Türkiye’nin en büyük deltalarından biri olan Kızılırmak Deltası, sahip olduğu eşsiz doğal zenginlikleriyle hem ulusal hem de uluslararası düzeyde dikkat çekmeye devam ediyor. 352 kuş türüne ev sahipliği yapan delta, barındırdığı nadir ve tehlike altındaki bitki türleri, sulak alanları, lagün gölleri ve subasar ormanlarıyla UNESCO Dünya Mirası olmaya aday gösterildi.
56.000 hektarlık alana yayılan Kızılırmak Deltası, Samsun’un Bafra, Ondokuzmayıs ve Alaçam ilçeleri sınırlarında yer alıyor. Kızılırmak Nehri’nin binlerce yıllık süreçte taşıdığı alüvyonlarla şekillenen delta, Karadeniz kıyısındaki tek doğal sulak alan özelliğini taşıyor. Delta, yalnızca biyolojik çeşitlilik açısından değil, aynı zamanda iklim, jeomorfoloji ve kültürel değerler bakımından da büyük öneme sahip.
KUŞLARIN GÖÇ DURAKLARINDAN BİRİ
Kızılırmak Deltası, Avrupa’dan Afrika’ya ve geri dönüş yolculuğunda kuşlar için bir dinlenme, beslenme ve üreme alanı işlevi görüyor. Özellikle ilkbahar ve sonbaharda yoğun kuş göçlerine sahne olan delta, dikkuyruk, turna, küçük karabatak, kaşıkçı gibi nesli tehdit altında olan kuş türlerine ev sahipliği yapıyor. Bölgede kış aylarında yaklaşık 100.000 su kuşu barınıyor.
ZENGİN BİTKİ ÇEŞİTLİLİĞİ
Delta yalnızca kuşlar için değil, bitki çeşitliliği açısından da önemli bir merkez. Yapılan araştırmalarda bölgede 355 bitki türü tespit edildi. Bunlardan bazıları, Türkiye’de yalnızca bu deltada görülen veya nesli tehlike altında olan türler. Kum zambağı, göl soğanı, Thelypteris palustris gibi türler bu doğal mirasın zenginliğini gözler önüne seriyor.
KORUMA ALTINDA
Kızılırmak Deltası’nın 22.000 hektarlık bölümü 1998 yılında Ramsar Alanı ilan edildi. Ayrıca, 5.174 hektarlık kısmı Yaban Hayatı Geliştirme Sahası, 21.700 hektarlık kısmı da sulak alan koruma bölgesi statüsüne sahip. Delta, 2016 yılında UNESCO Dünya Mirası Geçici Listesi'ne dahil edildi. Samsun Büyükşehir Belediyesi, Samsun Valiliği ve ilgili kurumlar, bölgenin kalıcı listeye alınması için çalışmalarını sürdürüyor.
İKLİM KRİZİ VE İNSAN ETKİSİNE KARŞI KIRILGAN
Ancak bu değerli alan, insan faaliyetleri ve iklim değişikliğinin etkisiyle tehdit altında. Kızılırmak üzerine yapılan barajlar, taşkın önleme setleri ve kuraklık, sulak alanların doğal beslenme döngüsünü bozarak göllerin kurumasına neden olabiliyor. Uzmanlar, doğal taşkın rejiminin yeniden sağlanması ve kontrollü su yönetimi ile deltadaki doğal dengeyi korumanın mümkün olduğunu vurguluyor.
DOĞANIN MİRASINA SAHİP ÇIKILMALI
Kızılırmak Deltası, sadece Samsun’un değil, Türkiye’nin ve dünyanın ortak doğal mirası olarak korunmayı hak ediyor. UNESCO’nun asıl listesine girmesi, hem bölgenin daha etkin korunmasına katkı sağlayacak hem de dünya kamuoyunun dikkatini bu eşsiz doğa harikasına çekecek. Uzmanlar ve çevreciler, deltaya yapılacak her müdahalenin dikkatle planlanması gerektiğini belirterek, sürdürülebilir kullanım ve etkin koruma çağrısında bulunuyor.
Türkiye’nin en büyük deltalarından biri olan Kızılırmak Deltası, sahip olduğu eşsiz doğal zenginlikleriyle hem ulusal hem de uluslararası düzeyde dikkat çekmeye devam ediyor. 352 kuş türüne ev sahipliği yapan delta, barındırdığı nadir ve tehlike altındaki bitki türleri, sulak alanları, lagün gölleri ve subasar ormanlarıyla UNESCO Dünya Mirası olmaya aday gösterildi.
56.000 hektarlık alana yayılan Kızılırmak Deltası, Samsun’un Bafra, Ondokuzmayıs ve Alaçam ilçeleri sınırlarında yer alıyor. Kızılırmak Nehri’nin binlerce yıllık süreçte taşıdığı alüvyonlarla şekillenen delta, Karadeniz kıyısındaki tek doğal sulak alan özelliğini taşıyor. Delta, yalnızca biyolojik çeşitlilik açısından değil, aynı zamanda iklim, jeomorfoloji ve kültürel değerler bakımından da büyük öneme sahip.
KUŞLARIN GÖÇ DURAKLARINDAN BİRİ
Kızılırmak Deltası, Avrupa’dan Afrika’ya ve geri dönüş yolculuğunda kuşlar için bir dinlenme, beslenme ve üreme alanı işlevi görüyor. Özellikle ilkbahar ve sonbaharda yoğun kuş göçlerine sahne olan delta, dikkuyruk, turna, küçük karabatak, kaşıkçı gibi nesli tehdit altında olan kuş türlerine ev sahipliği yapıyor. Bölgede kış aylarında yaklaşık 100.000 su kuşu barınıyor.
ZENGİN BİTKİ ÇEŞİTLİLİĞİ
Delta yalnızca kuşlar için değil, bitki çeşitliliği açısından da önemli bir merkez. Yapılan araştırmalarda bölgede 355 bitki türü tespit edildi. Bunlardan bazıları, Türkiye’de yalnızca bu deltada görülen veya nesli tehlike altında olan türler. Kum zambağı, göl soğanı, Thelypteris palustris gibi türler bu doğal mirasın zenginliğini gözler önüne seriyor.
KORUMA ALTINDA
Kızılırmak Deltası’nın 22.000 hektarlık bölümü 1998 yılında Ramsar Alanı ilan edildi. Ayrıca, 5.174 hektarlık kısmı Yaban Hayatı Geliştirme Sahası, 21.700 hektarlık kısmı da sulak alan koruma bölgesi statüsüne sahip. Delta, 2016 yılında UNESCO Dünya Mirası Geçici Listesi'ne dahil edildi. Samsun Büyükşehir Belediyesi, Samsun Valiliği ve ilgili kurumlar, bölgenin kalıcı listeye alınması için çalışmalarını sürdürüyor.
İKLİM KRİZİ VE İNSAN ETKİSİNE KARŞI KIRILGAN
Ancak bu değerli alan, insan faaliyetleri ve iklim değişikliğinin etkisiyle tehdit altında. Kızılırmak üzerine yapılan barajlar, taşkın önleme setleri ve kuraklık, sulak alanların doğal beslenme döngüsünü bozarak göllerin kurumasına neden olabiliyor. Uzmanlar, doğal taşkın rejiminin yeniden sağlanması ve kontrollü su yönetimi ile deltadaki doğal dengeyi korumanın mümkün olduğunu vurguluyor.
DOĞANIN MİRASINA SAHİP ÇIKILMALI
Kızılırmak Deltası, sadece Samsun’un değil, Türkiye’nin ve dünyanın ortak doğal mirası olarak korunmayı hak ediyor. UNESCO’nun asıl listesine girmesi, hem bölgenin daha etkin korunmasına katkı sağlayacak hem de dünya kamuoyunun dikkatini bu eşsiz doğa harikasına çekecek. Uzmanlar ve çevreciler, deltaya yapılacak her müdahalenin dikkatle planlanması gerektiğini belirterek, sürdürülebilir kullanım ve etkin koruma çağrısında bulunuyor.