Oldum olası gariban madencilerin çileli yaşamını anlatan, sorunlarına değinen film ve dizileri ilgiyle izler, beğenirim. Yavuz Özkan’ın yönettiği Cüneyt Arkın, Tarık Akan, Hale Soygazi, Meral Orhansoy ve Halil Ergün’ün oynadığı 1978 yılı yapımı “Maden” o filmlerin başında gelir. Hiç kuşku yok ki, yerin onlarca metre altında kazma sallayarak evine ekmek götürme uğraşındaki emekçiler, dünyanın en zor mesleğini icra ederler. Beklenmedik grizu patlaması veya toprak çökmesi sonucu yaşamları sona erer veya sakat kalırlar. En çok da kaçak ocaklarda sosyal güvenceden yoksun, çok düşük ücretle ter akıtan emekçiler, iş cinayetlerinin kurbanı olur. Eskiye göre kömür ocaklarında günün koşullarına uygun önlemler alınsa bile hala meydana gelen göçükler işçiye mezar oluyor. Özellikle hızla çoğalan kaçak ocaklar emekçi için adeta ölüm kuyusu. Bir süredir FOX TV’de yayınlanan “Kanunsuz Topraklar” dizisi sözünü ettiğim madenciler ile onları acımasızca sömüren patron arasındaki hak arama mücadelesini, aşırı kar hırsını gözler önüne seriyor. Tabii patronun dik kafalı, özgür yapılı kız (Gülfem ) ile babasını ilkel ocağa kurban veren yiğit madencinin (Davut) duygusal yaklaşımı, ihmal edilmiyor. 1939 yılı Zonguldak’ının anlatıldığı “Kanunsuz Topraklar” ilk dört bölümündeki sağlam senaryosuyla, oyuncuların başarısıyla, o yıllara ilişkin hazırlanan mekanlar ve görkemli görüntüleriyle izleyiciyi hoşnut kılarak, beğenisini kazandı. Yapımcılığını Faruk Turgut’un, yönetmenliğini Faruk Teber’in üstlendiği dizide Uğur Güneş (Davut), Esra Bilgiç (Gülfem), Necip Memili (Ali Gelik), Murat Daltaban (Malik), Kaan Taşaner (Yavuz), Onuryay Evrentan (Kevser), Eylül Su Sapan (Behice), Serdem Paçal (Fikriye), Ezgi Çelik (Asude), Doğaç Yıldız (Cemal), Eyüp (Onur Kaya) oynuyor. Zonguldak özelinden 1939 Türkiye’sinin ekonomik görünümü anlatan, “Kanunsuz Topraklar” bir yanda maden patronlarının lüks gösterişli, diğer yanda iki odalı evde kalabalık maden emekçilerinin kıt kanaat geçimlerini ve yaşadıkları zorlukları gözler önüne sermesiyle izlenmeyi hak eden yapım. Şato benzeri üç dört katlı evlerde ve şehir kulübünde içilen viskiler eşliğinde valslar yapılırken, yoksul madenci evinde vereme yakalanan küçük kızın araçsızlıktan hastaneye götürülmeyip ölmesi, yaşamın iki farklı yönünü gözlerimizin içine sokuyor. Yani iki sınıf arasında o yıllar daha derin olan gelir adaletsizliği ve yoksulluk anlamlı ifade ediliyor dizide. İlk 4 bölümde oldukça başarılı oyunculuk ve senaryosu ile izleyeni ekran başına kilitleyen “Kanunsuz Topraklar”, gelecek bölümlerde anlattığı öykünün dışına çıkıp, bir aşk yolculuğuna yelken açmaz umarım. Çünkü, diziyi ilginç kılan ve izlenir hale getirmesi madencilerin hak arayışı odağından 1939 Türkiye’sinin, emeğin başkenti Zonguldak’ın anlatılmasından kaynaklanıyor. Sonuçta, ıvır zıvır dizilerin ekranlarda boy gösterdiği bugünlerde “Kanunsuz Topraklar” derli toplu senaryosuyla dikkat çekiyor...