Merhaba kıymetli okuyucularım; geçtiğimiz yıllarda çok fazla hayal kırıklıklarımız, başarısızlıklarımız, yüreğimizin yara aldığı durumlar olmuş olabilir...
Gözyaşlarımızın minik bir göl oluşturacak kadar gizli gizli aktığı zamanlar da olmuş olabilir...
Yüreğimizin sıkıştığı bunaldığı kimseye bu durumu anlatamadığımız nefes almanın yük gibi hissettirdiği zamanlar da olmuş olabilir... 
Ama bunların hepsi geldiği gibi geçti mi? 
Elbette HAYIR...
Her zorluğun bir başlangıcı olduğu gibi bir bitişinin de olduğunu mutlaka hatırlayalım. 
Seçim, bu toplumun fay hatlarını etkiler mi derseniz? 
Ülkemiz hiçbir partinin malı mülkü değil. 
Bu ülkede yaşamaya çalışan ve nefes alan milletimizin yaşam alanıdır...
Hükümeti kazanan partiler sadece yöneticidir. 
Yöneticilerin görevi de bilimin ışığında ülkemizin ÖLMEMESİ için bunlara tüm diğer partiler de dâhil olmak üzere.
Ortak akıl ile DEPREMİN öldüren değil, dört mevsim gibi yaşanan bir takvim olduğu bilincidir.
Bir an önce ülkem insanı; sen ben derken canlarımız yitip gidiyor. Bir gün sen de bu vebalin altında kalmak istemiyorsan önceliğiniz; devlet olarak oturma alanlarının kalıcı ve yapıcı çözümüdür... 
Yoksa ne? 
MİNİK BİR SORU: Neden bu kadar çok denenme ve sınanmalar bizlere veriliyordur sizce? 
Sonuç olarak; İnsanın ilim ve edebi, en büyük varlığıdır. Eskimez, çürümez, kaybolmaz.( Mevlana)   
Düşündürebilmek, gelecek için üretilecek ürünün ana kapısıdır. ( Kazım İLHAN)
Bu sözün ne kadar önemli olduğunu konular işlendikçe fark edeceğimizden eminim.
Toplumun ve ailenin en büyük ilacı doğru iletişimdir. ( Kazım İLHAN )
Birlikte siz, biz demeden, sıcak, sevecen ve mutlu birlikteliklerin bir arada olduğu sağlıklı neşeli yarınlar dilerim... 
Hoşça kalın...
 
KAZIM İLHAN
SOSYOLOG VE AİLE DANIŞMANI