Memur-Sen Aydın İl Temsilcisi ve Sağlık-Sen Aydın Şube Başkanı A. Baki Karaer, aile hekimliğinin sorunlarının aile hekimlerinden öğrenilip, aile hekimliğinin geleceğinin aile hekimleriyle birlikte planlanması gerektiğini belitti.
Aile hekimliğinin pilot uygulamasının başladığı yıllardan bugüne aile hekimliği sisteminin öncelikli çalışma ve mücadele alanı içerisinde yer aldığını ifade eden Baki Karaer, “Bugün önümüzde sağlık hizmeti üretim sürecini sıkıntıya sokan iki büyük problem duruyor. Bir tarafta sağlık okuryazarlığı yetersiz toplumun sağlık hizmetlerini bilinçsiz tüketimi, diğer tarafta mesleki tükenmişlik yaşayan sağlık çalışanları. En büyük problemimiz de bu iki sorunu fark edemeyen, çözüm üretme konusunda yetersiz kalan veya ihmalkar davranan yönetim anlayışının olması” şeklinde konuştu.
TESPİT VE ÖNERİLERİMİZİ KAMUOYU İLE PAYLAŞIYORUZ
Sağlık-Sen olarak yıllardır, sağlık emeğine bakışta köklü bir paradigma değişiminin kaçınılmaz olduğu konusunda politika belirleyicileri uyardıklarını söyleyen Karaer, “Sahada yaşadığımız tecrübeler ve gerçekleştirdiğimiz bilimsel çalışmalar ışığında tespitlerimizi ve önerilerimizi kamuoyu ile paylaşıyoruz. Sağlık çalışanlarının mesleki saygınlığını yıpratan ve ekip anlayışını zedeleyici politik ve yönetsel yaklaşımlar bulunuyor. Bir ekip hizmetinin başarısında olmazsa olmaz duygular güven ve adalete olan inançtır. Yıllarca ekip ruhunu yok eden bürokratik söylemler ve uygulamalarla sağlık sisteminin dibine dinamit konuldu. Performans sistemi, çalışma süreleri, görev tanımlarıyla bağdaşmayan angaryalar, bürokratik körlüğün verdiği zararlar olarak karşımızda duruyor” dedi.
AİLE HEKİMLİĞİ SİSTEMİ DOĞRU KURGULANMALI
Aile hekimliği sisteminin doğru kurgulanmayıp, aile hekimlerine nöbet olayında olduğu gibi, aile hekimleri ile hastane hekimlerini birbirine düşüren yönetim basiretsizliğinin farklı alanlarda da yoğun şekilde görüldüğünü belirten Karaer, bu yüzden biz en önemli zihniyet dönüşümünün yönetim anlayışında yaşanması gerektiğine olan inançlarını vurguladı. Her platformda aile hekimlerinin aile sağlığı merkezlerinin dışında çalıştırılmaması gerektiğini dile getirdiklerini kaydeden Karaer, “Bu durumun sistemin ruhuna aykırı olduğunu ve sistemin hiçbir yerinde olmadığını ifade ettik. Bu konu meclisteki torba yasaya getirildiğinde net bir şekilde tavrımızı ortaya koyduk. Sağlık sistemindeki açıklar, aile hekiminin iş yükü artırılarak çözülmeye çalışılmış, birçok angarya yük ile birlikte aile hekimlerimiz sisteme küstürülmüştür. TBMM Aile, Sağlık ve Sosyal İşler Komisyonu toplantısına katılarak torba yasaya yönelik tekliflerimizi sunduk. Zorunlu nöbetin kaldırılarak ihtiyaç duyulan illerde gönüllülük esasına bağlı olarak nöbet uygulaması ile ilgili düzenleme yapılmasının doğru olacağını, aile hekimlerine tutturulmak istenen nöbetin, Aile Sağlığı Merkezleri’nde gerekli alt yapı sağlandıktan sonra da sağlanabileceğini belirttik. ‘Tam Gün yasası çıkarken davet ettiniz, buradaydık. Görüşlerimizi söyledik. Ancak nöbetle ilgili görüşümüzü hayata geçirmediniz. Bugün aynı konuyla ilgili olarak yine buradayız. Bugün söylediklerimiz hayata geçirilmezse, altı ay sonra yine burada olacağız yeni bir değişikliğin yapılacağı konusunda hiçbir şüphemiz yok’ dedik. Nöbet uygulaması başladığı günden beri nöbete gitmeme eylemlerimiz sürüyor. Sağlık Bakanlığı tarafından yayınlanan aile hekimleri ve aile sağlığı çalışanlarının hastanelerde mesai saatleri dışında ayda asgari sekiz saat nöbet tutmasını öngören ihtiyaç halinde ise bu sürenin üzerinde nöbet tutma görevi veren genelgenin iptali için Danıştay’da dava açtık” ifadelerini kullandı.