Bir zamanlar, "Devlet sebze meyve satar mı?" diyerek, TANSAŞ ve benzeri kamu kuruluşlarına karşı çıkanlar, son aylarda gıda sektöründe yaşanan fahiş fiyat fırsatçılığında; bu yapıların ne kadar önemli olduğunu anladılar mı acaba?.. Piyasada denge sağlayan bu kuruluşların, "Özelleştirme" adı altında yok edilmesinin yanlışlığını da... Yoksa, 2.5 yıl önce belediyeler; soğan, patates satmak zorunda kalır mıydı?.. Zincir marketlerin çoğunun fiyat fırsatçılığı karşısında, Tarım Kredi Kooperatifleri ile TMO'nun satış mağazalarının ne büyük hizmet yaptıkları ortada... İnsanlar, üretici birliklerinin ürünlerini; hem güven hem uygun fiyat ve hem de kalite bakımından tercih ediyor... Gıda sektöründe yaşanan fırsatçılığı denetimlerle önlemek elbette mümkün!.. Ancak, durumdan vazife çıkaranlara en büyük ceza, bilinçli tüketicilerin tercihleri olacaktır!.. Hiç kimse üretimini bilmediği kalitesiz ve katkılı ürüne para verecek kadar, zengin değildir!.. "Tüketici" demişken, bu amaçla kurulmuş STK'ların, fahiş fiyat konusunda devlet ve millete yardımcı olabilecek girişimlerini yaygın biçimde görememek, dikkatimi de çekiyor... Samsun Valisi Doç. Dr. Zülkif Dağlı'nın "Fiyatları düşürün" çağrısından sonra, bu kuruluşlardan destek açıklaması bekledim doğrusu... Yani, sadece devletin kurum ve kuruluşları değil, toplum olarak bu mücadelenin içinde yer almazsak; piyasa kontrolü yine "Haksız kazanç ve stokçuluk" yapanların eline geçecektir!.. "Ne olacak sanki" dersek, "yenik" düşeceğimizi peşinen söylemek isterim!.. Unutmadan söylemeliyim... İllaki, bir marketten alışveriş yapacak olursak, yerli işletmeleri tercih edelim... Onlar ayakta kalsın; hem sahipleri hem de çalışanları mağdur olmasın!.. Yoksa, onların sıkıntı içinde olması da işletmelerinin zincir marketlerin eline geçmesi demektir!.. Samsun'da, birçok yerli işletmenin rekabete dayanamayıp; zincir marketler tarafından satın alındığını da unutmadık elbette...