Bel ağrısı denince akla önce bel fıtığı gelmekte olduğunu belirten uzmanlar, sakroiliak eklemler pek bilinmemekte olduğunu söyledi. Ağrı sebebiyle yürüyüş bozukluğu olabileceğini belirten Fizik Tedavi ve Manipülasyon Uzmanı Dr. Ali Şahabettinoğlu ise, bacaklar arasında boy farkı oluşabildiğine dikkat çekti.
Türkiye’deki tıp doktorları arasında da pek bilinmeyen ve teşhis edilmeyen sakroiliak eklemlerin fonksiyon bozukluğu aslında bel fıtığından daha sık gözlenmekte olduğunu belirten Fizik Tedavi ve Manipülasyon Uzmanı Dr. Ali Şahabettinoğlu, leğen kemikleri ve sağrı kemiği arasındaki bu eklemlerin disfonksiyonu yani fonksiyonunun bozulması neticesinde kişide bel veya bel-kalça ağrısı şikayetleri oluşmakta olduğunu söyledi. Şahabettinoğlu, "Bel ağrısı sebebiyle sadece yüzde 5 ile 11 oranında hastada fıtık gözlenirken, sakroiliak sendrom da ise yüzde 18 ile 30 hastada görülmektedir. Yani bel fıtığından 2-3 kat daha fazla görülür. Bel ağrısı hareketleri kısıtlayan, yürümeyi, ayakta durmayı, hatta oturmayı dahi zorlaştıran, sosyal hayatımıza büyük ölçüde zarar veren ve oldukça da yaygın bir şikayettir. Sakroiliak sendromun oldukça yaygın olduğunu ama maalesef bu rahatsızlığın pek bilinmediği için bu hastalara yanlış teşhis ve tedaviler uygulanıyor. Klinik olarak sakroiliak sendromlu hastada ağrının çoğunlukla alt bel ve kalça üzerinde lokalize olmaktadır. Bu sebepten dolayı bacaklar arasında boy farkı oluşabilir. Bunun için hastaların mutlaka dikkatli ve detaylı bir muayenesi gerekmektedir" dedi.
Sakroiliak sendrom teşhisindeki özel muayene testlerinin önemli olduğunu vurgulayan Şahabettinoğlu, "Çünkü bu hastalığın teşhisi röntgen veya MR ile değil, klinik muayene ile konulmaktadır. Burada önemli bir konu da her bacak eşitsizliği de bir hastalığı işaret etmiyor ya da sakroiliak sendrom dışında bazı rahatsızlıklarda da eşitsizlik olabiliyor. Bu ihtimallerde göz önüne alındığında dikkatli ve detaylı bir muayene daha da önem taşıyor. Genellikle kronik sakroiliak sendromlu hastaların yüzde 90’dan fazlasına 2-3 haftada manipülasyon tedavisiyle giderilebiliyor. Manipülasyon tedavisinde hastalıklı bölge üzerine bir takım bastırma, döndürme, germe ve esnetme gibi manevralar uygulanıyor. Bu yöntem klasik batı tıbbı tedavisidir. Tedavi sonrasında hasta bel okuluna katılımı ve egzersizler çok önemlidir. Aktivite yoluyla elde edilen fiziksel formdalığın, nüksü önlemede bilinen en iyi yöntemdir" diye konuştu.
Özellikle yüksek başarısının da etkisi ile son yıllarda dünyada bu tedaviyi uygulayan doktorların hızla arttığını, tedavide yeni gelişmeler ve teknikler ortaya çıktıkça daha da yaygınlaştığını ancak elle tedavi yöntemi olan manipülasyonun dünyada Amerika, İngiltere, Kanada, Rusya, Çin, Japonya gibi birçok ülkede binlerce doktor tarafından uygulanmasına karşın Türkiye’de bu tedaviyi uygulayan doktor sayısının yeterli olmadığını vurgulayan Uz. Dr. Ali Şahabettinoğlu, manipülasyon tedavisinin doktorlar arasında daha çok bilinirliğine ve yayılmasına özellikle ihtiyaç olduğunu söyledi.