Günlük
telaşlar,
yapay gündemler
ve bunun sonucunda ortaya çıkan
sığ tartışmaların
gölgesinde,
ülkenin
karşı karşıya bulunduğu
durumu,
anlamak ve değerlendirmek
zorlaşıyor...
Ormana bakıp,
tek bir ağacı görmek gibi...
Bir yandan
AB ve ABD'yi arkasına alan
Yunanistan'ın
kışkırtıcılığı,
diğer yandan
Ermenistan'ın
birdenbire
Azerbaycan'a
karşı başlattığı
provokasyon,
öbür yandan
Irak'ın kuzeyindeki
operasyonları önlemek için
her türlü çabayı gösteren
ve PKK terör örgütüne
desteğini aleni hale dönüştüren
ABD'nin tavrı...
Bitmedi, dahası var!..
Avrupa'ya gaz akışını kesen Rusya'nın,
yaptırımlara karşı
Türkiye üzerinden
ambargoyu delme
hamlelerini boşa çıkarmak için
AB ve ABD finans çevrelerinin
devreye girerek,
baskı uygulama çabası...
Bütün bu olup bitenlerin nedeni;
Türkiye'nin enerjisini
ortaya çıkaran ekonomik fırsat yerine,
çevresinde oluşturulan
provokasyonlara
odaklanmasını
sağlamaktır!..
Mesele, Avrupa'da
birçok işletmenin
enerji sıkıntısı nedeniyle 
kapanması
sonucunda,
tedariklerin mecburen
Türkiye'den sağlanacak olması,
meselesidir!..
Çünkü, Rusya, Avrupa'nın
vanasını kapatmıştır!..
Öyleyse yapılacak iş;
bu fırsatı değerlendirerek,
ülkede
tarım ve sanayide
büyük hamleleri
zaman kaybetmeden
hayata geçirmektir!..
Yani, böyle bir dönemde
"dırdır"
etmek,
"avara kasnak" gibi boşa dönmektir!..
Son gelişmeleri,
siyasetteki günlük tartışmaların dışına
çıkarak,
bu çerçevede
değerlendirirsek,
Türkiye kazançlı çıkacaktır!..
Ülkenin önüne çıkan
bu tarihi fırsatı,
dış çevrelerin dolduruşuyla "hamaset edebiyatı"
yaparak
kaçırırsak;
cidden çok yazık olur!..
Ve bu ağır vebalin altında,
herkes kalır!..
O zaman da
"Su akar, Türk bakar"
diyen Almanlar,
haklı çıkar!..
Bilmem anlatabildim mi?..