Türkiye’nin sayılı kazı alanları içerisinde bulunan Bitlis’in Ahlat ilçesindeki Selçuklu Mezarlığı’nda devam eden çalışmaların yanı sıra Ulu Cami alanında da yeni bir ekip kazı çalışmalarına başladı.
Ahlat Müze Müdürlüğü Başkanlığı’nda, Erciyes Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Sanat Tarihi Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Celil Aslan’ın bilimsel danışmanlığında Ahlat’ta Ulu Cami olarak nitelendirilen alanda kazı çalışmaları başladı. Emir Bayındır Kümbeti’nin yanında bulunan 150 metrekarelik alanda, Ulu Cami kalıntıları içerisinde toprak tahliyesi ve duvar tespiti çalışmaları yapılıyor. Yaklaşık bir haftadır başlayan çalışmalar tüm hızıyla devam ederken, buradaki işlemlerin tamamlanmasının akabinde Çifte Hamam ve zaviyenin son halini ortaya çıkaracak çalışmaların yapılması da planlanıyor.
Yapılan çalışmalar hakkında açıklama yapan Ahlat Müze Müdürü ve Eski Ahlat Şehri Kazı Başkanı Ziya Kılıç, Ahlat Müze Müdürlüğü’nün Muş ve Bitlis illerinden sorumlu bir bölge müzesi mahiyetinde olduğuna değinerek, "Burada bulunduğumuz alan ise Eski Ahlat Şehri Kazısı alanıdır. 2010 yılında durdurulan kazı çalışmaları 2015 yılında Erciyes Üniversitesi’nden Doçent Dr. Celil Aslan’ın bilimsel danışmanlığında ve Ahlat Müze Müdürlüğü olarak bizim başkanlığımızda 10 heyet üyesiyle tekrar başladı. 11 Ağustos 2015 tarihinde başlayan çalışmalarımız Eylül ayının 20’sine kadar devam edecektir. Çalışma programımız içerisinde Eski Ahlat Şehri’nde bulunan hamamın, mağaraların temizliği ve şu an içerisinde bulunduğumuz Ulu Cami kazı alanında hafriyat toprağının tahliyesi ve duvarların tespitiyle devam edecektir. Buradaki çalışmalar bilimsel danışman başkanımız Celil Hoca kontrolünde devam ediyor. Burada 45 günlük bir çalışma programımız var" dedi.
Erciyes Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Sanat Tarihi Bölümü Öğretim Üyesi Doç.Dr.Celil Aslan, toprak altında gün yüzüne çıkmayı bekleyen bir çok eserin olduğunu vurgulayarak, "Eski Ahlat kazıları ile ilgili ilçede bulunuyorum. Daha önceki yıllarda Ahlat Müzesi’nde de görev yapmaktaydım. Dolayısıyla Ahlat’ın kazı tarihini ve geçmişini bilen birisi olarak buradayım. Tabi burada merhum Prof. Dr. Haluk Karamağaralı ve merhum Prof. Dr. Beyhan Karamağaralı tarafından bu kazılar daha önce başlatılmıştı. Daha sonra Gazi Üniversitesi’nden Doç. Dr. Nakış Karamağaralı bu çalışmalara devam etti. Bir süre ara verildikten sonra sadece mezarlık alanında Yüzüncü Yıl Üniversitesi’nden Prof. Dr. Recai Karahan başkanlığında çalışmalar devam ediyor. Ancak Ahlat yerleşim alanı itibariyle büyük ve geniş bir dönem ile alanı kapsadığı için sadece mezarlık alanlarının ön plana çıkartılması gibi bir durum söz konusudur. Burada bulunan kazı ekibinin sadece mezarlık alanında çalışmasıyla birlikte Eski Ahlat Şehri’ne ait kalıntıların ortaya çıkartılması ya da daha önce kazı çalışmaları yapılan eserlerin kazılarının tamamlanması, bu eserlerin koruma, vakıf ve restorasyonlarının yapılması durumu söz konusudur. Bu nedenle 2’inci bir ekibe ihtiyaç duyuldu. Kültür ve Turizm Bakanlığı’mızın uyguladığı prosedür dolayısıyla da Müze Müdürlüğü ile birlikte bilimsel başkanlık şeklinde bu yıl yine Bakanlığın gönderdiği ödenek çerçevesinde çalışmalara başladık. Tabi burada yapılan çalışmalar Bakanlığın gönderdiği ödenekle sınırlı kalıyor. Önümüzdeki yıllarda bu ödeneğin daha da arttırılarak ve çalışmaların biraz daha hızlandırılması umarım gerçekleşir. Bu tür çalışmalarda sadece Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın gönderdiği ödenek değil aynı zamanda yerel imkanlarında kazı çalışmalarında kullanılması, çalışmalara katkı sağlıyor. Bu anlamda valimizle görüşerek destek almayı ümit ettiğimizi söyledik. Burada Ahlat Kaymakamlığı ve Ahlat Belediye Başkanlığı’nın ihtiyaç duyulan alanlarda yapılan kazılara destekte bulunmasıyla çalışmalar ivme kazanır. Bürokrasideki bir takım uzama veya işlerin aksaması gibi durumların engel olmaması, yeterli ödeneğin verilmesi halinde öncelikli olarak şu anda çalışmasını başlattığımız Ulu Cami, akabinde Çifte Hamam ve zaviyenin son halini ortaya çıkaracak çalışmaların yapılmasını ümit ediyoruz. Bu çalışmalar Kültür ve Turizm Bakanlığı’mızın vereceği destek, izin ve yetkileriyle olacaktır. Umarım kısa zamanda gerçekleşir. Tabi burası önemli bir Selçuklu merkezidir. Burada yapılan sadece bu üç yapıyla sınırlı değildir. Toprak altında gün yüzüne çıkmayı bekleyen bu döneme ait başka eserlerin olduğunu da biliyoruz. Bunlarla ilgilide inşallah kısmet olursa biz veya başkaları tarafından bu eserler gün yüzüne çıkartılacaktır. Bu bilgilerin, bilim alemi ve insanlarımızın istifadesine sunulacağını ümit ediyorum" dedi.