Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Süleyman Soylu, asgari ücretle ilgili "Bu konuda hükümetimizin hazırlıkları zannediyorum ki yarın itibarıyla tamamlanacak. Daha sonra da Asgari Ücret Tespit Komisyonu'nda bir araya geleceğiz ve bunu bir sonuca bağlayacağız" dedi.
Bakan Soylu, Türk-İş'e yaptığı ziyarette, konfederasyonun genel başkanlığına tekrar seçilen Ergün Atalay'ı kutladı.
Türkiye'nin, çalışma hayatı ve sosyal güvenlik alanlarında önemli reformlara imza attığını belirten Soylu, bu reformların çalışma yaşamının taraflarıyla hayata geçirildiğini söyledi.
Özellikle sosyal güvenlik alanındaki reformun bir başarı hikayesi olduğunu ifade eden Soylu, tek bir vatandaşı bile mağdur etmeyen bu reformu, gelişmiş birçok ülkenin dahi gerçekleştiremediğini vurguladı.
"Emekliye zammın maliyeti 10,5 milyar lira"

Hayata geçirilen reform ile uygulamaların, her şeyin yapıldığı ve bittiği anlamına gelmeyeceğine dikkati çeken Soylu, "Biz seçimlerden önce emeklilerin maaşlarına ayda 100 lira, yıl boyunca da toplam bin 200 lira katkı koyacağımızı belirtmiştik. Bunun sadece sosyal güvenlik sistemine maliyeti 10,5 milyar lira. Biz bu parayı Maliye'den ya da Hazine'den almıyoruz. Bu parayı, topladığımız primlerden ortaya koymakla mükellefiz" diye konuştu.
Asgari ücret konusunda sergiledikleri tutum nedeniyle işçi ve işveren temsilcilerine teşekkür eden Soylu, "Bu konuda hükümetimizin hazırlıkları zannediyorum ki yarın itibarıyla tamamlanacak. Daha sonra da Asgari Ücret Tespit Komisyonu'nda bir araya geleceğiz ve bunu bir sonuca bağlayacağız" değerlendirmesinde bulundu.
Çalışanlara uygulanan vergi dilimleri konusunda Çalışma ve Sosyal Güvenlik ile Maliye bakanlıkları arasında tatlı bir çatışma yaşandığını dile getiren Soylu, "Bu konuyu Maliye Bakanımız ile konuştuk. Önümüzdeki günlerde tekrar değerlendireceğiz. Konuyu Sayın Başbakanımıza da aksettireceğiz. İnşallah buradan hayırlı bir sonuç çıkarmak için gayret sarf edeceğimizi ifade etmek istiyorum" dedi.
Sosyal güvenlik sisteminde gelir ve gider dengesinin önemine işaret eden Soylu, sosyal güvenlik ve sağlık harcamalarının iyi koordine edilememesi halinde, verilen maaş ve ücret ile yapılan artışların hiçbir kıymetinin bulunmayacağını söyledi.
Türkiye'nin en ciddi sorunlarından birinin teknik ara eleman açığı olduğunu bildiren Soylu, kamu personel rejiminin, ülkenin hedeflerine ulaşması için tartışılması ve gerçekleşmesi gereken reformların başında geldiğini belirtti.
"Düzeltilmesi gerekenleri düzeltip yolumuza devam edeceğiz"

Soylu, Genel Sağlık Sigortası sisteminin AK Parti hükümetlerinin en başarılı uygulamalarından olduğunu vurgulayarak, şöyle konuştu:
"Genel Sağlık Sigortası'nda birtakım revizyonlar yapma zorunluluğumuz var. Bu açık. Bugün 9 milyon 400 bine yakın insan Genel Sağlık Sigortası kapsamında. Bunlar arasında Genel Sağlık Sigortası'ndan istifade eden var, istifade etme hakkı olan var, sorumluluklarını yerine getirenler var, getirmeyen var. Biz bu çok başarılı uygulamada aksayan yönler varsa bunları da sistematize edeceğimiz ve politikaları doğru şekilde tasarlayacağımız bir yıla gidiyoruz. Muhakkak uygulamada yaşanan birtakım sorunları ve düzeltilmesi gereken alanları düzelterek burada da yolumuza devam edeceğiz. Burada temel ve önemli olan mesele şudur, bunların hepsini ortak akılla gerçekleştireceğiz. Odanın içerisine kapanacağız, birbirimizle istişare edeceğiz. Birbirimizi ikna değil, insanımızın yararına doğruyu ortaya koyma konusundaki iradeyi ortaya koyacağız."
"Bu toprak çok asalak gördü, gereğini de yerine getirdi"

"Bugün ülkemizin birliğine, beraberliğine kastedildiğini gördüğümüz ve maalesef gaflet içerisinde bulunup, haince bir çizgiyi nitelendirenleri gördükçe ülkemize bağlılığımız ve sadakatimiz her geçen gün daha fazla artmaktadır" diyen Soylu, Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin tek vatan, tek bayrak, tek millet ve tek devlet anlayışını sürdürmekte kararlı olduğunu bildirdi.
Türkiye'nin "muz cumhuriyeti" olmadığını ifade eden Soylu, "Bin yıldır bu toprakların üzerinde yaşıyoruz. Eline paçavra tutuşturulan her ferdin okuduğunun bizim için hiçbir itibarı yoktur. Mutebersiz kağıtların, itibarı olmayan metinlerin bizim için hiçbir önemi söz konusu değildir" değerlendirmesinde bulundu.
"Paçavra metinlerin ancak paçavra adamların eline tutuşturulacağını" söyleyen Soylu, şunları kaydetti:
"Özerk yönetim istiyorum safsatası içerisinde ayrı bir devletlenme anlayışını Türkiye'ye yutturacağını zannedenler bilsinler ki gerekli cevabı alırlar, almaya da devam ederler. Burada kararlılığımız nettir. Bizi kendi kardeşlerimizden, farklı birtakım tezgahlarla ayırmaya çalışanlara da müsaade etmeyeceğimizi bir kez daha ifade etmek istiyoruz. Bu toprak böyle çok asalak gördü, gereğini de yerine getirdi."
"Pirince giderken evdeki bulgurdan olduk"

Türk-İş Genel Başkanı Atalay da asgari ücrette bin 300 lirayı mükemmel olarak görmediklerini ancak buna itirazlarının da bulunmadığını belirtti.
Uygulanan vergi dilimleri nedeniyle çalışanların ocak ayında aldığı ücretlerin hazirandan başlayarak yıl sonuna kadar düştüğüne dikkati çeken Atalay, şöyle konuştu:
"Ücretlerdeki düşüş yüzde 35'leri buluyor. Biz Maliye Bakanlığından bu konuda olumlu adım beklerken, 2 gün önce Resmi Gazete'de yayımlanan tebliğle pirince giderken evdeki bulgurdan olduk. Bu dilim yüzde 5 artırılınca biz daha çok sıkıntıya girdik. Ocak ayında 2 bin lira alan bir işçinin ücreti yıl sonuna doğru bin 600 liraya kadar düşüyor. Bizim geçen dönem aldığımız zam, bu tebliğle birlikte ortadan kalktı."
Terör olaylarıyla ilgili gelişmelerden endişe duyduklarını dile getiren Atalay, Kobani ile ilgili tepkinin Bayırbucak konusunda ortaya konulmamasını eleştirdi.
Siyasiler ve sivil toplum kuruluşu temsilcilerinin yaşananlar karşısında kullandıkları dile dikkat etmesi gerektiğini kaydeden Atalay, "Herkes milli olmalı. Bu ülkede bazıları ölmeyi bayılma zannediyor. Ölme bayılma değil, ölünce maç bitiyor. Onun için herkes tavrını ona göre ayarlamalı" ifadelerini kullandı.