İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Bürosu savcılarından Mehmet Şenay Baygın tarafından FETÖ'nün akademik yapılanmasına ilişkin yürütülen soruşturma kapsamında hazırlanan örgütün Marmara Üniversitesindeki yapılanmasına yönelik iddianame üzerindeki mahkemenin incelemesi tamamlandı. Mahkeme, iddianamenin kabulünü kararlaştırdı.
İddianamede, Marmara Üniversitesi Rektörlu¨ğu¨nce, FETÖ'nün 15 Temmuz darbe girişiminin ardından yu¨ru¨tu¨len çalışmalar neticesinde, örgütle bağı, iltisakı veya irtibatı mevcut ya da anılan örgu¨te destek veya mu¨zahereti olduğu şu¨phesi bulunan personellere ait liste tanzim edilerek Başsavcılığa gönderildiği ve sanıklar hakkında "FETÖ/PDY silahlı terör örgu¨tu¨ne üye olmak" suçundan soruşturma başlatıldığı anımsatıldı.
FETÖ/PDY silahlı terör örgu¨tu¨nün amaçlarına ulaşabilmek için u¨niversitelerde en katı şekilde örgu¨tlendiği vurgulanan iddianamede, Türkiye'de 17 u¨niversitenin bizzat örgu¨t tarafından kurulup faaliyete geçirildiği, bunların 15 Temmuz darbe girişiminin ardından Kanun Hükmünde Kararname ile kapatıldığı hatırlatıldı.
Örgütün yurt dışında kurduğu üniversitelerinin adlarının da sıralandığı iddianamede, FETÖ'nün kapatılan u¨niversiteler dışında liderinin talimatı ile tu¨m kamu u¨niversitelerini ele geçirmek için örgu¨tlendiği kaydedildi.
''Yu¨kseköğretim Kurumu örgu¨tlenmesine paralel bir yapı olarak kendi örgu¨tlenmelerini her u¨niversitede oluşturmuşlardır.'' tespiti yapılan iddianamede, örgütün, üniversitelerde; u¨niversite, faku¨lte, yu¨ksekokul ve enstitu¨ imamları olarak yapılandığı, bu bu¨nyeler içerisindeki örgu¨t u¨yelerinin bu imamlara bağlı örgu¨tsel faaliyet yu¨ru¨ttükleri anlatıldı.
Üniversitelerde okuyan öğrencilerin, kendilerine tahsis edilen evler ve yurtlarda "öğrenci abileri" ve "öğrenci ablaları" tarafından örgu¨tsel eğitim verilerek denetime tabi tutuldukları vurgulanan iddianamede, ''Işık evlerinden, dershanelerden yetiştirilen öğrenciler örgu¨tu¨n istediği bölu¨mler için u¨niversiteye hazırlanmış, u¨niversite sınavlarında bu bölu¨mlere girebilmeleri için her tu¨rlu¨ sınav yolsuzluğu yapılmıştır. Üniversiteye giren bu öğrenciler örgu¨tu¨n u¨niversite imamları tarafından korunmuş ve örgu¨t hiyerarşisi içerisinde ileride tayin edilecek görevler için özel olarak yetiştirilmiştir.'' denildi.

"Örgütün 11 yılda 8 bin 500 akademisyen yerleştirdiği tahmin ediliyor"
İddianamede, üniversite sonrası yu¨ksek lisans, doktora, yurt dışı eğitimleri almak için her tu¨rlu¨ hukuk dışı yollar kullanıldığı, örgu¨tün akademik kadrolara kendi u¨yelerini yerleştirmek için Akademik Personel ve Lisansüstü Eğitimi Giriş Sınavı (ALES) sorularını ele geçirerek örgu¨t u¨yelerine sızdırdığı belirtildi.
Yu¨ksek lisans, doktora ve ALES sınavlarında çaldığı sorular sayesinde u¨niversitelere 2002-2013 yılları arasında 8 bin 500 civarında akademisyen yerleştirildiğinin tahmin edildiği aktarılan iddianamede, ÖSYM verilerine göre 2005'te ALES sınavına 226 bine yakın adayın girdiği, bu adayların yüzde 0,1'inin soruları tam ya da 2 eksik ile tamamladığı, 2005'te ALES'te tam yapanların sayısı 100 iken, bu rakamın 2009 yılında tam 200 kat arttığı anlatıldı. İddianamede, 2009'da sınava giren 226 bine yakın adayın yüzde 9'unun tam puan aldığı kaydedilerek, FETÖ/PDY silahlı örgu¨tu¨nu¨n neredeyse bu¨tu¨n sınavlarda hırsızlık yaptığı, 2009 yılında ALES'te yalnızca 2 yanlışı olan aday sayısının 20 bin 290 olduğunun belirlendiği aktarıldı.
Örgu¨tu¨n hakimiyetinin etkin olduğu taşra u¨niversitelerinde akademik kadrolara yerleştirilen örgu¨t u¨yelerinin daha sonra bu¨yu¨k u¨niversitelere geçişinin sağlandığı, böylece bu¨tu¨n kamu u¨niversiteleri adeta örgu¨tçe kuşatıldığı anlatılan iddianamede, şu ifadelere yer verildi:
''Üniversite rektörlu¨k seçimlerinde örgu¨t her u¨niversitede ya örgu¨t u¨yesi rektör adayını ya da örgu¨te yakın olan rektör adayını desteklemiş, seçimlerde her tu¨rlu¨ yöntemi kullanarak kazanmayı amaçlamıştır. Örgu¨t için u¨niversite yönetimi çok önemlidir. Üniversitenin akademik kadrosunun yanında idari kadrolarını da elinde tutmak istemiştir. Üniversiteler yu¨ksek bu¨tçeli kurumlar olup, bu bu¨tçelerin örgu¨t mensuplarınca örgu¨tu¨n amaçları doğrultusunda kullanılması hedeflenmiştir. Üniversitelerde mal ve hizmet alımlarında yapılan ihalelerle örgu¨t u¨yesi kişilerin ihalelerin kazanması sağlanmıştır. Üniversiteler bir eğitim, araştırma ve bilim yuvası olarak değil, örgu¨te yetişmiş elaman kazandıran hu¨cre evi, ekonomik girdi sağlayan ticarethane, u¨lke siyasetinde rol alan, yönetime baskı kuran, siyasi partiler gibi kullanılmıştır. Bu nedenledir ki u¨niversitelerdeki örgu¨t u¨yeleri yasalar çerçevesinde eğitim ve öğretim hizmeti vermekten öte örgu¨t talimatlarını yerine getiren örgu¨tu¨n amaçlarına hizmet eden birer militan gibi hareket etmişlerdir."

10 şüpheli meslekten ihraç, 5'i de açığa alınmış
Sanıkların eylemlerinin tek tek sıralandığı iddianamede, sanıklar hakkındaki "ByLock, Bank Asya hesap hareketleri ve Dijitürk'ten ayrılma (örgüt talimatı üzerine)'' ve sosyal medya paylaşımları ile elde edilen diğer delillere yer verildi.
İddianamede, tutuklu sanıklar araştırma görevlileri Yavuz Selim Söylemez, Emir Şahin, İbrahim Çam, Abdullah Sayın, Abdullah Başer, Ahmet Bostan, Ahmet Berk Kurtuluş, Doç. Dr. Ali Delice, Doç. Dr. Aşkın Şeker, Beyza Gürcü, Yrd. Doç. Dr. Gerçek Şahin Yücel, Doç. Dr Hakan Kaptan, İbrahim Gür, okutman İbrahim Selçuk Ardıç ve Doç. Dr Yusuf Kılınç'ın örgütün haberleşme programı olan ByLock kullanıcısı olduğu belirtildi.
Sanıklardan 10'nun Kanun Hükmünde Kararname ile meslekten ihraç edildiği, 5'inin ise açığa alındığı vurgulanan iddianamede, sanıklardan ele geçirilen dijital malzemelerin inceleme işlemlerinin sürdüğü ve işlemlerin bitmesi durumunda gerekli evrakların da mahkemeye sunulacağı kaydedildi.
İddianamede, ByLock isimli programı kullanmaları, örgu¨tu¨n çağrısı u¨zerine Bank Asya'da ya yeni hesap açıp ya da açılmış hesaplara para yatırmaları, Digitu¨rk platformundan çıkmaları ile tu¨m deliller ışığında sanıkların "FETÖ/PDY silahlı terör örgu¨tu¨ u¨yesi" olduğuna ilişkin yeterli şu¨phenin ve delilin bulunduğu belirtilerek, sanıkların "silahlı terör örgütüne üye olmak'' suçundan 7,5 yıldan 15'er yıla kadar hapisle cezalandırılmaları talep edildi.

kaynak.milliyet