Son günlerin gündem ismi,
Vatan Partisi Genel Başkanı Doğu
Perinçek, 2016 yılında
Samsun'a geldiğinde;
Haber Medya Grubu'nu
ziyaret etmiş,
onunla 
sohbet imkanı bulmuştuk...
O dönemde, Alman Parlamentosu'ndan
sözde Ermeni soykırımı ile ilgili
bir karar çıkmış,
ben de bu işin altında
Almanya'dan çok Amerika'nın
olduğunu yazmıştım...
"Doğru tespit" diyerek,
"Maalesef bu 
yorumu, yaygın gazetelerdeki
köşe yazarlarının
yapamadığını"
öne sürmüştü...
Sonra, arkadaşların da
bulunduğu ortamda,
dış politika üzerine
konuştuk...
O günlerde, Türkiye ile Rusya
arasında
uçak krizi yüzünden
yaşanan büyük sıkıntılar vardı...
Perinçek, "Göreceksiniz, aramız düzelecek" dedi...
Çin ve İran'la
yakınlaşacağımızı,
hatta Suriye ile 
ilişkilerin yeniden kurulacağını
anlatmıştı...
Doğrusu, Suriye iddiasına pek
inanamamıştım...
Ancak, bu sohbetin
ardından geçen 6 yıl sonra
ilk olarak istihbarat servisleri
arasında sürdürülen
görüşmeler,
iki ülkenin dışişleri bakanları 
seviyesinde gerçekleşti...
Şimdi gelelim asıl
meseleye...
Özgür Suriye Ordusu'ndan
bir grup,
bu görüşmeleri protesto etti hatta daha
ileri giderek,
Türk Bayrağı'nı yakmaya kalkıştı...
Yetmedi, Gaziantep Büyükşehir Belediyesi'nin 
El Bab'da yaptırdığı
"Şahinbey Millet Parkı" da tahrip edildi...
Bu bir provokasyondu!..
Tepkilerin ardında
kimin olduğunu
anlamak zor değildir!..
Türkiye ile Suriye ilişkilerinin
yeniden normalleşmesi
kimlerin işine gelmiyorsa,
bu provokasyonun
ardında da onlar vardır!..
Yani, Türkiye'yi vaatlerle dolduruşa getirip,
Suriye bataklığına itenler!..
Bölgede PKK ve YPG'ye
binlerce TIR silah ve mühimmat
gönderip, korsan bir devlet
kurma hevesleri, Türkiye-Suriye 
ilişkilerinin başlamasıyla
kırılanlar!..
Rusya Devlet Başkanı Putin'in,
Cumhurbaşkanı Erdoğan'a
Soçi Zirvesi'nde
"direkt temas"
mesajı verdikten sonra
başlayan bu görüşmenin rahatsızlık yarattığı,
Özgür Suriye Ordusu'nda bir
grubun provokasyonuyla
ortaya çıkmıştır...
Önümüzdeki sürecin
çok şeylere gebe olduğunu hatırlatmakta yarar var!..
Söz konusu görüntüler üzerinden
yola çıkarak,
yeniden bir dolduruşa gelmek,
bizden başka herkesin işine yarayabilir!..
O yüzden "Aman dikkat" diyorum...