İlk olarak, AB projesi kapsamında gittiği İspanya'nın Malaga şehrinde denizde boğulan işitme engelli çocukları Şakir'in acı haberiyle sarsılan Çelik ailesi, daha sonra kanser hastası kızları Sibel'den gelen acı haberle adeta yıkıldı. 12 Temmuz 2016'da İzmir'in Buca ilçesinde, bir evde çıkan yangında yanan bazanın altında bir ceset olduğu ve bu cesedin hayatının baharındaki Sibel Çelik'e ait olduğu tespit edilmişti.

Öldüğünde henüz 24 yaşında olan talihsiz Sibel, aynı zamanda kanser tedavisi de görüyordu. Hem oğlunu hem kızını kaybettiğini ve çok büyük acılar yaşadığını ifade eden anne Cemile Çelik, “Kızımın acısı oğlumu bastırdı. Kızım çok feci şekilde can verdi. Olay gece gerçekleşmiş, biz ertesi gün öğrendik. Kızımın konuştuğu kişi olan Halil'in evinde yangın çıktığını bir ceset olduğunu duyduk. Parmağında küçük bir yüzük var dediler. DNA'dan kızımız olduğu netleşti. Kızımın katili olan Halil o günden bugüne yakalanamadı. Onun yakalanarak cezasını çekmesini istiyorum” dedi.

ACILAR ÜST ÜSTE GELDİ

Kızından 15 ay önce oğlu Şakir'i de kaybettiğini hatırlatan acılı anne, “Acılar üst üste geldi. Konuştuğu çocuk Halil'ın evinde olmuş olay. Bıçaklamışlar, ölmeyince boğmuşlar, bazanın altına koyup yakmışlar. Rahmetli, bunun torbacılık yaptığını öğrenmiş. 'Biz evlenip yuva kuracağız sen bu işlerle mi uğraşıyorsun' diyerek polise şikayet etmiş. Halil, polisin elinden zor kurtulmuş. Cumhurbaşkanımızdan, Başbakanımızdan yardım istiyoruz, kızımızın katili yakalansın artık” diye konuştu.


Kendilerine her konuda destek olan İzmir Valisi Erol Ayyıldız'a teşekkür eden baba Süleymen Çelik ise “İçişleri Bakanımız bu olaya el atsın, bu katil bulunsun. Cezalarımız da çok hafif. İdam cezası çıksın. Ben yaparsam da assınlar beni. Biz idam cezası istiyoruz” dedi.

'RÜYALARIMA GİRİYOR'

Çelik ailesinin 13 yaşındaki kızları Zeynep Nur da katilin bir an önce yakalanmasını istedi. Yaşanan olaylardan etkilenen küçük Zeynep Nur, “O katil yakalansın, biraz da olsa acımız dinsin. Tüm katiller yakalansın. Anneler, babalar, kardeşler ağlamasın. Kardeşlerim rüyalarıma giriyorlar, acılarını unutamıyorum” ifadelerini kullandı. 

  Sibel Çelik'in davasını devralan Avukat Sibel Önder de söz konusu cinayette vahşet sınırlarının zorlandığını anlattı. Sibel Çelik'in kanser hastası olduğunu ve ölmeden 2 hafta önce bir ameliyat geçirdiği anlatan Avukat Sibel Önder, “Hayatının baharında olan, kanser hastası bir kızımızdı. Sibel'in nişanlısı olduğu söylenen Halil, Sibel'i kendi evine çağırıyor. Halil aynı zamanda uyuşturucu bağımlısı ve satıcısı. Uyuşturucu ve yaralama suçlarından hakkında yakalama kararları var, sabıka kaydı da inanılmaz derecede çok olan bir kişi. Sibel'in öldüğü esnada Halil'in erkek kardeşi Salman da o evin içerisinde. Halil yangından sonra bulunamadı ve kaçak durumda. Halil'in abisiyle konuştuğu iddia ediliyor abisi tarafından. Annesine 'benim üzerime bu suç yıkılırsa biriken suçlarımla içerden çıkamam' dediği iddia ediliyor” dedi. 

Çevresinde kendisini “Diyarbakırlı Emrah” olarak tanıtan Halil Y.'nin uyuşturucu ticareti yapması nedeniyle Sibel Çelik tarafından polise ihbar dahi edildiğini aktaran Önder, “Son kavganın ne olduğu bilinmiyor ama uyuşturucu bağımlısı Halil'in Sibel'e tecavüz ettiği belirtiliyor otopsi raporunda. Tecavüzden sonra sırtından bıçaklanıp, arkasından boğulup yakılıyor. Halil'in kardeşi Salman, suçu hep inkar etti ve Sibel'i hiç görmediğini söyledi. Ama kayıtlardan Salman'ın Sibel'le 67 defa görüştüğü çıktı. Salman o evde olmadığını iddia etti ama baz istasyonu verileri Halil'in, Sibel'in ve Salman'ın o esnada o evde olduğunu gösteriyor. Salman tutuklu ama hala söylemediği şeyler var ve Halil kayıp. Halil hakkında görüldüğü yerde yakalama kararı var” diye konuştu.

Kaynak:Hürriyet