Gazze’nin nefesi, insanlığın vicdanı

Abone Ol

Gazze’nin nefesi yalnızca bir coğrafyanın soluk alışı değildir; insanlığın vicdanında sıkışıp kalan bir sorudur.
Bugün Gazze’de soluk almak bile bir direnişken, dünyanın büyük kısmı susmayı tercih ediyor. Oysa suskunluk, bazen en yüksek çığlıktır. Mazlumu yaralayan, zalimi cesaretlendiren…
Nefesdaşlık tam da burada başlar. Aynı acıyı yaşamak değil; aynı adalet duygusunda buluşmaktır. Aynı umudu, farklı coğrafyalarda büyütebilmektir.
Gazze’den yükselen ses; bir çocuğun uykusuz gecesi, bir annenin yarım kalan duası, bir halkın onurudur. Bu ses bize şunu hatırlatır: İnsanlık, gücüyle değil; vicdanıyla ölçülür.
Ondokuz Mayıs Üniversitesi’nde geçtiğimiz günlerde düzenlenen “İntifada’dan Tufan’a: Gazze’yi Anlamak” paneli, bu ortak vicdanın bir ifadesidir. Akademisyenler ve gençler, Gazze’yi başlıklarla değil; hakikatiyle konuşmuştur.
Çığlık sese,
ses söze,
söz umuda dönüşmüştür.
Gazze’nin yarası, bizim ortak vicdanımızdır.
Umudu büyütmek, nefesimizi çoğaltmaktır.
Son Sözüm. Gazze’nin nefesiyle büyür umudumuz;
nefesdaşlıkla çoğalır vicdanımız.
Kazım İLHAN
Sosyolog ve Aile Danışmanı