RİZE (AA) - Rize'de "usulsüz dinleme"ye ilişkin yürütülen soruşturma kapsamında 16 sanığın yargılandığı davaya başlandı.

Rize Ağır Ceza Mahkemesi'nde Ağır Ceza Reisi Bayram Kantık başkanlığındaki ilk duruşmaya, tamamı tutuksuz 16 sanıktan 14'ü katıldı. Duruşmada müştekiler Fahrettin Kaya, Muhittin Ayrılmış ve Abdulkadir Akbulut da hazır bulundu.

Duruşma, kimlik tespiti ve 132 sayfalık iddianamenin özetinin okunmasının ardından, sanıkların ifadelerinin alınmasıyla başladı.

Sanıklardan dönemin Rize İstihbarat Şube Müdürü Mehmet Şevki Meşe, 2010 yılında Rize'de İstihbarat Şube Müdürü olarak göreve başladığını, iddianamenin KOM Şube tarafından hazırlanmasından dolayı ciddi yanlışlar olduğunu söyledi.

Kendilerinin önleyici dinleme yapmalarına rağmen adli dinleme yapılmış gibi haklarında işlem yapıldığını vurgulayan Meşe, önleme dinlemesinin henüz suç oluşmadan yapıldığını, bunun kanunlarla belirlendiğini ifade etti.

Mahkemelerin aldatılmadığını, doğru isimler için doğru izinler alındığını savunan Meşe, "Yapılan işlemlerin doğruluğu üst amirlerce uygun görülmüş ve dinleme kararı verilmiştir. İddianameyi konu 7 ayrı olayda işlenmiş bir suç yoktur. Su olması ihtimaline binaen önleyici dinleme yapılmıştır. Suç unsuruna rastlanmamış ise mevzuata uygun dinlemeler sonlandırılmış 10 gün içerisinde imhaları yapılmıştır" dedi.  

Meşe, haklarında üç ayrı inceleme yapıldığı, hiçbir suç unsuruna rastlanılmadığını, atılı suçlamaları kabul etmediğini vurgulayarak beraatını istedi.

Sanık Alper Gülabioğlu ise kimseye bir suç isnadında bulunmadıklarını kaydederek, "İstihbarat servisi olarak önleyici hizmet için dinleme yaptık. İddianamede idari dinleme ile ilgili bilgiler var. 127'inci sayfada önleme dinlemeyle adli dinleme karıştırılmış. 13 bin 436 belgenin imhası söyleniyor. Böyle bir veri hazırlanması mümkün değil. En ufak SMS, ses ve noktanın imhası bile belge olarak gösteriliyor. İmha kanuni bir zorunluluktur ve bizim tarafımızdan yok edilemez ancak İstihbarat Daire Başkanlığı tarafından yapılabilir" ifadelerini kullandı.

Sanıklar dinlemelerden kişisel bir çıkar elde etmediklerini, sahte diye adlandırılan belgelerin devletin arşivinde yer aldığını savundu.

Avukat istemeyen sanık Gülbay Kutun ise dedesi, babası ve ağabeyinin de polis olduğunu vurgulayarak, şunları söyledi:

"Örgüt üyesi olarak ifade edilmem beni derinden yaralamıştır. Kesinlikle kabul etmiyorum. Amirlerimden aldığım emirleri yerine getirdim. Sıralı amirlerim dışında kimseden emir almadım. Üst akıl olarak adlandırılan cemaat yapısı ile hiç bir ilişkim bulunmamaktadır. Yurtlarına, dershanelerine, anılan hiçbir yerlerine gitmedim. Sadece hiyerarşik yapı içerisinde görev yaptım. Böyle bir yapı ile karşılaşsaydım bunun karşısında ilk ben mücadele ederdim." 

 

- Müştekiler şikayetçi oldu

Müşteki Fahrettin Kaya, olayın yaşandığı dönemde Rize Belediyesi Özel Kalem Müdürü olduğunu vurgulayarak, "Olayların yaşandığı belirtilen dönemlerde evimin önünde darbedildim. 3 kez 'Belediyedeki görevinden istifa et' diye tehdit edildim. Rize'yi terk etmem istendi. 'Elimizde ses kayıtları var' denilerek tehdit edildim. Olaylarla ilgili şikayetçi oldum. Tehditler üzerine istifa ettim ve Ankara'ya yerleştim" dedi.

Rize'ye döndüğü dönemde montajlanmış görüntülerinin internetten yayınlandığını anlatan Kaya, "Şikayetçi olunca görüntüler yayından kaldırıldı. Tekrar Rize'ye geleceğim zaman yayına konuldu. Tamamen Ankara'ya yerleşince tehdit ve görüntü şantajı kesildi" ifadelerini kullandı.

Kaya, yaşadıklarıyla ilgili sanıkların etkisi varsa, elde ettikleri bilgilerden kaynaklanıyorsa şikayetçi olduğunu, davaya katılacağını söyledi.

Müşteki Abdulkadir Akbulut da adına kayıtlı olmayan bir telefonun adına kayıtlıymış gibi dinlendiğini, konuyla ilgili şikayetçi olduğunu belirtti.

Mahkeme heyeti avukatların savunmasının ardından eksiklerin giderilmesi için duruşmayı erteledi.

Erzurum Cumhuriyet Başsavcılığının, "usulsüz dinleme" iddialarına ilişkin yürüttüğü soruşturma kapsamında hazırladığı iddianame, 1. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından kabul edilmiş ancak dava hakkında "yetkisizlik" kararı verilerek Rize'ye gönderilmişti.