Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, 10 Temmuz 2010'da yapılan KPSS'de Eğitim Bilimleri, Genel Kültür ve Genel Yetenek alanlarından oluşan sınav sorularının sızdırılmasına ilişkin soruşturmayı tamamlayarak, 230 şüpheli hakkında iddianame hazırladı. İddianamede, 272 kişi şikayetçi, ÖSYM ve Maliye Bakanlığı ise mağdur olarak yer aldı.

Başsavcılığın konuya ilişkin yazılı açıklamasına göre, dosyada YÖK Denetleme Kurulu, Jandarma Kriminal, Emniyet Bilişim Uzmanlığı, TÜBİTAK, MASAK, ÖSYM, SGK, Maliye Bakanlığı, İçişleri Bakanlığı Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Genel Müdürlüğü, Milli Eğitim Bakanlığı, Kredi ve Yurtlar Kurumundan alınan raporlar, yazılar, müşteki ve tanık beyanları, bir kısım şüpheli ikrarı, matematik ile ölçme ve değerlendirme uzmanı bilirkişilerin raporları ve HTS/baz analiz çalışması raporu ve şeması gibi deliller bulunduğu ifade edildi.

Net sayısı fazla olan şüphelilerin büyük çoğunluğunun aynı dershane, okul ve şirket çalışanları olduğu bildirilen açıklamada, aynı zamanda şüphelilerin eşleri, kardeşleri, amcaları ve dayılarının da aralarında bulunduğu akrabaları ile ev, iş, okul ve dershane arkadaşlarının yüksek başarı gösterdiklerine dikkat çekildi.

- Tekrarlanan sınavda puanlar düştü

"Yüksek net" yapan 3 bin 227 adaydan bin 970'i arasında telefon irtibatı bulunduğuna işaret edilen açıklamada, sınava giren şüphelilerin zincirleme şekilde soruları dernekten dağıtan, derneğin yönetim kurulu odasındaki bilgisayarda bulunan delilleri emniyet görevlileriyle beraber yok eden ve yurt dışına firar eden Mehmet Hanefi Sözen ile soruları dağıtan Cemil Koca, Yusuf Rodoplu, Nebil Ekiz, Ramazan Gözel ve diğer örgüt yöneticilerine ulaşan irtibatları bulunduğu aktarıldı.

Açıklamada, 3 bin 227 adaydan bin 148'i arasında akrabalık bağı bulunduğu bildirildi. Bunlardan 896'sının karı-koca olduğu, 2 bin 690'ının aynı kurum ya da firmada çalıştığı ifade edilen açıklamada, 10 ve daha fazla adayın çalıştığı iş yeri kaydı baz alınarak yapılan değerlendirmeye göre, adaylardan 2 bin 39'unun, 167 kurum ve özel şirkette çalıştığı belirtildi.

Adaylardan bin 136'sının aynı adresi, 217'sinin ise aynı site veya apartmanı iletişim adresi olarak bildirdiklerine dikkat çekilen açıklamada, 3 bin 227 adaydan bin 175'inin yüksek başarıya rağmen tekrarlanan sınava katılmadığı, tekrarlanan sınava katılan 2 bin 52 adayın bin 999'unun puanını düşürdüğü kaydedildi.

- "Devlet otoritesini zaafa uğratmak, yıkmak veya ele geçirmek"

Açıklamada, soruların sınavdan günler önce elde edildiğine dair ikrarlar, tanık beyanları, teknik tespitler, bilirkişi raporları ve tüm dosya kapsamına göre başsavcılığın, ilk iddianamede toplam 230 şüpheli hakkında kamu davası açtığına vurgu yapılarak şu ifadelere yer verildi:

"Bunlardan 15 şüpheli hakkında terör örgütü kurmak ve yönetmek, kamu kurumunun zararına zincirleme dolandırıcılık, zincirleme resmi belgede sahtecilik suçlarından, 202 şüpheli hakkında terör örgütüne üye olmak, kamu kurumunun zararına zincirleme dolandırıcılık, zincirleme resmi belgede sahtecilik suçlarından, 4 şüpheli hakkında örgüte üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işlemek, suç delillerini yok etmek, kamu görevlisinin resmi belgede sahteciliği, göreve ilişkin sırrın açıklanması suçlarından, 1 şüpheli hakkında suç delillerini yok etmek suçundan, 8 şüpheli hakkında da kamu kurumunun zararına dolandırıcılık ve resmi belgede sahtecilik suçlarından cezalandırılmaları için kamu davası açılmıştır.

Soruşturmamızda eylem Anayasa'da belirtilen cumhuriyetin niteliklerini, siyasi, hukuki, sosyal, laik, ekonomik düzeni değiştirmek, Türk devletinin ve cumhuriyetin varlığını tehlikeye düşürmek, devlet otoritesini zaafa uğratmak veya yıkmak veya ele geçirmek olarak görülmüştür."

- "Cumhuriyet ve topluma yönelik eylem"

Açıklamada, ÖSYM'nin ve kurumların yaptığı tüm sınav sorularını önceden elde ettiğine dair deliller bulunan FETÖ/PDY örgütünün bu faaliyetinin cumhuriyet ve topluma yönelik bir eylem olduğu belirtilerek, şunlar kaydedildi:

"Aralarında sosyal bağ, mali-himmet, iş yeri, HTS vesaire bağı olan, emir-komuta zinciri altında çalışan bu örgütün kamu görevine atanmada sınav sorularını elde etmek suretiyle diğer kesimlere nazaran öncelik kazanması, kendi mensuplarını, sınav sorularını dağıtıp, sınav kazandırarak devlet kurumlarına yerleştirmesi ve memur olanların da himmet adı altında örgüte finansal destek sağlaması rejim için büyük tehlike oluşturan, anayasal ilkelerimize, kamu görevine atanmada eşitlik ve liyakat ilkelerine aykırı, toplum değerlerini, barışını, huzurunu, devlete olan güveni zedeleyen, kul hakkına giren, aileleriyle-yakınlarıyla beraber milyonlarca insanı derinden üzen bir durumdur."

Açıklamada, soruşturmanın, diğer şüpheliler yönünden devam ettiği bildirildi.

Bu arada, soruşturma sırasında hayatını kaybeden Galip Demirel hakkında takipsizlik kararı verildiği öğrenildi.