TRABZON (AA) - MELTEM YILMAZ - Karadeniz Teknik Üniversitesi (KTÜ) Jeoloji Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Osman Bektaş, NASA'nın 2010 yılında yayınladığı ocak ve temmuz aylarına ait küresel ölçekteki "yağış rejimi değişim haritaları" ve analizlerinin, son yıllarda Doğu Karadeniz'de yaşanan sel felaketlerine ışık tuttuğunu söyledi.

Bektaş, AA muhabirine yaptığı açıklamada, dünya var olduğundan itibaren iklimin periyodik olarak değişmeye devam ettiğini belirtti.

Bugün yaşanan iklim değişiminde son 200 yılda insanoğlunun etkisinin tartışma konusu olduğunu vurgulayan Bektaş, "NASA'nın 2010 yılında yayınladığı ocak ve temmuz aylarına ait küresel ölçekteki 'yağış rejimi değişim haritaları' ve analizleri son yıllarda Doğu Karadeniz'de yaşanan sel felaketlerine ışık tutmaktadır" ifadesini kullandı.

Bektaş, NASA'nın öngörüsüne göre havanın yağışa dönüşebilecek su buharını taşıma kapasitesinin, sıcaklığa bağlı olarak arttığını ifade ederek, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Bu nedenle Doğu Karadeniz'de temmuz-ağustos aylarında, bünyesinde aşırı su buharı taşıyabilen sıcak hava yükselir ve atmosferdeki ani soğumalarla farklı bölgelerde, farklı miktarda, kısa süreli fakat şiddetli yağış bırakır. Oysa yine aynı NASA uydu görüntülerine göre ocak ayındaki soğuk hava çok daha az su buharını bünyesinde tutmakta, sağanak şiddetli, yersel yağışlar daha az etkin olmaktadır. 27 Ağustos 2010 Rize-Gündoğdu sel ve heyelanı ölü sayısı 13 ve 25 Ağustos 2015 Artvin sel felaketi ölü sayısı 8, NASA'nın 2010 Temmuz ayı yağış rejimi öngörüsü ile örtüşmektedir."

- "İller altyapı açısından bu tür iklim değişimine hazır değil"

Doğu Karadeniz'de yağışların değiştiğini kaydeden Prof. Dr. Bektaş, "Doğu Karadeniz'de yağışlar, küresel ısı artışı gibi zaman içerisinde inişli, çıkışlı, 20 yıllık dönemsel farklı yağış rejimleri gösterir. 50 yıllık meteorolojik verilere göre 1965 ile 1987 az yağış dönemi ile 1988 ve 2010 arası aşırı yağış dönemi olarak değişir" dedi.

Bektaş, dere yataklarının riskinin arttığına da dikkati çekerek, şunları kaydetti:

"Hızla artan nüfus yanında şehirleşme için gerekli arazi talebi, heyelana duyarlı arazilerin ve dere yataklarının yerleşime açılmasını engelleyememektedir. Bu durum, heyelan ve sel riskinin veya can ve mal kaybının her geçen gün daha da artmasına neden olmaktadır. İklim değişimin özelliği olan ani etkin yağış ve bunun sonucu oluşan seller sadece derelerde değil, şehir merkezlerinde de etkili oluyor. Çünkü Samsun'dan Artvin'e kadar olan bölgedeki iller altyapı açısından bu tür iklim değişimine hazır değildir. Yerleşim alanlarına düşen yağmur sularını toplayan ve bölgeden uzaklaştıran yüzey drenaj ağlarının olmaması sel ve heyelanlara davetiye çıkarıyor."