Geleneksel Türk lezzetlerinden döner deyince çoğu kişi için akan sular duruyor. Yağlı ya da yağsız, pilav üstü, dürüm, ekmek arası, yanında patatesle, ayranla ya da tek başına… Herkesin tercihi farklı. Ancak uzmanlar, döner yapılırken de yenilirken de birtakım kriterlere dikkat edilmesi gerektğini vurguluyor.

Etin parlaklığına ve kokusuna dikkat! 

Döner yenilecek yerin hijyenik olup olmadığının çok önemli olduğunu söyleyen İç Hastalıkları Uzmanı Dr. Mücahit Gür, "Et yenilecek yerin sirkülasyonu fazla olmalı yani etin bekleme ihtimalinin az olduğu yerleri tercih etmek gerekiyor. Bilinen, güvenilir yerlerde yemek daha uygundur. Döner yapımında kullanılan etin, bekletilmemiş, sağlıklı ve tecrübeli kişiler tarafından hijyenik şartlarda yapılması lazım. Etin bekletilip bekletilmediğini anlamak zordur, baharat katarak onu yok edebiliyorlar. Ama etin rengi, parlak olması ve kokmaması anlamak için öncelikli kriterlerdir" dedi.

Çok ve az pişmesi sıkıntı yaratıyor 

Döner pişirilirken yakılmamasının altını çizen Dr. Gür, "Çünkü et çok piştiğinde ortaya çıkan zararlı maddeler kanserojen etki gösterebiliyor. Etin ne çok pişmesi ne de çiğ kalması istediğimiz bir şey değil. Çiğ tüketilirse de zararlı bakteriler etin içinde kalabiliyor ve mide, bağırsak rahatsızlıklarına neden oluyor. Pişmemiş etin hazmedilmesi zordur, gastriti ve reflüsü olan kişilerin daha da dikkat etmesi lazım, çiğ tüketilen etler bu rahatsızlıkları tetikler. Eti uygun miktarda, zamanda pişirmek gerekiyor" diye konuştu.

Çiğ et ishal yapıyor 

Uygun koşullarda saklanmadan, bekletilerek yapılan etin zehirlenmelere yol açacağını söyleyen Dr. Gür, pişmemiş etin ishalde sindirim sistemi hastalığı olan dizanteriye kadar önemli hastalıklara yol açabileceğini aktardı.

Et ateşle direkt temas etmişse... 

Kırmızı etin birçok vitamin ve mineral taşıdığını da belirten Dr. Gür, "Demir, B12, çinko, selenyum gibi vitaminleri etten alıyoruz. Yanlış pişirme teknikleri etin bu özelliklerini kaybetmesine neden oluyor. İyi pişmiş ve zararlı organizmalardan korunmuş dediğimiz et, yanmamış 70 derece ve üzerinde pişmiş ettir. Etin ateşle direkt temas etmemesi lazım. Ayrıca ateşte 10-15 saniye tutmak gerekir. Bu sıcaklığın altına pişen etlerde, hayvanlardan insanlara bulaşabilecek hastalıklara ve bazı enfeksiyonlara yatkınlık oluşur" ifadelerini kullandı.

'Hayvanın bir bölümünden olmaz' 

32 yıllık döner ustası Dursun Arslan ise etin ince kesilmesine dikkat ettiklerini söyleyerek, "Kalın kesilen dönerde içi pişmemiş oluyor, insan sağlığına zarar veriyor ayrıca döneri yakmamak da gerekiyor. Döneri hayvanın sadece bir bölümünden yapmak olmaz. Biz biftek, bonfile ve but kısmını karıştırarak yapıyoruz" dedi.