SAĞLIK Bakanı Mehmet Müezzinoğlu, 2002 yılında 110 bin Türk vatandaşının yurtdışına tedaviye giderken bugün 493 bin 500 turistinTürkiye'ye sağlık hizmeti almak için geldiğini söyledi. Müezzinoğlu, "Millete inanmaktır bu ülkenin başarısının sırrı. Atatürk'ün gölgesinde yan gelip yatarak bu işler olmaz. Atatürk'ten geçinerek olmaz. Muassır medeniyet seviyesinin üzerine çıkmak için gece gündüz çalışmak milletini inanmak ve güvenmek gerekir" dedi.
Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu, İzmir'de 2012 yılında temeli atılan 517 yataklı, 12 poliklinikli Çiğli Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nin açılış törenine katıldı. 17 yanık yoğun bakım servisi olan hastanenin sadece poliklinik kısmının hizmete girdiği, diğer birimlerde çalışmaların devam ettiği öğrenildi. Törene İzmir Valisi Mustafa Toprak, AK Parti İzmir milletvekilleri Hamza Dağ, Kerem Ali Sürekli, sağlık yöneticileri ve çalışanları katıldı. İzmir Kuzey Hastaneleri Birliği Genel Sekreteri Ahmet Emin Erbaycu, Kınık, Bergama, Foça, Aliağa, Menemen'den gelen hastaların kaliteli hizmet alacağını ifade etti.
'MAZOTU KOYUN GELİP HASTANIZI ALALIM' DERLERDİ'
Sağlık Bakanı Müezzinoğlu, törende yaptığı konuşmada, 2002 yılında ambulanslardın evden hasta almak için mazot koydurttuğunu ileri sürerek, şöyle konuştu:
"Sağlıkta sessiz devrimlere imza attık. Burada siyaset sadece organizasyon kabiliyetini kullandı. 2002 yılında 617 ambulans vardı. Belediye başkanlarımız hayırseverlerden temin ediyorlardı. Vatandaşımız acil durumda aradığında yeterince tıbbi donanımı olmayan, arızalı ya da 'mazotunu doldurursanız hastanızı alabiliriz' diyen bir anlayışla karşılaşıyordu. Şimdi gelişmiş ülkelerde ne varsa o hizmeti sunmanın onurunu yaşıyoruz. Önemli olan milleti insanı merkeze almak. Dedik ki Almanya'nın başardığını Türk milleti de başarır."
'AKLINI PEYNİR EKMEKLE Mİ YEDİN' DİYE SORARLARDI'
Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu, 2002 yılında 110 bin Türk vatandaşının yurtdışına giderek sağlık hizmeti aldığını, bu yıl 493 bin 500 turistin sağlık hizmeti almak için Türkiye'ye geldiğini belirterek, şöyle konuştu:
"Her tarafımızda eserler arkamızda çil çil hastaneler var. Çeşme'de 150 yataklı, Urla'da 75 yataklı hastane açtık. Behçet Uz Çocuk Hastanesi'nin ek binası ve yoğun bakımını açtık. Sağlık Bakanlığı olarak 40 bin yatak kapasiteli 230 hastane inşaatını yapıyoruz, üç yıl içinde tamamlanacak. Bunu aynı anda yapabilen dünyada başka ülke yok. 45 bin yatak kapasiteli son derece nitelikli fiziki mekanlarında ileri teknoloji kullanılmış 45 bin yatak kapasiteli hastaneleri hizmete sunduk. 26 bin yatak kapasiteli 17 şehir hastanesi devam ediyor. 2 bin 60 yatak kapasiteli İzmir şehir hastanesinde yükleniciden kaynaklanan sorunlar yaşıyoruz. 12 yıl önce 2 bin 60 yatak kapasiteli bir hastane konuşulduğu zaman 'aklını peynir ekmekle mi yedin' diye sorarlardı adama. Türkiye'nin böyle bir hayali olacağına bu başarılara imza atanacağına inanmazlardı. Çünkü milletimizi özgüvensiz hale getirmişlerdi. 2002 yılında Almanya'dan Antalya'ya gelmiş bir turist trafik kazası geçirmiş ve Almanya'yı aramış. Alman hükümeti vatandaşını almış ve Almanya'ya götürmüş. 'Vay anasını ya! Biz o günleri göremeyiz' denirdi. Bu millet bunu hak etmiyor diyenler bile vardı. Millet aynı millet. Ambulans helikopterimiz var mı? Türkiye'ye sağlık hizmeti almak için gelen turist sayısı 493 bin 500 . 2002 yılında 110 bin yurttaşımız yurtdışına tedaviye gidiyordu. Millete inanmaktır bu ülkenin başarısının sırrı. Atatürk'ün gölgesinde yan gelip yatarak bu işler olmaz. Atatürk'ten geçinerek olmaz. Muassır medeniyet seviyesinin üzerine çıkmak için gece gündüz çalışmak milletini inanmak ve güvenmek gerekir. Bu milletin iradesine ortak aklına değer verip onunla beraber yürümek gerekir. Bizim atalarımız arkasında çil çil kubbeler bırakmış . Arkasında çil çil eserler bırakan bir iktidarın mensuplarınız."
'İSTİKRARLI YÖNETİMİN ARTILARINI GÖRDÜK'
Sağlık Bakanı Müezzinoğlu, istikrarlı yönetim vurgusu yaptığı konuşmasını şu sözlerle tamamladı:
"Bir hasta başına düşen kapalı alanımız 150 metrekare. Şimdi burada 150 metrekare dairesi olan kaç vatandaşımız var? Şehir hastanelerimizde bu alan 200 metrekare bu büyük ve ileri düşünmenin sonucu. Bu vizyondan rahatsız olanlar sekteye uğramasını isteyenler var. İçeride de var dışarıda da var. Bu ay yıldızlı bayrak bizim bayrağımız. Buna sekte vurmak isteyenlere hep birlikte tavır koyacağız. Ayrışmayı, çatışmayı, dedikoduyu, iftirayı değil hizmeti birlik ve beraberliği merkeze alan büyük millet olma özellikleriyle bunu şekillendiren yolculuğu beraber yapacağız. Biz bu birliktelikten çok büyük fayda gördük. İstikrarlı yönetimin artılarını gördük. Bundan sonra da çok daha farklı hizmetlerini birlikte başaracağız. Hastanemizin şifa yuvası olmasını diliyorum."
İZMİR TABİP ODASI'NA NECİP FAZIL'LI YANIT
Sağlık Bakanı Müezzinoğlu, protokol üyeleriyle birlikte kırmızı kurdeleyi keserek, açılışı gerçekleştirdi. Bakan Müezzinoğlu, hastaneye gezerken çekim yapan kameramanlara elleriyle börek ikram ederek, "Çekimi her zaman yaparsınız börek yiyin" dedi. Müezzinoğlu, gazetecilerin İzmir Tabip Odası'nın Çiğli Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nin tamamlanmadan hizmete açıldığını yönündeki açıklamasını hatırlatarak soru sorması üzerine şu açıklamayı yaptı.
"İzmir Tabip Odası'na teşekkür ediyorum. Necip Fazıl'ın bir sözü vardır. 'Ey rakibim sen bana lazımsın' der. Onlar bizi daha çok teyakkuza sürüyor. Onlar bize lazımlar. Onlar bizi tahrik ettikçe biz daha çok çalışıyoruz. Yönetime şunu söylerim. Ankara Tabip Odası bu geçtiğimiz cumartesi terör eyleminden sonra kısa mesajlı kan çağrısı yaptı. İki hastaneye hastaları yönlendirdi. İzmir Tabip Odası'nın sesi çıkmadı. Acille tedavi yapmakla uğraşan ve hekimleri kan bağışı için duygusal olarak yönlendirdiği çağrıyla tedaviyi aksatırken eş odaya ses çıkarmadı. Bir ay içinde diğer hizmetlerin tamamı gelmiş olacak. Herhangi bir vatandaş bir eve taşındığında eksiksiz taşınması mümkün olur mu? Yok öyle bir şey. Gezin hastaneyi bitmiş bina mı bitmemiş mi onlara da söyleyin."
'BİR KÜMES BİLE YAPMAMIŞLAR'
Sağlık Bakanı Müezzinoğlu, Bayraklı'da şehir hastanelerinin yapılacağı alanın heyelan bölgesi olduğu yönünde açıklamaların sorulması üzerine, "Teknolojinin geldiği noktada bunların hepsi hikayedir. Denizin dibine bina yapıyorlar. İzmit Körfez Geçişi'nde köprü ayakları 40 metre derinlikte. Bir tane kümes yapmamış insanlar sadece bu eserleri eleştirmekle görevlendirmişler. Sorunsuz bir hayat yok ama mücadele irademizle bunları aşacağız. Burada sorun var bırakayım dersek hizmet olmaz. Soruna rağmen hizmet üreteceksin. Siyasetçinin görevi sorun çözmektir. Sorunların arkasına izlenmek değil" dedi.

FOTOĞRAFLI