Fark Hiçbir Şey

Abone Ol

Yüreğini ortaya koyan, disiplininden taviz vermeyen ve geleceğe umut eken bir takım.

Maçın başında herkes baskı bekledi. Oysa sahada gördüğümüz tablo bambaşkaydı. Samsunspor, özellikle ilk yarıda Panathinaikos’un baskısını akılcı bir şekilde karşıladı.

Bunda en büyük etkenlerden biri de Olimpiyat Stadı’nın kendisiydi. Olimpiyat statları, taraftarı futboldan uzaklaştırıyor, baskıyı sahaya indiremiyor. Panathinaikos, ev sahibi olmasına rağmen bu dezavantajı yaşadı.

Savunma hattımız kusursuza yakındı. Sol bekinden sağ bekine, ortadaki ikiliye kadar herkes üstüne düşeni fazlasıyla yaptı.

Elbette futbolda şans faktörünü göz ardı edemezsiniz. İlk golü hangi takım olsa yerdi. İkinci gol ise tamamen talihsizlik ve bir anlık anlaşmazlığın sonucu oldu. Olmayacak bir topu kalemizde gördük. Hele 60. dakikadan sonra yaşanan baskı… İki top direkten döndü, ardından gol geldi. 60–75 arası oyunu rakibe verdik ama bu anların ardından toparlanabilmemiz, bize özgüven vermeli.

Yeni transferimiz Tomasson’un performansı da ayrı bir umut kaynağı oldu. Hem attığı golle hem de oyun içindeki katkısıyla geleceğe dair güven verdi. Bu takım, doğru takviyelerle daha da büyüyecek.

Ama bütün bunlardan önemlisi, 27 yıl sonra yeniden Avrupa sahnesinde olmak. Bu gururu yaşamak bile başlı başına kıymetli. Gruplara kalırsak mutluluğumuz katlanır; kalamasak bile gelecek için umut ektik. Önemli olan, bu yolculuğu doğru okumak ve geleceğe sağlam adımlar atmaktır.

Şimdi evimizde oynanacak rövanş maçı var. İşte burada bize, yani taraftara büyük iş düşüyor. O gün 34 bin kişi stadyumu kırmızı-beyaza boyamalı, marşlarla, koreografilerle, coşkumuzla bunu yaşamalı ve başarmalıyız.

Bir fark mı? Hiçbir şey.

27 yıl sonra döndüğümüz Avrupa sahnesinde belki daha yolun başındayız ama şunu herkes bilsin: Bu yol umutla başlıyor, inançla büyüyor ve zaferle taçlanacak.

Biz Samsunspor’uz. Bize baskı işlemez. Bize korku sökmez. Umutla, inatla ve terimizle yolumuza devam edeceğiz.