Emekçinin hiçbir söz hakkı yok…

Abone Ol

Asgari Ücret Tespit Komisyonu’nun toplanacağı aralık ayına kısa süre kalırken, zam ve komisyona katılım tartışmaları yoğunlaştı.

İşçi, işveren ve hükümet temsilcilerinden oluşan 15 kişilik komisyon, aralık başında ilk toplantısını yapacak. Gerçekleştirilecek üç veya dört toplantının ardından 2026 yılında uygulanacak yeni ücret saptanacak.

Bu yılki komisyona işçi tarafını temsil eden Türk-İş’in katılıp katılmayacağı belirsizliğini koruyor. Zira, yapısı işçiler lehine değiştirilmediği sürece bundan böyle Türk-İş’in komisyon toplantılarına katılmayacağı genel başkan Ergün Atalay tarafından kamuoyuna duyurulmuştu. Türk-İş, bu duyurunun ardından komisyondan çekilmişti.

Türk-İş’in çekilme ve katılmama kararının altında işçi taleplerinin komisyonda göz ardı edilmesi, kabul görmemesi, ezici çoğunlukla patron ve hükümet temsilcilerinin oy çokluğu ile asgari ücretin saptanması yatıyor. Türk-İş, yakınmalarında son derece haklı. 2000 yılından bu yana asgari ücret 26 kez belirlendi. 8 kez işçi, işveren ve hükümet temsilcilerinin oy birliği, 18 kez de işçi tarafının itirazına karşın işveren ve hükümet temsilcilerinin oy çokluğu ile asgari ücret tespit edildi. Yani işçi tarafının, dolayısıyla Türk-İş’in talepleri çok az karşılık buldu. Bu verilere baktığımızda emekçinin hiçbir söz hakkı yok komisyonda. Patron ve hükümet ne derse o oluyor.

Türk- İş’in komisyona katılmama kararını diğer işçi sendikaları konfederasyonları DİSK ve Hak-İş destekliyor. Her iki konfederasyon, Asgari Ücret tespit Komisyonu’nun yapısının yasal düzenleme ile değiştirilerek tüm işçi temsilcilerinin yer almasına olanak sağlanmasını istiyor. DİSK, asgari ücretin yurt genelinde tüm özel ve kamu emekçilerini kapsayacak şekilde toplu pazarlıkla tek tip saptanması gerektiğine vurgu yapıyor. DİSK bu istemiyle patronların dile getirdiği bölgesel asgari ücrete karşı olduğunu duyuruyor. Bir dönem asgari ücret bölgesel olarak belirlenmiş, ancak farklı ücret uygulamaları sorun oluşturunca Bülent Ecevit’in Başbakanlığı döneminde ulusal düzeyde tek tip belirlenmeye başlanmıştı.

Asgari ücretle çalışan emekçi yeni ücretin ne kadar olacağını beklemeye koyuldu. Ortalama ücret haline gelen asgari ücret yüksek enflasyon karşısında erimeye devam ediyor.Temmuz ayında ara zam yapılmamasından ötürü net 22 bin 104 TL tutarındaki asgari ücret yılın 9 ayında 5621 TL eridi. Açlık sınırın altında kalan ücretin yılın sonuna dek erimesi kesin.

2025 yılı asgari ücreti yüzde 30 artışla net 22 bin 104 TL’ye yükseltilmişti. Oysa bir önceki yılın resmi enflasyonu yüzde 44.4 olarak açıklandı. Böylece asgari ücret artışı baştan resmi enflasyonun yaklaşık yüzde 15 oranında gerisinde kaldı. Tüm ısrarlı taleplere karşın temmuz ayında ara zam yapılmadı. Emekçi yüksek enflasyon ve hayat pahalılığı altında ara zam yapılmayan mevcut asgari ücretle çalıştırılıyor. Bu ücretle nasıl geçinebildiği, ayakta kalabildiği aslında incelenmesi gereken toplumsal sorun.

Gazetelerde, televizyonlarda asgari ücrete yapılacak zam oranlarına ilişkin çeşitli rakamlar yer alıyor. Kimi yüzde 20, kimi yüzde 25, kimi yüzde 30 artış yapılacağını savunuyor. Merkez Bankası 2025 yılı enflasyon rakamını revize ederek yüzde 32 bandına çekti. Tabii ekim, kasım, aralık aylarına ilişkin TÜFE verileriyle 2025 yılının enflasyon oranı belli olacak. Merkez Bankası belki yeni bir revize yaparak, enflasyon rakamını yükseltebilir. Zira öngörülen rakamlar bir türlü tutturulamıyor, yükseltiliyor.

Tüm bu verileri dikkate aldığımızda asgari ücrette geçen yıl olduğu gibi en az yüzde 30 artış olacağını umuyorum. Ancak bu artış bir yıllık mı ya da 6 aylık mı olacak o da belirsiz. Eğer Türk-İş, Asgari Ücret Tespit Komisyonu’na katılmazsa 2026 yılında uygulanacak ücret, işveren ve hükümet temsilcilerinin oy çokluğu ile belirlenir. İşçi tarafının katılmadığı komisyonda saptanan ücretin meşruiyeti ne denli adil olur? O da ayrı bir tartışma konusu. Gerçi 26 yılda 18 kez patron ve hükümet temsilcilerinin oyları ile asgari ücret belirlendiğine göre bu yıl da pekala kendileri tespit edebilir.

Komisyon yapısının değiştirileceğine ilişkin bir sinyal henüz gelmedi hükümetten. Kalan kısa sürede ne olacak hep beraber göreceğiz.