Diyarbakır’ın Bağlar ilçesi Karacadağ bölgesine çeltik hasadı için gelen Kahramanmaraşlı mevsimlik işçiler, hayatlarını idame ettirebilmek için evlerini sırtlarında taşıyor. Çocuklarıyla birlikte çadırlarda yaşayan işçiler, yılın sadece 3 ayını kendi köylerinde geçiriyor.

Diyarbakır’ın merkez Bağlar ilçesi ile Şanlıurfa’nın Siverek ilçesi arasında bulunan Karacadağ bölgesindeki Ziyaret köyünde çeltik hasadı başladı. Hasat, Kahramanmaraş’a bağlı Gölpınar köyünden gelen mevsimlik tarım işçilerinin ekmek kapısı oldu. Kent kent gezerek, evlerini sırtlarında taşıyan ve kurdukları çadırlarda çocuklarıyla birlikte yaşayan Kahramanmaraşlı tarım işçileri, hayatlarını idame ettirebilmek için hasatta çalışıyor. Yılın çeşitli dönemlerinde Diyarbakır, Amasya, Niğde ve Adana’da çalışan işçiler, sadece 3 ay köylerini görüyor.

“9 ay elin işlerini yapıyoruz”

Eşiyle birlikte uzun yıllar sonra mevsimlik tarım işçisi olarak yollara düştüğünü ve içerisinde bulundukları durumun zorluklarını anlatan 4 çocuk annesi Sultan Parladoğmuş, “Çocuklardan biri okuyor ikisi de burada çalışıyor. Eşim okul servisçiliği yapıyordu bu sene anlaşamadılar. Okul servisine gittiği zaman parasını vermiyor şirket sahibi. Şimdi çeltik biçiyor adamlar. Biz de burada 60 kişinin yemeğini yapıyoruz. Gece saat 20.00-21.00’e kadar çalışıyoruz. 3 ay falan kendi köyümüzde kalıyoruz, sebze falan yetiştirmek için. Ondan sonra hep böyle elin işlerindeyiz” dedi.

“Rüzgarın sesinden uyuyamıyoruz”

Geceleri rüzgar sesinden uyuyamadıklarını, sabah kadar yılan, kirpi, inek gibi hayvanların çadırlara geldiğini anlatan Parladoğmuş, “Çadır hayatı böyle. Geceleri çok soğuk. Kendimizi idare ediyoruz şükürler olsun. 20 yıl oldu herhalde ben el işine gitmezdim, eşim giderdi sürekli. Çocuklarla biz arada bir gidiyorduk önceden. Çocuklar burada üşüyor 15-20 gün daha buradayız” diye konuştu.

“İhtiyacımız olduğu için geldik”

Çocuklarının masraflarını çıkarmak için gelen çalışmaya geldiklerini anlatan Börü Derebeyi, muhtaç oldukları için yollar düştüklerini belirtti. Tarladan dönecek olanların yemeklerini yaptıklarını söyleyen sekiz çocuk annesi Derebeyi, şunları kaydetti:

“İhtiyaç olmasa gelmezdik. Burada biz kendimiz yemek yapıyoruz arkadaşla birlikte, bulaşık yıkıyoruz, su ısıtıyoruz. İşçiler geldiler mi banyolarını yapıyorlar. Diğerleri de şelek çekiyor, orak biçiyor. İl il geziyoruz. Yol uzak oldu mu çadırlarımızı sırtımızda taşıyoruz. Getirip kuruyorlar, rezillikle, perişanlıkla günlerimiz geçiyor.”

“Kolumuzun kazancını yiyeceğiz başka çıkarı yok”

Sekiz çocuğundan üçünün evlendiğini ikisinin de okuduğunu belirten Derebeyi, “Tarım işçileri en fazla Amasya’ya giderler orada 10 ay kalırlar. Orada bahçe, sebze işi yaparlar. Oğullarımız asker, kızlarımız kocaya gidiyor biz öyle dağda yaşıyoruz. İş yok sigorta yok. Ne yapacağız? Kolumuzun kazancını yiyeceğiz. Çalışacağız 40, 50, 60 liraya, kafamız toprağa inene kadar devam edeceğiz” şeklinde konuştu.