Amerika ve Kuzey Kore arasındaki krizin kontrolden çıkma eğilimi göstermeye başladığını vurgulayan Altınbaş Üniversitesi Öğretim Üyesi ve ASAM Terör Uzmanı Dr. Eray Güçlüer, Çin ve Amerika birbirinin gücünü test ettiğini söyledi.

Kuzey Kore üzerinden yürütülen bu krizin aslında Çin tarafından kontrollü bir şekilde ilerletilmeye çalışıldığını dile getiren Dr. Eray Güçlüer önemli açıklamalarda bulunarak muhtemel durumları ele aldı. “Bugün Kuzey Kore gerilimini anlayabilmek için çok daha geniş ve küresel bir perspektiften bakmak gerekiyor” diye değerlendiren Eray Güçlüer şu şekilde devam etti:

“Bugün yaşanan krize, Amerika egemenliğinde kurulmaya çalışılan yeni küresel nizama karşı askeri tehdit oluşturan küçük bir devletin meselesi gibi bakmamak lazım. Daha büyük bir perspektifte Çin olgusunu da dahil ederek düşünmek gerekir. Zira bugün Çin deyince aklımıza gelen birkaç husus gözümüze çarpıyor.

Bunlardan birincisi Çin’in ekonomik büyümesinin artık hem Amerika’yı hem de Avrupa’yı tehdit etmesi. Yani ucuz iş gücü ve mal üretiminde zorlanan bir dünya var karşılarında. İkincisi de Çin’in nükleer kapasitenin artmış olması ve bu bağlamda yine Çin’in uzay teknolojisindeki ilerlemeleri. Asıl mesele bu ilerlemelerin Çin’e sağlamış olduğu küresel politik avantaj. Bu nedenle de ortaya çıkan kriz aslında Çin’in arka plandaki büyümesine bağlı olarak gelişen bir kriz. Trump ‘Başa geldiğimde Çin mallarına yüzde 45 vergi koyacağım.’ demişti. Trump’un önem verdiği diğer bir konu da nükleer kapasitesinin artırılması ve modernleştirilmesi üzerineydi. Çünkü nükleer güç üstünlüğünün Çin üzerinde bir avantaj oluşturacağını düşünüyor.”

Güçlüer aynı zamanda, “Japonya burada gizli ama önemli bir aktördür. 2. Dünya Savaşı’ndan sonra Japonya’nın üzerine uygulanan askeri kısıtlamaların çok büyük bir kısmı kalktı. Yani bu bölgede Çin ile Kore’nin dışında Japonya’nın da Çin’le etkin mücadele edebilmesinin önü açıldı. Japonya’nın teknolojisini ve gücünü küçümsememek lazım. Bir diğer husus da Amerika’nın Hindistan, Vietnam, Filipinler, Japonya ve Güney Kore ile yani Çin’i çevreleyen devletlerle yakın ve somut işbirlikleri tesis etmesi. Böyle baktığınız zaman olayın aslında sadece Kuzey Kore olmadığı da ortaya çıkıyor” diye konuştu.

“Arka planda bir de silah lobisi var”

Kuzey Kore ile olan krizin tırmandırılmasının arkasında bir de Amerika’daki silah lobisi baskısı olduğuna da değinen Güçlüer, “Bu kriz sayesinde başta ABD olmak üzere yeni geliştirilmiş olan özellikle hava-deniz muharebelerine yönelik en son teknoloji ürünü silah sistemlerinin bölge ülkelerine hatta Çin’e bile satılmasının amaçlandığını belirtti. Bu yüzden sonuç olarak aslında kriz suni bir krizdir” şeklinde konuştu.

“Asıl hedef Çin ama Amerika Kuzey Kore ile oyalanıyor”

“Çin’i bertaraf etmeye ne Amerika ne de Avrupa hazır değil, o yüzden Çin’in ne kadar güçlü olduğunu görmek için şuan Kuzey Kore ile oyalanılıyor.” diyerek sözlerine devam eden Güçlüer:“İlk başta Kore üzerinden Çin’e yükleniyorlardı. Güney Çin’deki adalara tacize varacak kadar Çin - Amerika gerilimi vardı. Fakat şimdi baktı ki; Amerika tek başına Çin ile baş edemiyor ve bunun üzerine Çin ile anlaşarak Kore’yi etkisiz hale getirmeye çalışıyor. Yalnız bunun çok tutarlı olacağını söylemek mümkün değil. Şuan bir takım öfke söylemleri var ama bunun çok fazla başarılı olabileceğini, bir krizin ötesine geçeceğini düşünmüyorum” ifadelerini kullandı.

“Guma adasına nükleer silah kullanılırsa kriz sıcak çatışmaya dönüşebilir”

Guma Adası’na ya da benzer bir durumdaki her hangi bir yere yapılacak olan herhangi bir nükleer saldırının olayı sıcak çatışmaya dönüştürebileceğine dikkat çeken Güçlüer, “Amerika 2016 yılında anlaştığı Thaad füzesavar sistemini henüz kurmadı. Gerçi şuana kadar Kuzey Kore’nin füzeleri çok büyük oranda başarısız oldu. Fakat Kuzey Kore Amerika, Japonya ya da diğer ülkelere yönelik bir çılgınlık yaparsa buna karşılık verilir ama bunun olma ihtimali özellikle Çin bağlamında zor. Neticede Çin”in bölgede adeta kontrollü bir kriz yönettiğini söylemek de mümkün” dedi.

“Çin, ordusunu bazı noktalarda en yüksek alarm seviyesine geçirdi”

Çin’in nükleer ve silah gücünün kapasitesinin de bu vesile ile test edildiğini söyleyen Güçlüer, “Bu kriz nedeniyle Çin Genel Kurmay Başkanı, Çin ordusunun beş ayrı noktadaki birliklerini en yüksek alarm seviyesine geçirdi. Bu durum silahların artık atış moduna geçilmesi halidir. Bu durumda da siz yapacağınız gözetlemelerle Çin’in ya da herhangi bir ülkenin nasıl bir silah kapasitesi var bunu anlarsınız. Yani bu kriz durumunu aynı zamanda tarafların birbirini test ettiği bir ortam şeklinde de değerlendirmek daha mantıklı bir yaklaşım olacaktır.” diye konuştu.