Elektrik Mühendisleri Odası (EMO) Samsun Şubesi Başkanı Adnan Korkmaz, ABD’li enerji şirketleriyle yapılan anlaşmalar ve nükleer enerji alanındaki işbirliği mutabakatının, “yeni bir imtiyaz dalgası” anlamına geldiğini savunarak, “Kamusal enerji politikası terk edilmemeli, ülke kaynakları küresel tekellere teslim edilmemelidir” dedi.
YANLIŞ BİR POLİTİKA
Korkmaz, söz konusu anlaşmaların “enerjide bağımsızlık” hedefiyle çeliştiğini belirterek şu açıklamalarda bulundu: “Doğalgaz ve nükleerde sağlanan alım garantileri, yerli ve yenilenebilir enerji üretimini engelliyor. Avrupa ülkeleri fosil yakıtlardan çıkarken, Türkiye’nin onların arz güvenliği için yatırımcı arayışına girmesi, yanlış bir enerji politikasının derinleştiğini gösteriyor.”
DAĞITIM MERKEZİ HALİNE GETİRİLİYOR
Korkmaz ayrıca, Türkiye’nin enerji üreticisi olmaktan ziyade “enerji dağıtım merkezi” haline getirilmeye çalışıldığını dile getirdi. Enerji Bakanlığı’nın 2035 vizyonunda hedeflenen kurulu güç miktarının, ülkenin gerçek ihtiyaçlarının çok üzerinde olduğunu belirten Korkmaz, şu değerlendirmeyi yaptı: “Bu plan, Türkiye’nin kendi enerji ihtiyacını karşılamaktan çok, Avrupa’nın enerji açığını doldurmayı amaçlıyor. Ülke doğal kaynaklarının ve kültürel değerlerinin tahribatı pahasına küresel enerji ağlarında bir lojistik üs haline getirilmeye çalışılmaktadır.”
DÜNYA BANKASIYLA ÇÖZÜLEMEZ
Korkmaz, Rusya’ya olan enerji bağımlılığını azaltmanın yolunun ABD’ye benzer ayrıcalıklar tanımak olmadığını, bunun yerine kamusal bir planla yerli teknolojiler geliştirip yenilenebilir kaynaklara yatırım yapmak olduğunu ifade etti. Ekonomik sorunların Dünya Bankası gibi uluslararası kuruluşlarla çözülemeyeceğini vurgulayan Korkmaz, “enerji bağımsızlığı için kamunun doğrudan yatırım yaptığı kamucu modele dönülmeli” ve yüksek maliyetli enerjinin yükünü hafifletmek amacıyla üretimden dağıtıma kadar tüm süreçleri yönetecek “dikey entegre bir kamu tekelinin yeniden kurulması” gerektiğini belirtti.