DÜZCE (AA) - ÖMER ÜRER - Düzce'de 12 Kasım 1999'daki depremin merkez üssü Kaynaşlı'da yıkılan dinlenme tesisinin enkazından çıkardığı oğullarının cenazesini yan yana toprağa veren İbrahim Çakır, torunlarıyla avunuyor.

12 Kasım Düzce depremi sırasında dinlenme tesisinde çalışan oğulları Engin (21) ile Selim'den (17) haber alamayan baba İbrahim Çakır (59), çocuklarının iş yerine gitti. Tesisin yıkıldığını gören baba Çakır, oğullarını aramaya başladı. 

Çakır'ın enkazdan çıkardığı oğullarından birinin hayatını kaybettiği belirlenirken, diğeri de kaldırıldığı hastanede yaşamını yitirdi.

Oğullarını yan yana toprağa veren Çakır, AA muhabirine yaptığı açıklamada, 17 Ağustos Marmara depreminden bir süre sonra 12 Kasım Düzce depreminin meydana geldiğini söyledi.

Depreme eşi ve iki çocuğuyla ilçe merkezine bağlı Sarıçökek köyündeki evlerinde yakalandıklarını, diğer iki oğlunun ise o sırada Bolu Dağı'ndaki tesiste çalıştığını bildiren Çakır, şöyle konuştu:

"Deprem zamanı, oturduğumuz yerde bina gidip geldi. Binanın yıkıldığını zannettik ama yıkılmadı. Camlardan çıkmaya çalıştıysak da açamadık, camları kırarak aşağı atladık. Bulunduğumuz yerden çocuklarımın çalıştığı yere baktım. İlçeden alevler yükseliyordu. Koşarak çocuklarımın çalıştığı yere geldim. Büyük oğlum Engin'i yemek yaptığı tezgahın altından yaklaşık 3 saatlik çabayla çıkardım. Sonra küçük oğlum Selim'i aramaya başladım. Bodrum katta olduğunu fark ettik ve cansız bedenini ellerimle çıkardım."

- "Çocuklarımın özlemini, torunlarımla gideriyorum"

Çakır, oğlu Engin'i enkazdan çıkardıktan sonra ambulansa aldıklarını anlattı.

Oğlunun sağ olduğunu söylediklerinde çok sevindiğini ancak bunun kısa süre sonra üzüntüye dönüştüğünü belirten Çakır, "Oğlumda yaşam belirtisi yoktu. Buna rağmen Ankara'ya getirdiler. Kısa süre sonra cenazesi geldi. Doktorlar ciğer patlamasından vefat ettiğini bildirdi" dedi.

Engin'in cenazesini de küçük oğlunun yanına defnettiklerini belirten Çakır, "Büyük oğlum Engin, olaydan 2 ay önce askerden gelmiş ve çalışmak istemişti. Yıkılan tesiste işe girmişti. O dönemde torunlarım bebekti" diye konuştu.

Torunlarının kendisine hatıra kaldığını kaydeden Çakır, "Mezarlığa gittiğim zaman, o anlar film şeridi gibi gözümün önüne geliyor. Engin'in küçük çocuğu, ona çok benziyor. Çocuklarımın özlemini, Engin'in emaneti torunlarımla gideriyorum" ifadelerini kullandı.