Memur Sen İl Temsilcisi Mustafa Çoban, 24 Haziran seçim sonuçlarını değerlendirerek, “Döviz kuru, faiz oranı, ihanet tezgahı ve terör örgütlere pazarı” gibi farklı şekillerde ve içeriklerle Türkiye’ye operasyon yapma peşinde olanların heveslerini kursaklarında bırakmıştır” dedi.

‘Yeni, Büyük ve Güçlü Türkiye’

Memur Sen Antalya Temsilcisi ve Eğitim Bir Sen Şube Başkanı Mustafa Çoban, 24 Haziran Cumhurbaşkanlığı ve 27. Dönem Milletvekilliği Genel Seçimleriyle; milletin, siyasetin tartışmasız tek hakemi, egemenliğin kayıtsız şartsız hâkimi olduğunu bir kez daha kayıt altına aldığını söyledi. Çoban, “Milletimiz 24 Haziran’da hür ve bağımsız bir şekilde sandığa yansıttığı iradesiyle; istikrardan vazgeçmeyeceğini ve “Yeni, Büyük ve Güçlü Türkiye” için ter dökenlere yetki vereceğini aksi iddia edilemez bir biçimde bir kez daha göstermiştir. 24 Haziran seçimleri, “döviz kuru, faiz oranı, ihanet tezgahı ve terör örgütlere pazarı” gibi farklı şekillerde ve içeriklerle Türkiye’ye operasyon yapma peşinde olanların heveslerini kursaklarında bırakmıştır” diye konuştu.

‘Türkiye, Türkiye’den ibaret değildir’

Memur-Sen olarak, 16 Nisan referandumunda “Türkiye’nin “koalisyon” dayatmalarından kurtulması” gerekçesinin de aralarında bulunduğu nedenlerle ortaya koydukları “Evet” kararının, hem doğruluğunu hem de milletin iradesiyle uyumluluğunun çıkan son tablo ile tescillendiğini kaydeden Başkan Mustafa Çoban, bu aziz milletin, “Türkiye, Türkiye’den ibaret değildir” gerçeğini kavramakta zorlanan ülkelerin, dış güçlerin, küresel şebekelerin ve onların tetikçilere haddini bildirmiş ve hakkı sahibine teslim ettiğini vurguladı. Çoban, “24 Haziran seçim sonuçları; FETÖ’ye destek olup, FETÖcüleri koruyanlara, PKK’ya hendek ve tünel kazdıranlara, terörü ve terör örgütlerini palazlandıranlara, sahne arkasında DAEŞ’le birlikte senaryo yazanlara “bu kirli stratejilerden ve ikircikli taktiklerden vazgeçin” uyarısıdır” dedi.

Gözler kamuya verilen vaatlerde

Çoban sözlerini şöyle sürdürdü: “Güçlü Türkiye” hedefinin güçlü kamu yönetimi ve güvenceli kamu personeli sistemi ile mümkün olabileceği gerçeğini ıskalamayan, “Güçlü Meclis” pratiğinin sivil toplumun demokratik katılımıyla hayata geçeceğini unutmayan bir yaklaşımın bugünden itibaren önümüzdeki beş yıllık süreçte her an ortaya konulmalıdır. Bu çerçevede, hem bütün kamu görevlilerine yönelik hem de bazı unvan ve görevler özelinde kamu görevlilerinin bir bölümüne verilen vaatlerin ivedilikle gerçekleştirilmesine yönelik tutum öncelikli beklentimizdir.Bu değerlendirmeler ışığında yeni dönemin hayırlara vesile olmasını ederim”