Bakırköy Prof. Dr. Mazhar Osman Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi’nde "Yeni Sentetik Maddeler, Yeni Sorunlar ve Güncelleme" başlıklı sempozyumda konuşan Kamu Hastaneleri Hizmetleri-3 Başkanı ve Psikiyatri Uzmanı Dr. Mustafa N. Namlı Türkiye’nin psikoaktif madde olarak adlandırılan uyuşturucu kullanımı nedeniyle ölümlerde Avrupa’da birinci sırada yer aldığını söyledi.

DR. NAMLI: “TÜRKİYE PSİKOAKTİF MADDEDEN ÖLÜMLERDE AVRUPA’DA BİRİNCİ"
Dr. Namlı, Türkiye’nin genç nüfusunun çok yüksek olması ve coğrafi olarak geçiş noktasında olması nedeniyle beynin sinir sistemini etkileyen ve algı, ruh hali ile bilinç değişikliğine yol açan psikoaktif madde kullanımı açısından risk altında olduğunu söyledi. Dr. Namlı, “Türkiye’nin en büyük sağlık, adli sorunlarından bir tanesi yeni sentetik maddelerin kullanımı. Türkiye psikoaktif madde kullanımı nedeniyle ölümlerde birinci sırada. Her geçen gün psikoaktif madde kullanımı artmakta ve buna bağlı olarak da acil servise başvuru artmaktadır. Yeni psikoaktif maddeler her gün formüllerini değiştiriyor ve bunların takibi zorlaşıyor" dedi.

“PAZARLAMA STRATEJİSİ İZLENİYOR"
Yeni sentetik maddelerin çok daha kolay bağımlılık yarattığını söyleyen Dr. Namlı bu maddeleri tanımak ve anlamak amacıyla Bakırköy Mazhar Osman Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi’nde Yeni Sentetik Maddeler, Yeni Sorunlar ve Güncelleme başlıklı sempozyumun düzenlendiğini belirtti ve şunları söyledi: “Gençlerin madde kullanımına başlamasının en önemli nedenlerinden bir tanesi merak. Gençlerimiz bunu merak ediyor ama ayrıca yeni sentetik maddeler daha ucuz, ulaşımı kolay ve cazip hale getiriliyor. Bu maddelerin isimlerinden tutun da ambalajına kadar büyük bir pazarlama stratejisi izleniyor. Bu maddeler bir gencin harçlığıyla alabileceği kadar ucuz. Burada da ailelere çok büyük görevler düşüyor. Mutlaka gençlerin kimlerle arkadaşlık ilişkisi içerisinde olduğuna dikkat etmeleri ve gençlerin ruhsal ve fiziksel durumunda, davranışlarındaki değişikliği yakın takip etmekte Madde kullanımından şüphelenildiği zaman hemen bir psikiyatri kullanımına başvurulmalı."

“SUÇ İLE KEYİF VERİCİ MADDE ARASINDA İLİŞKİ VAR"
Sempozyum kapsamında konuşan Psikiyatri Uzmanı Doç. Dr. Cüneyt Evren ise suç ile madde kullanımı arasında da yakın ilişki bulunduğunu, ayrıca maddelerin keyif verici etkisinin arttıkça yan etkilerinin de arttığını ifade etti ve şunları söyledi: “Madde kullanımı sonrası kişi kalp krizi geçirebiliyor, böbrek yetmezliği ortaya çıkabiliyor, epileptik nöbetler geçirilebiliyor, delirium gibi bilinç dalgalanması yaşayabiliyor. Bunun dışında ruhsal belirtiler de ortaya çıkıyor. Kişinin kendisine ve etrafına zarar verme ihtimali artıyor."

“2017 YILINDA, 2016 YILINA GÖRE YÜZDE 53.1 DAHA FAZLA SENTETİK KANNABİNOİD ELE GEÇİRİLDİ"
Sempozyumda konuşan Psikiyatri Uzmanı Prof. Dr. Zehra Arıkan da "Türkiye Uyuşturucu ve Uyuşturucu Bağımlılığı Merkezi (TUBİM) Bakışıyla Yeni Sentetik Maddeler" başlıklı bir konuşma yaptı, verilere değindi. Prof. Dr. Arıkan Türkiye’de 2017 yılında 24 bin 371 sentetik kannabinoid olarak adlandırılan madde kullanımının gerçekleştiğini, bu olaylarda 34 bin 107 şüphelinin yakalandığını ve 958 kilogram sentetik kannabinoid ele geçirildiğini söyledi. 2017’de bir önceki yıla göre yüzde 53.1 oranında daha fazla sentetik kannabinoid ele geçirildiğini de ifade eden Prof. Dr. Arıkan 2017 yılında  doğrudan madde kullanımı nedeniyle hayatını kaybedenlerin 941 kişi olduğunu ve bunların 564’ünün ise doğrudan sentetik kannabinoid kullanımından dolayı olduğunu ifade etti.

“MEDYADA SAĞLIK SONUÇLARI İLE İLGİLİ DAHA FAZLA HABER YAPILMALI"
Sempozyum kapsamında konuşan,  Hürriyet Gazetesi Haber Araştırma Müdürü Mesude Erşan ise Medyada Yeni Sentetik Maddeleri anlattı ve medyaya yansıyan haberlerin çoğunlukla adli vakalar olduğunu ifade etti.  Erşan, sözlerine şöyle devam etti: “Basın yayın organlarındaki haberlere baktığımızda ağırlıklı olarak kriminal haberler görüyoruz. Özellikle polisin yaptığı, çökertilen çeteler, uyuşturucular, ilgili mafya üyeleri gibi haberler var. Ancak sorunu ortaya koyan sağlık haberlerinin daha az olduğunu görüyorum. Uyuşturucu kullanımının sağlıkla ilgili sonuçları biraz daha fazla radarımıza girmeli ve haber yapmalıyız. Haberler hazırlanırken kullanılan dilde ise yol gösterici olmamak çok önemli. Bunu merak eden insanlara yol göstermemek, kullanılan fotoğraflarda yol gösteren fotoğraflar olmamalı."