Ahmet ÜN/DİYARBAKIR, () - TÜRKİYE İnsan Hakları Vakfı Diyarbakır Şube Başkanı Barış Yavuz, Silvan'da, sokağa çıkma yasağının sürdüğü son 11 gün içerisinde 14 sivilin, çatışmalarda hayatını kaybettiğini söyledi.
Aralarında İnsan Hakları Derneği (İHD) Diyarbakır Şube Başkanı Raci Bilici, Türkiye İnsan Hakları Vakfı (TİHV) Şube Başkanı Barış Yavuz, Türk Tabipler Odası Diyarbakır Şube Başkanı Dr. Cengiz Günay, 11 gündür sokağa çıkmaya yasağı ve operasyonların sürdüğü Silvan İlçesi'nde yaşanlarla ilgili ortak basın açıklaması yaptı.
"OPERASYONLAR MERKEZDEN YÖNETİLİYOR"
İHD Diyarbakır Şubesi'nde yapılan basın toplantısında ilk olarak konuşan İHD Şube Başkanı Raci Bilici, Silvan'ın 3 mahallesinde 11 gündür devam eden sokağa çıkma yasağı nedeniyle, orada yaşayanların temel ihtiyaçları, sağlık hakları gibi birçok hakkın ihlal edildiğini belirterek, yaşananların kaygı verici bir aşamada olduğunu söyledi. Bilici, "Biz Silvan'ın bu noktaya gelebilecek ihtimalini hiç düşünmedik. İnsan hakları kuruluşları olarak, yasaklı 3 mahalleye gidip, incelemelerde bulunamıyoruz. Defalarca Silvan'a gitmemize rağmen, o mahallelere giremedik. Şu anda operasyonların merkezden yönetildiğini ve yerelde hiçbir bürokratın yetkisinin olmadığının izlenimini edindik. Bu çok tehlikeli bir durumdur" dedi.
"BU, NE BİR HENDEK MESELESİ, NE DE SUÇLA MÜCADELE MESELESİDİR"
TİHV Şube Başkanı Barış Yavuz da, 11 günlük sokağa çıkma yasağının sürdüğü Silvan'da bugüne kadar 14 sivilin hayatını kaybettiğini ifade ederek, "Hiçbir hak ihlali yoktur gibi bir tanımı, ya da oralarda hak ihlali yaşanmama ihtimali olamaz. Sokağa çıkma yasağıyla kastın ne olduğu, tarafımızca hala anlaşılamamıştır. Silvan'ın nüfusu 86 bin. Silvan'da son sokağa çıkma yasağıyla birlikte 6 kez sokağa çıkma yasağı ilan edildi. Sokağa çıkma yasağı ilan edilen 3 mahallenin toplam nüfusu 14 bin 345. Siz, 14 bin kişiye karşı bir operasyon mu yürütüyorsunuz? Bunun tek bir anlamı vardır, bu ne bir hendek meselesi, ne de suçla mücadele meselesidir. Bir kente karşı topyekun savaş halidir. Çıkan olaylarda 14 kişi öldü. Sokaklarda insanlara ölüm tehdidi yapılıyor. Sokağa çıkma yasağını hiçbir şart altında kabul etmiyoruz. Böyle bir yasak, herhangi bir suçla mücadelede olamaz. 14 bin 345 insanın hakları kısıtlanamaz. Biyolojik ve tıbbi verilere göre, bir insanın 3 gün su içmediği taktirde hayatını kaybeder. 11 gün içerisinde eğer siz, sokağa çıkma yasağını ilan ediyorsanız, insanların temel ihtiyaçlarını karşılayacaksınız. Eğer 'devletim' diyorsanız, o devlet bu ihtiyacın hepsini karşılamakla yükümlüdür. O devlet orada 14 bin 345 kişiyle mi mücadele ediyor? Eğer, bugün bunu açıklamıyorsa devlet, 14 bin 345 kişiyle mi mücadele ediyor?" diye konuştu.
"KAZILAN 40'A YAKIN HENDEKTEN BİRİ BİLİ HENÜZ KAPATILMADI"
TTB Diyarbakır Şube Başkanı Dr. Cengiz Günay ise, Silvan'daki 3 mahallede kazıldığı belirtilen 40 yakın hendekten, bugüne kadar bir tanesinin bile kapatılmadığına dikkat çekerek, şöyle konuştu:
"Silvan'da yaşam hakkı ihlali başta olmak üzere, tüm haklar ihlal ediliyor. 3 mahallede 40'a aşkın hendeğin kazılmasına rağmen, halen bir tane hendeğin bile kapatılmadığını görüyoruz. Bu operasyonlar bir şekilde amacına ulaşmadığını görmekteyiz. 3 mahallede binlerce insanın mağdur edildiğini görüyoruz. Barınma ve beslenme hakkı ihlal ediliyor. Bir mahallenin tamamına, şebeke suyu patladığı için hizmet verilemiyor ve susuz durumda. Almış olduğumuz bilgiler dahilinde, sadece muhtarlar üzerinden ekmek dışında temel gıda verildiğini duymadık. Oradaki insanlar 11 gündür ne içiyorlar, ne yiyorlar, çocuklarına ne veriyorlar? Artık o mahallelerde yaşayan insanların psikolojik travma yaşadıklarını bıraktık, bizler bu travmayı yaşıyoruz. 11 gündür orada yaşayan insanlar gibi, tüm Türkiye bu travmayı yaşıyor. Yeter artık. Amacınıza ulaşmayan operasyonlarınızdan vazgeçin. Bir hendek bile kapatamamışsınız. Orada sivil halk ölüyor. Yaralılar hiçbir şekilde hastanelere ulaştırılamıyor. Keskin nişancılardan dolayı hastaneye getirilemiyor. 3 mahallede yaşayan tüm insanlar cezalandırılıyor. Sadece onlar değil, bizler de cezalandırılıyoruz. Bu hak ihlallerine müdahale edemediğimiz için, aynı zamanda bizler de cezalandırılıyoruz."

FOTOĞRAFLI