Başbakan Ahmet Davutoğlu Srebrenitsa Katliamının 20.yılı töreninde gerçekleştirdiği konuşmada, katliamda hayatını kaybeden vatandaşların ailelerinin acılarını paylaştığını kaydederek, “Uluslararası topluluk bu trajik olayın önüne geçemedi” dedi.
1995 yılında 8 bin 372 Müslüman Boşnak’ın hunharca öldürüldüğü Srebrenitsa katliamının üzerinden 20 yıl geçti. Katliamda hayatını kaybedenler ölümlerinin 20. yılında bugün yapılan törenle anılıyor. Başbakan Ahmet Davutoğlu Srebrenitsa Katliamının 20.yılı töreninde konuşma gerçekleştirdi. Davutoğlu konuşması sırasında, bugün katliamda hayatını kaybeden ailelerin acılarını paylaşmak ve onların yanında olduklarını göstermek için Srebrenitsa’da olduğunu belirterek, Srebrenitsa’da dördüncü kez geldiğini belirtti. Katliamda hayatını kaybedenlerin son günlerindeki hayatlarını hayal ettiğini belirten Davutoğlu, bir kadının babasının, eşinin ya da kardeşinin mezarların başında ağladığını gördüğünü sözlerine ekledi. Başbakan Davutoğlu, 8 bin kişiyi öldürenlerin aslında herkesi öldürdüğünü kaydederek, “İnsanlık onurunu öldürmüştür. Bu duruma nasıl yaklaşılması gerektiğine dair farklı yaklaşımlar var. Kur’an’ı Kerim şöyle der: ‘Bir insanı öldüren bütün insanlığı öldürmüştür.’ İşte hakikat bu. Onlar buradaki insanlığı katlettiler. Bu trajik faaliyetin, bu soykırımın aslında farklı boyutları var. Aslında çok anlamlı bir zamandayız. Ramazan ayındayız. Müslümanlar için Ramazan diğerlerinin ıstırabını anlamak içindir ve onlara dayanışma, destek gösterme ve yardımımıza ihtiyacı olanlara yardım etme zamanıdır. Biz burada empati kuruyoruz. Burada yakınlarını kaybetmiş ailelerin acılarını paylaşıyoruz. Ramazan da bunun daha da anlamlı olduğunu söylemeliyiz. Etik görevimizi yerine getirmeliyiz. Gelecekte bu olayların tekrar olmamasını sağlamalıyız. Bunun aslında bir de politik boyutu var” dedi.
“ULUSLARARASI TOPLULUK BU TRAJİK OLAYIN ÖNÜNE GEÇEMEDİ”
Başbakan Davutoğlu, kabul edilmesi gereken bir doğru bir hakikat olduğunu kaydederek, “Uluslararası topluluk bu trajik olayın önüne geçemedi. Biz devlet insanları, entelektüeller, liderler bir araya gelmezsek buna benzer olaylar gelecekte tekrar yaşanabilir. Ancak birlikte adaleti, insan onurunu savunursak böyle olaylar, soykırımlar tekrar yaşanmaz biz asla bir daha olmayacak diyoruz. Fakat maalesef oluyor. Tekrar olmaması sözünü yerine getirebilmek için buradan başlayarak barışın, adaletin ve insanlık ruhunu burada oluşturmalıyız. Burada hayatını kaybedenlerin ailelerinin bulunması aslında, sadece insanların desteğini değil buna benzer olayların tekrar gerçekleşmemesi için politik sözler istiyor. BM, bütün uluslar aynı zamanda Balkan devletleri bir araya gelmeli. Bu bölge, Balkan bölgesi her zaman çok kültürlü, çok uluslu bir devlettir ve bizim görevimiz burada olanı asla unutmamak ve aynı zamanda nefret kültürü ya da intikam kültürünün olmamasını sağlamaktır. Bosna-Hersek bugün farklı etnik ve kültürel varlıkları olan bir ülkedir. Bizim için umuttur, onların başarısı insanlığın başarısıdır. Onların başarısızlığı, bütün insanlığın, hepimizin başarısızlığıdır. Bu yüzden de hep birlikte Bosna-Hersek’e destek vermeliyiz. Buradaki barış ve huzura destek vermeliyiz. Çünkü Bosna-Hersek’te barış Balkanlarda Avrupa’da ve dünyadaki barış anlamına gelir. Katliamda hayatını kaybeden ailelerin acılarını paylaşıyorum.78 milyon nüfusu olan Türkiye’nin Bosna-Hersek’in, Srebrenitsa’nın Srebrenitsa’daki ailelerin yanında olacaktır” açıklamasını yaptı.