Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr. Bünyamin Teymuroğlu, iştahsızlığın gelişimi normal olan çocuklarda yüzde 25, gelişiminde gerileme olan çocuklarda ise yüzde 80’lerde olduğunu söyledi. Dr. Teymuroğlu, "Yemeğin ne olduğuna aile, ne kadar yenileceğine çocuk karar vermelidir" dedi.

İştahsızlığın çocuğun yeterli büyüme ve gelişmesi için alması gereken temel gıdaları değişik sebeplerden dolayı reddetmesi anlamına geldiğini ifade eden Özel Medicana Bursa Hastanesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr. Bünyamin Teymuroğlu, bunun, pediatri polikliniklerinde en sık karşılaşılan sorunlardan biri olduğuna da dikkat çekti. İştahsızlığın gelişimi normal olan çocuklarda yüzde 25, gelişme geriliği olan çocuklarda ise yüzde 80’lere varan yüksek oranlarda görülmekte olduğunu belirten Teymuroğlu, "Özellikle 6 ay-3 yaş arasında çocuklar iştahsızlık sebebiyle doktora getirilmektedir. İştahsızlığa birçok sebep etken olarak gösterilebilir. Çocuğun yapısı, beslenme geçişleri, mekanik besleme, organik sebepler, kronik hastalıklar, besin alerjileri, kaktozin toleransı, çölyak gibi hastalıkların bulunması sebep olabilir. Bu durumların iyi yönetilememesi çocuklarda yeme davranışının gelişimine olumsuz yönde etki etmekte ve beslenme problemlerini artırmaktadır" dedi.

Çocuklardaki iştahsızlık durumunda öncelikle sorumluluklar belirlenmesi gerektiğini ifade eden Dr. Bünyamin Teymuroğlu, "Yemeğin ne olduğuna, ne zaman ve nerede yenileceğine aile, ne kadar tüketeceğine çocuk karar vermelidir. Aşırı büyük porsiyonlardan kaçınılmalı ve daha fazlasına zorlanmamalıdır. Çocuk için uygun yiyecek seçilmelidir. Sunulacak besin çocuğun öncelikleri dikkate alınarak seçilmelidir. Çocuğun yaşına, motor gelişimine uygun olmalı, tadını seveceği yemekleri tüketmesi sağlanmalıdır. Küçük miktarlarla başlanmalı ve sevmediği yiyecek için zorlanmamalı, reddettikten bir süre sonra tekrar denenmelidir. Yemek esnasında televizyon, tablet ve oyuncak gibi dikkat dağıtıcılardan uzak durulmalıdır. Çocuğun aile fertleri ile beraber aynı sofrada ve mama sandalyesinde olması çok önemlidir. Aile ile birlikte yemek çocuğun kendini ailenin bireyi olarak hissetmesini ve aynı zamanda taklitle öğrenmesini sağlar" diye konuştu.

Öğünler arası 3-4 saat olması ve aralarda atıştırmalıklara izin verilmemesi gerektiğini belirten Dr. Bünyamin Teymuroğlu, "Ara öğün verilebilir ancak şeker, çikolata gibi tatlı gıdalar verilmemeli, meyve suyu ve süt tüketimi de kısıtlanmalıdır. Yemek süresi 45 dakikadan daha uzun olmamalıdır. Uzun süreli sofrada kalmak çocuğun sıkılmasına sebep olmaktadır" dedi.