandaşlar röpler.
- Bölgede selin hasarları

HABER: Arzu ERBAŞ KAMERA: Mehmet Can PEÇE/RİZE-

=====================================

Özel görüntülerini arkadaşlarına yolladığını iddia ettiği eski eşinden şikayetçi oldu, eski eş suçlamaları kabul etmedi

Mersin'de Nida Nur Yıldız (30), 5 ay evli kaldığı Burak Etiler (43) hakkında, özel görüntülerini cep telefonundan arkadaşlarına gönderdiği iddiasıyla şikayetçi oldu. Hakkında özel hayatın gizliliğini ihlalden iddianame hazırlanan Etiler ise, hakkındaki iddiaları yalanladı.

Kentte ticaret yapan Burak Etiler ile 8 Eylül 2018'de hayatını birleştiren Nida Nur Yıldız, 10 Ocak 2019'da da boşandı. Bu süreçte özel görüntülerini çeken eski eşi B.E., boşanma aşamasındayken iddiaya göre görüntüleri arkadaşlarıyla sohbet uygulamasındaki bir gruba yolladı. Kendisine gelen mesajlardan sonra harekete geçen Yıldız, araştırma sonucu gelin gittiği evde, eşinin 3 farklı kadınla çekilmiş görüntülerini de buldu. Yıldız, savcılığa suç duyurusunda bulundu.

ARKADAŞININ ATTIĞI MESAJ İLE ORTAYA ÇIKTI
Yaşananlarla ilgili açıklama yapan Yıldız, bir arkadaşının kendisine attığı "Videonu izledimö mesajı ile eski eşinin özel görüntülerini arkadaşlarına yolladığını öğrendiğini söyledi. Özel görüntülerinin birçok kişinin eline geçtiğini kaydeden yıldız, "Eski eşimle bir süre evli kaldıktan sonra ayrıldık. Ayrıldıktan sonra telefonuna kaydettiği özel görüntülerimi başkasına gönderdiğini öğrendim. Konuyla ilgili suç duyurusunda bulundum. Bana yapılan şeyin 3 kadına daha yapıldığını öğrendim. Ben korkmuyorum. Herhangi bir çekincem de yok. Bu benim ayıbım değil. Özel hayatın gizliliğinden davamız açıldı. Savcının iddianameyi kabul etmesini bekliyoruz. Tazminat davası açacağız. En ağır cezayı almasını istiyorumö dedi.  
Mağdur kadının avukatı Sahra Düzgün Tucel de, "Müvekkilimiz eski eşinin özel görüntülerini WhatsApp gruplarında paylaştığı şikayetinde bulundu. Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından bir soruşturma başlatıldı. Başlatılan soruşturma kapsamında şüpheli hakkında özel hayatın gizliliğini ihlalden iddianame düzenlendi. İddianamenin kabulünü bekliyoruzö diye konuştu.
İDDİALARI KABUL ETMEDİ
Eski koca Burak Etiler ise hakkındaki iddiaları kabul etmedi. Kendisine kumpas kurulduğunu iddia eden Etiler ise şunları söyledi:
"5 ay kadar evli kaldık, ardından anlaşmalı şekilde boşandık. Benden tehdit ve şantaj ile maddi menfaat elde etmek istiyorlar. Şahıslar hakkında suç duyurusunda bulunuldu. Suçlamaların hiçbirini kabul etmiyorum.ö dedi.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ
-----------------------------
- Nida Nur Yıldız ve avukatı Sahra Düzgün Tucel konuşurken
- Nida Nur Yıldız detay görüntü
- Nida Nur Yıldız'ın telefonuna gelen mesajlar
- Nida Nur Yıldız ile röportaj
- Avukatı Sahra Düzgün Tucel ile röportaj
- Burak Etiler ile röportaj

SÜRE: 07'37ö BOYUT: 517 MB

Haber-Kamera: Soner AYDIN/MERSİN, ()

===================================

Nevşehir'de 1 köy, düğün sonrası karantinaya alındı

NEVŞEHİR'in Derinkuyu ilçesine bağlı Güneyce köyü, düğün sonrası 4 kişide koronavirüs tespit edilmesi üzerine karantinaya alındı.
Derinkuyu'ya bağlı 225 haneli Güneyce köyünde 5 Temmuz'da düğün yapıldı. Düğüne katılan 4 kişi, yüksek ateş ve öksürük şikayetleriyle Nevşehir Devlet Hastanesi'ne başvurdu. Burada yapılan test sonucu 4 kişide koronavirüs tespit edildi. Bunun üzerine Derinkuyu İlçe Hıfzıssıhha Kurulu, Güneyce köyünü koronavirüs tedbirleri kapsamında karantinaya aldı. Jandarma ekipleri, köyün girişinde güvenlik önlemi aldı. Köye giriş ve çıkışlar ise yasaklandı. Köyde yaşayanların yiyecek ihtiyaçları, Vefa Sosyal Destek Grubu tarafından karşılanacak.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ:
-Köylü bir vatandaş motorsikletle  genel görüntü
-Köy girişinde jandarma ekiplerinden genel ve detay görüntü
-Güneyce köyü levhasından genel görüntü
-Köyden uzaktan zoom görüntü

Haber-Kamera:Ahmet KORKMAZER / NEVŞEHİR () 

==========================

17 yılda 28 ameliyatla hayata tutundu
 
KAYSERİ'de 5,5 aylıkken hidrosefali (beyinde su toplanması) hastalığına yakalanan Mehmet Akif Öztürk (22), 17 yılda 28 ameliyat geçirip, bir taraftan da resim yaparak hayata tutundu. Hastalığı yenerek Kayseri Adliyesi'nde memur olan Mehmet Akif, "Doktorlar benim için sürekli ümitsiz konuştu. 'Yaşamaz' ve 'yürüyemez' gibi ifadeler kullandılar. Allah'a şükür ki ben tüm bunları atlatıp, hayatta kaldım" dedi.
Kentte Sevgi-Kemal Öztürk çiftinin 3 çocuğundan ortancası olan Mehmet Akif, henüz 5,5 aylık iken hidrosefali hastalığı ile tanıştı. İlk ameliyatını ilk teşhisin hemen ardından olan Mehmet Akif, 17 yaşına kadar sağ, sol ve göbek fıtığı, menenjit, kafa şekil düzenlemesi ve beyinde su toplamasına bağlı 28 ameliyat geçirdi. Doktorların, 'yaşamaz' ve 'yürüyemez' dediği Mehmet Akif, bu ameliyatlar ile hastalığı yendi. Bu süreçte fizik tedavi desteği alan Mehmet Akif, bir yandan da küçük yaşta başladığı resim ile hayata tutundu. 2018 yılında da  Engelli Kamu Personeli Seçme Sınavından 80 puan alarak zihinsel engelliler grubundan Kayseri Adliyesi'nde memur olarak görev yapmaya başlayan Mehmet Akif, azmi ile takdir topladı.
'YAŞAMAZ VE YAŞASA DA YÜRÜYEMEZ' DEDİLER'
Mehmet Akif, hidrosefali hastalığının hayatının dönüm noktalarından biri olduğunu belirterek, "Hastanelerde annem hep başucumda bekledi. Beni ameliyatlarımda yalnız bırakmadı. Doktorlar benim için sürekli ümitsiz konuştu. 'Yaşamaz' ve 'yürüyemez' gibi ifadeler kullandılar. Allah'a şükür ki ben tüm bunları atlatıp, hayatta kaldım ve 2018 yılında memur oldum.  Adliyede de savcılarımız ve hakimlerimiz bana çok ilgi gösteriyorlar. Bugüne kadar çok acı çektim. Her geçen yıl başka bir ameliyat olmak zorunda kaldım. Ameliyatların izlerini atlatmak için fizik tedavi aldım. Beyin omurilik sıvısını beyinden idrar yollarına aktarımını sağlayan 1 adet şant ile hayatımı sürdürüyorum. Ameliyatlarımın bitmiş olması ameliyat olmayacağım anlamına gelmiyor. Şantın tıkanması halinde yeniden ameliyat olma durumum var" dedi.
'RESİMLERLE HAYATA TUTUNDUM'
Başta Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan olmak üzere devlet büyüklerinin, önemli kişilerin yağlı boya tablolarını yapan Öztürk, 8 yaşında boş kağıdı karalayarak resim yapmaya başladığını anlattı. Öztürk, "8 yaşından belli kendi el yeteneğimle resim yapıyorum. Sürekli bir şeyler yaparak el yeteneğimi geliştirdim ve bu zamana kadar geldim. 17 yılda 28 ameliyat geçirdim. Resimlerle hayata tutundum. Boş kaldığım zamanlarda resim ve çizim yapıyorum. Kayseri'de ki protokol üyelerimize çizimler yapıyorum. Bakanlarımıza gönderiyorum.  2 ay uğraş vererek, resmettiğim Cumhurbaşkanımıza ait portreyi Ankara'da hediye etmek istiyorum. Kendisinin çocukluktan bu yana hayranıyım. Hayalim onunla buluşmak ve çizimini yaptığım Erciyes Dağı arka fonlu portresini hediye ederek, hayalimi gerçekleştirmek istiyorum" diye konuştu.
'BABAM ÜZÜNTÜDEN HASTA OLDU'
28 ameliyat sonrası babasının kendisine üzülmekten hasta olduğuna da dikkat çeken Mehmet Akif Öztürk, "Babam üzüntüden hasta oldu. 10 yıldır, babama bir teşhis konulamıyor. Hastalığının ne olduğu bulunamıyor. Bu durum da beni üzüyor. Babam, bana üzülerek hasta oldu. Onun içinde bulunduğu durum beni kaygılandırıyor. 1,5 yıldır devlet memuru olarak çalışıyorum. Akşam mesai bittikten sonra evde boş zamanlarımda, evimin bir odasını atölyeye çevirdim. Benim gibi birçok arkadaşım var. Hayata karşı ümitlerini hiçbir zaman kesmesinler" ifadesini kullandı.

GÖRÜNTÜ GEÇİLİYOR
Samed Aydın SUN/KAYSERİ, ()

===============================

Erciyes'te Temmuz ayında kayak keyfi
 
TÜRKİYE'nin önemli kış turizm merkezlerinden Erciyes'te, Kayseri Snowboard Bölge Takımı Temmuz ayında kayak yapma imkanı buluyor. Büyükşehir Belediye Başkanı Memduh Büyükkılıç, "Erciyes Master Planı kapsamında Erciyes'imiz misafirlerine sadece kışın değil her mevsim hizmet ediyor" dedi.
İç Anadolu Bölgesi'nin en yüksek dağı Erciyes, Kayseri Büyükşehir Belediyesi'nin Erciyes Master Planı kapsamında yaz aylarında da kayakçılara spor kampı imkanı sunuyor. Erciyes Dağı, kayak sporunu dört mevsim yaşatmaya devam ediyor. Bu kapsamda Erciyes Dağı'nın Sütdonduran Yaylasında Kayseri Snowboard Bölge Takımı kayakçıları spor kampı yapıyor. Büyükşehir Belediye Başkanı Memduh Büyükkılıç, Temmuz ayında Erciyes Dağı'nda kayak yapıldığını belirterek, "Şehrimizin ve ülkemizin önemli bir değerini büyük yatırımlarla adeta dünyanın hizmetine sunduk. Sadece ülkemiz değil, dünyanın birçok yerinden misafirlerimizi ağırladık. Erciyes'imiz uluslararası kalite ve hizmet belgelerine sahip olduğundan dolayı kış tatiline gelecek yabancı turistler için bir güven telkin etti. Dünyada, özellikle Avusturya, İsviçre, Fransa gibi ülkelerde çok büyük ve meşhur kayak merkezleri olmasına rağmen ISO standartlarını dünyada ilk alan kayak merkezinin Erciyes olması bizlere ayrıca gurur veriyor. Erciyes Master Planı kapsamında Erciyes'imiz misafirlerine sadece kışın değil her mevsim hizmet ediyor" diye konuştu.
'KAYAK YAPILAN MUHTEŞEM BİR NOKTADAYIZ'
Erciyes'in çok sayıda mili ve uluslararası organizasyonuna ev sahipliği yaptığını ifade eden Erciyes A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Murat Cahid Cıngı ise, "Erciyesimiz hem turistlik manada hem de sportif manada şehrimize, bölgemize, ülkemize hizmet ediyor. Fakat şu anda bulunduğumuz nokta çok ilginç ve güzel bir yer. Hala temmuz ayı olmasına rağmen kayak yapılan muhteşem bir noktadayız. Bu vadide temmuz ayının sonuna kadar kar oluyor. Burada Hacılar Belediyemizin dağ evi var ve belediyemizin açmış olduğu yoldan istifade ederek Gençlik İl Müdürlüğümüz kayakçılarımıza spor kampı ortaya koydu. Erciyes'in dışında olmasına rağmen dört mevsim kayak yapılıyor ve yavrularımız bir haftadır eğitim görüyorlar" ifadelerini kullandı.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ
----------------------
-Kayak yapan sporculardan görüntü
-Büyükşehir Belediye Başkanı Memduh Büyükkılıç ile röportaj
-Erciyes A.Ş. Başkanı Murat Cahid Cıngı ile röportaj
-Genel detaylar

HABER: KAYSERİ, ()

=========================

LAVANTA YAĞININ LİTRESİ 135 EURO

SAKARYA ve Karabük'te lavanta hasadı yapılırken, gıda mühendisi Adem Şahin lavanta yağının litresinin 135 Euro'dan satıldığını söyledi. 

Sakarya'nın Kaynarca ilçesinde gıda mühendisi Adem Şahin, 2018 yılında KOSGEB Destek Kredisiyle Kaynarca Uğurlu Mahallesi'ne damıtma tesisi kurdu. Adem Şahin kendi tarlasına ektiği lavantaların dışında başka yerlerden gelen lavantaları da damıtarak yağını çıkartmaya başladı. Vatandaşları da bu konuda bilgilendirmeye çalışan Adem Şahin, "Tesisimizde öncelikle defne bitkisi olmak üzere lavanta, biberiye, kekik, adaçayı ve tıbbi nane gibi bitkileri damıtmaktayım. Lavantanın litresi toptan satışta 135 Euro'ya alıcı buluyor. Şu anda bölgemizde ekilen mısır ve buğdaya alternatif olarak çiftçilerden lavanta ekmelerini de bekliyoruz. Getirisi yüksek ürünler, bunun haricinde kekik, biberiye, adaçayı ve tıbbi nane gibi bitkileri de tavsiye etmekteyiz." dedi.  
Hasadını yaptığı lavantaları damıtmaya getiren Oğuz Muslu, "1,5 dönüm arazinin 500 metrekaresine deneme olarak lavanta ektik. Bu sene ikinci olarak ürünümüzü getiriyoruz. Ümit ediyoruz ki; bölgede verimsiz topraklarda bile ekilir olan endüstriyel ve aromatik bitkiler yetiştirilir ve yaygınlaşır. Çiftçilerimiz daha yüksek gelir elde ederler." diye konuştu.  
MUHASEBECİYDİ LAVANTA ÜRETİCİSİ OLDU 
İstanbul'da bir şirkette 18 yıl muhasebe bölümünde çalışan Hülya Çalışkan, Karabük'te lavanta üreticisi oldu. 3 dönüm arazisinde 5 bin kök lavantası bulunduğunu belirten Hülya Çalışkan, "18 sene İstanbul'da bir şirkette muhasebe bölümünde çalıştım. Daha farklı şeyler denemek istedim. Eğitim ve sertifika süreçleriyle beraber tarıma daha da yakınlaştım. Benim için arıcılıkla başlayan bir süreçti. Arı bizi daha farklı bir sürece yönlendirdi. 2017 yılında da başka neler yapabilir diye düşündük. Kırsal kalkınmanın desteklemiş olduğu tıbbi ve aromatik bitkiler hususuna girilmiş oldu. 3 dönüm alanımızda 5 bin kök ile lavanta yetiştiriciliğine başladık. Bu yıl 3'ncü yılı ve yağını çıkarttırmak için uğraşıyoruz. Hasadımıza başladık ve bitmek üzere. Lavanta tek başına yağ olarak değil, bal, reçel ve polen gibi başka ürün çeşitlerine de hitap ediyor. Demetler halinde satış da yapmaktayız. Lavanta çok kıymetli bir bitki." diye konuştu. 
Hülya Çalışkan lavantanın kırsal kalkınmada tarım ve turizmin birlikte yükselmesini sağlayan bir bitki olduğunu, bölgedeki kadın çiftçiler ile birlikte geliştirmek daha fazla alana lavanta dikimini gerçekleştirmek ve kooperatifleşme sürecine girecek boyuta gelmek istediklerini söyledi. 

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ 
-------------------------------
Lavanta yağı damıtma detay 
Lavantaların taşınması 
Adem Şahin röp. 
Oğuz Muslu röp. 
Detay 

HABER-KAMERA: Murat HAZER- KAYNARCA (Sakarya), () 

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ
Lavantalardan görüntü
Hülya Çalışkan ile röp.

HABER-KAMERA: Yasin ALDEMİR/KARABÜK, ()

Haber Kodu : 200714026

===========================

KARİKATÜRİSTTEN 15 TEMMUZ ÇİZGİ ROMANI
 
ADANA'da, karikatürist Erbil Işın (60), 15 Temmuz darbe girişiminin 4'üncü yıldönümünde, hazırladığı çizgi romanı tamamladığını açıklayarak, bu eserin gelecek nesillere aktarılmasını için ilkokullarda ücretsiz dağıtılmasını istediğini bildirdi.

Evinin bir bölümünü resim atölyesine çeviren Erbil Işın, 15 Temmuz darbe girişiminde Şehit Astsubay Ömer Halisdemir'in kahramanlığından etkilenerek, o gece yaşananların karikatürünü çizmeye başladı. Erbil Işın, darbe gecesi yaşanan olayları 2016'da 100 sayfalık çizgi roman haline getirdi. Hain darbe girişimini anbean kitaplaştırdığı söyleyen Işın, "Meclisin ve vatandaşların uçaklarla bombalanması ve Ömer Halisdemir'in şehit edilmesi beni derinden etkiledi. O geceyi hatırlayınca hala  üzülüyorum. Bu kitabı hazırlamamdaki en büyük amaç, gelecek nesillere yaşananları aktarmak. Bu kitabın ilkokullarda ücretsiz dağıtılmasını arzu ediyorum" dedi.

Işın, hazırlamış olduğu eseri Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a da gönderdiğini sözlerine ekledi.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ:
------------------------------
- Karikatürist Erbil Işın ile röp
- Resim çizilmesi
- 15 Temmuz çizimleri
- Genel ve detaylar

Haber-Kamera: Çağlar ÖZÜRK-Eser PAZARBAŞI /ADANA,()

Haber Kodu : 200714083

=======================================

ÇOCUKLUK HAYALİNİ, MOTOSİKLETİYLE 12 İL VE 23 İLÇEYİ GEZEREK GERÇEKLEŞTİRDİ

GÜMÜŞHANE'de akaryakıt firmasında çalışan 2 çocuk babası Osman Yaşar Maraba (45), çocukluk hayalini, motorsikletiyle Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgeleri'ndeki 12 il ve 23 ilçe gezerek gerçekleştirdi. Son durak Hakkari'ye ulaşan Maraba, kent girişindeki Depin mevkiinde bir gece kamp kurdu.
Gümüşhane'de oturan Osman Yaşar Maraba, bir akaryakıt firmasında çalışıyor. Çocukluğunda Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi'ni motorsikletle gezmeyi hayal eden Maraba, bu hayalini gerçekleştirmek için motorsikletiyle çıktığı turda 12 il ve 23 ilçeyi gezdi. 10 bin kilometre yol kateden Maraba'nın son durağı Hakkari oldu. Motorsiklet tutkunu Maraba, seyyar ev olarak kullandığı motorsikletiyle, geldiği Hakkari'nin Depin mevkiine kurduğu çadırda bir gece konakladı.
'HAKKARİ'Yİ HERKES GELİP GÖRMELİ'
Gümüşhaneli Maraba, artık Hakkari'nin terörle anılmasını istemediğini belirterek, "Herkesin buralara gelip bu güzel doğayı görmesi gerekiyor. Ben çocukken, tek hayalim Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi'ndeki illeri motorsikletle gezmekti. Bu hayalimi gerçekleştirdiğim için çok mutluyum. İnsanları çok misafirperver cana yakınlar. Dışardan geldiğimi öğrendiklerinde evlerine davet ediyorlar. Ama ben çekingen olduğum için gidemedim. Hakkari terörle anıldığı gibi değil herkesin gelip görmesi gerekiyor" dedi.
'BU GEZİ, TERÖRÜN YOK OLDUĞUNU GÖSTERİYOR'
Motorsiklet tutkunu Maraba'yı karşılayan Doğu Anadolu Bölgesi Gaziler ve Şehit Aileleri Federasyonu Başkanı Abdurrahman Er ise, "İnsanların hala Doğu ve Güneydoğu bölgesine terörün kol gezdiğini düşünüyor. Ancak Osman Bey Gümüşhane'den doğu bölgesini özellikle Hakkarimizi dolaşması terörün gerçekten bu bölgeden yok olduğunu bittiğini birlik ve beraberliğin adına bu seyahatın gerçekleştirdiğini söyledi. Ben de kendilerine yapmış olduğu bu güzel anlamlı etkinliği için yürekten teşekkür ediyorum" diye konuştu.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ
- Motorsikleti ile Hakkari'ye gelen Osman Yaşar maraba
- Çarsi merkezinde vatandaşlarla sohbet etmesi
- Hakkari girişinde nüfus tabelası önünde röportajı
- Motorsikleti ile Zap vadisine inmesi 
- Kamp kuracağı yerde çadır kurması
- Genel Detay

Mehmet ÖZKAN/HAKKARİ, ()

Haber Kodu : 200714027

=========================

AHIRI YANINCA HAYVANLARIYLA ARAZİDE YAŞAMAYA BAŞLADI
 
ERZURUM'da, evi ve ahırı çıkan yangında kullanılamaz hale gelen Eyüp Karaca (43), ailesini kiraladığı eve yerleştirdikten sonra yer bulamadığı hayvanlarıyla dışarıda yaşamaya başladı. 

Merkez Palandöken ilçesi Karayolları semtindeki evi ve ahırı yaklaşık 2,5 ay önce çıkan yangında kullanılamaz hale gelen, 7 çocuk babası Eyüp Karaca, ailesi için Yıldızkent semtinde ev kiraladı. Eşi ve çocuklarını buraya yerleştiren Karaca, 5 inek ve 3 atı için ahır arayışına girdi. Maddi imkansızlıklar nedeniyle ücreti uygun ahır arayan Karaca, çareyi Erzurum- Erzincan yolu kenarındaki otlak alanda buldu. Hayvanlarını yoldan uzak noktaya iplerle bağlayan Karaca, süt sağım makinesi ile jeneratör getirdiği alanda hayvancılık yapmaya başladı. Ot yönünden verimli olan alanda hayvanları için de kamyonetiyle bidonlarla su taşıyan Karaca, günün 24 saatini onlarla geçiriyor. 

'YER BULAMAZSAM SONBAHARA KADAR BÖYLE GİDECEK'

Sabah ve akşam olmak üzere günde iki kez jeneratöre bağladığı sağım makinesiyle sağdığı sütleri satarak ailesinin geçimini sağlayan Eyüp Karaca, maddi yetersizlik nedeniyle çaresiz kaldığı için kara yolu kenarını seçtiğini söyledi. Karayolları semtindeki evi ve ahırının yanmasından sonra ailesini kiraladığı eve yerleştirdiğini ancak hayvanlarına bakacak uygun alan bulamadığını belirten Karaca, "Zor şartlar altında ailemi geçindirmeye çalışıyorum. Evim ve ahırım yandıktan sonra ailemi kiraladığım bir eve yerleştirdim. Hayvanlara uygun bir yer bulamadığı için kara yolu kenarındaki bu alana geldik. Hayvanlardan elde ettiğim sütü satarak ailemin geçimini sağlıyorum. 7 gün 24 saat buradayım. Yer bulamazsam sonbahara kadar bu şekilde gidecek. Sonrası Allah'tan hayırlısı. Zor oluyor ama elden bir şey gelmiyor" dedi.

GECE MESAİSİ

Gündüz otlakta otlatarak, su verip, sütlerini sağdığı hayvanları gece de yalnız bırakmayan Eyüp Karaca, serdiği minderde oturarak vakit geçiriyor. Bir taraftan çayını yudumlayan bir taraftan da alanda bulunan hayvanlarıyla ilgilenen Karaca, "Yaz sıcağı, hayvanları burada barındırmaya çalışıyorum. Maddi durumum iyi değil, yer almayı düşünüyorum, param yok. Burada güze kadar kalacağım. Mecbur gece de burada yatıyorum" diye konuştu. 

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ
-------------------------------
-Erzurum-Erzincan karayolu
-Karayolu kenarında otlayan hayvanlar
-Kamyonet ve su bidonları
-Jeneratör ve kamyonet yanındaki hayvanlar
-İple bağlı hayvanların otlaması
-Eyüp Karaca'nın hayvanlarından süt sağması
-Eyüp Karaca ile röp
-Eyüp Karaca'nın süt sağım işine devam etmesi
-Hümeyra Pardeli anonsu
-Otlayan hayvanlardan genel ve detaylar

Haber: Salih TEKİN - Kamera: Zafer KUMRU / ERZURUM, ()

Haber Kodu : 200714053

=============================

Bisikletleri çalamayan hırsız turnikeleri kırdı: O anlar kamerada

İZMİT'te belediyeye ait bisiklet kiralama istasyonlarına ve kiraladıkları bisikletlere zarar veren kişiler güvenlik kamerası görüntülerine yansıdı.
Kocaeli Büyükşehir Belediyesi'ne ait bisiklet kiralama istasyonlarına ve kiraladıkları bisikletlere zarar veren kişiler güvenlik kamerası görüntülerine yansıdı. İzmit Ömer Türkçakal Bulvarı'nda bulunan alışveriş merkezi önündeki istasyondan bisiklet kiralamak isteyen kişi, otomata kartını okuttuktan sonra turnikede bulunan bisikleti almak istedi. Bisikletin turnikeden çıkmaması üzerine, bisiklet kiralamak isteyen kişi, bisikleti selesinden kaldırıp yere vurduktan sonra otomatı yumrukladı. Bir başka kişi ise, kiraladığı bisikleti sürücüsüz bir şekilde ana yolda ilerletti. Boş bisiklet, bir süre sonra yol kenarında park halinde bulunan bir otomobile çarpıp, devrildi. O anlar çevrede bulunan güvenlik kamerası görüntülerine yansıdı. Görüntülerde, bisikleti başıboş bir şekilde sürükleyen kişilerin, bisikletin ardından koşması ve bisikletin park halinde bulunan otomobile çarptıktan sonra devrilmesi görülüyor.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ
-------------------------------
-Bisiklete zarar veren kişilerin güvenlik kamerası görüntüleri

Haber: Selda Hatun TAN/İZMİT(Kocaeli),()