Galatasaray Teknik Direktörü Fatih Terim, Yeni Malatyaspor maçının ardından konuştu. Şu ana kadar ön sözü futbolcuların söylediğini ve son sözü de onların söylemesi gerektiğini belirten Terim, “180 dakika var derken, artık 90 dakika kaldı” dedi. Arsene Wenger’in Arsenal’den 22 yıl sonra ayrılması hatırlatılan Terim, “Ben burada 22 yıl kalsaydım, daha farklı kazançlarımız da olabilirdi” dedi.

Evkur Yeni Malatyaspor’u taraftarı önünde 2-0 mağlup ederek şampiyonluğa çok yaklaşan Galatasaray’da Teknik Direktör Fatih Terim, karşılaşmanın ardından düzenlenen basın toplantısında konuştu. Belhanda’dan bahsederek sözlerine başlayan Terim, “Belhanda’nın daha da iyi ve devamlı iyi oynaması lazım. Böyle ve böylenin üstü olmalı. Bu yeteneği var. Bugün hakikatten iyiydi. Daha evvelki maçlarda da iyiydi. Bu alıştığımız şeklin devam etmesi ve üzerine koyması ondan bekleniyor. Atmalı, attırmalı, sorumluluk almalı, geçiş oyunlarının önemli adamı olmalı. Bunun için geldi ve kendisinden memnunum. Önümüzdeki yıl da kendisinden daha iyisini bekliyorum. Ben geldikten sonra taktik anlayışta ufak bir değişiklik yaptık. Bizde santrfor arkası yok. Oyuna direkt etki eden bir Belhanda hepimiz için iyi olacak” dedi.

Anneler Günü’nü de kutlayan tecrübeli teknik adam, “Ben 11 sene oynadım Galatasaray’da. Sonra da teknik adamlık yaptım. Ankaragücü ve Göztepe’den sonra Galatasaray’dan başka takım çalıştırmadım. 800. maç, az buz bir maç değil hem oyuncu hem hoca olarak. Bu maçı idrak ederken kazanmamız beni çok mutlu etti. Bütün annelerin Anneler Günü’nü kutluyorum. Bu galibiyeti önce anneme, sonra eşime, 3 torunumun annesi 2 kızıma bu galibiyeti hediye etmek istiyorum” ifadelerini kullandı.

“Hikayenin sonunu futbolcular söylemeli”

Son maç artık öncesinde söylemlerin önemli olmadığını ifade eden Fatih Terim, “Son maçın artık söylemi yok. Bu oyunun önemli aktörleri bu hikayeyi yazdılar. Bunun önsözünü onlar yazdılar, son sözünü de onlar söylemeliler. Benim bir şey dememe gerek kalmamalı son maçta. Getirmişsiniz, galibiyet sizin, beraberlik sizin. Zor bir deplasmana gidiyoruz. O camiayı ben çok iyi bilirim. Müthiş bir seyircisi vardır. Çok da güzel günlerimiz geçti ama dediğim gibi sona gelen, beraberliğin bizi sizi şampiyon yaptığı bir ortamda, oyuncularımız da bunun bilincinde olacaklardır. Hikayenin sonunu onlar söylemelidir. 180 dakika derken kaldı 90. Bu 90’dan sonra da büyük Galatasaray ailesine bu şampiyonluğu hediye etmeliyiz. Bu yüzden bir motivasyon, herhangi bir ikazda bulunma niyetinde değilim. Onlar zaten bu işin bilincindeler” dedi.

“Taktiksel olarak büyük maçları çok iyi oynadık”

Hücumu seven bir hoca olduğunu söyleyen Fatih Terim, “Büyük maçları ve bu maçı taktiksel manada çok iyi oynadık. Bugün biz sadece mağlup olsaydık son maça ümidimizi taşıyamıyorduk. Buna rağmen baskıyla başlayan, rakibini iyi analiz etmiş bir Galatasaray vardı. Her çıkışımız pozisyon oldu. Gomis, Rodrigues, Sinan bazı pozisyonlarda tercihlerini farklı yapsalar durum daha farklı olurdu. İlk yarıda Boutaib’in son bölümde bir şutu var, bunun dışında rakibin pozisyonu yok. Bizim teknik heyet ve personelle aldığımız bir sonuç bu. Bu gerilimi bazen kaldıramıyoruz. Telin üzerinde yürümek kolay değil. Ben tecrübemden dolayı, Galatasaray’ın dikkatli başlamasını istemediğimi söylüyorum. Taraftarlarımız da 3 diye bağırıyor. Biz böyle alıştırdık taraftarlarımızı. 1-0 olsun bizim olsun gibi bir düşüncemiz olmadı. Rakipten fizik olarak da üstünüz. Bugün zamanı biraz daha tehlikesiz geçirdik. Bugün özellikle ikinci yarıda kaliteli ara topu ve kaliteli koşuyu yapamadık ama bunun dışında her şeyi yaptık. Maç haftadır yazılanları, söylenenleri bütün oyuncular biliyor. 1 rakiple de uğraşmıyoruz. Aman dikkatli olun gibi bir durumumuz yok oyun içinde. Zaten benim de tarzım değil" açıklamasını yaptı.

“Yurt dışında daha fazla kalabilirdim”

Galatasaray’da çok başarılı olduğu belirtilen ve yurt dışında yeteri kadar kalıp kalmadığı sorulan Fatih Terim, “Milan’dan geldikten sonra ben Türkiye’de çok fazla çalışma niyetinde değildim. Fiorentina ve Milan gibi takımlarda çalışınca birçok kulübün kapısı size açılıyor. Rahmetli Özhan Canaydın, ’Galatasaray’ın sana ihtiyacı var’ dediğinde geldim. Sonra da milli takım oldu. Ama yurt dışında daha fazla kalabilirdim’ dedi. Maç yapılanmasıyla ilgili soruyu da cevaplayan Terim, ’Futbolu idare eden kurumun planlama yaparken muhakkak bir bildiği vardır. Niye hep beraber aynı saatte oynamıyoruz, onu da bilmiyorum. Sanki daha mantıklı olur diye düşünüyorum. Ama dediğim gibi muhakkak bir bildikleri vardır” diye konuştu.

“22 sene kalsaydım daha farklı kazanımlarımız olurdu”

Arsene Wenger’in 22 yıl sonra Arsenal’den ayrılması hatırlatılan ve kendisinin 22 yıl Galatasaray’da kalması durumunda nasıl bir Galatasaray’ın ortaya çıkabileceği sorulan Fatih Terim, “90-96 döneminde Milli Takım’daydım. 96-2000 arasında Galatasaray’da kaldım. 4 senelik mukavelem vardı ve tamamladım. O dönemlerde 6 ay kalmak da zordu. Sadece Gordon Milne kaldı ve 3 sene üst üste şampiyon yaptı. İstikrar o dönemde böyleydi. Muhakkak gidişlerde benim de hatam vardır. Ama az hatalı olan bendim. Beni gönderdiler dediğim zaman kimse inanmıyor. Eğer ben bir gün bırakıp başka pozisyona geçersem, bu istikrarı sağlamak adına hareket edeceğim. Eskiden İngiltere’de küme düşen bir takım hocasını göndermezdi ama şimdi 3 maç sonra değiştiriyorlar. Bana göre Arsene Wenger büyük bir ustadır. Ben eğer onun gibi 22 sene bu takımın başında kalsaydım, çok farklı tarihler yazabilirdik burada. Arsene Wenger iyi bir dostum, büyük bir hoca ve çok iyi bir insan. Futbola devam edeceğinin yazısını okudum ve çok da memnun oldum. 90’lı yıllarda Piontek’le çalışırken, takımı ben ısıtırdım, kalecileri ben çalıştırırdım, iki tarafa da koşuyordum. Ama şimdi teknik adamların sevk ve idaresi, teknik bilgisi yeterli oluyor. Antrenörlükten yeni teknik adamlığa geçen arkadaşlarımızın bile 7-8 tane yardımcısı var. Yaş sınırının olmaması ve genç arkadaşların bu işin içinde olmasından dolayı da çok sevinçliyim. Arsene Wenger gibi hocalar kolay gelmez. Tarihe adını altın harflerle yazdıran önemli bir isim. Ben 22 sene Galatasaray’ın başında kalsaydım, başka önemli şeyler de kazanmıştık. 9 yılda 7 şampiyonluk konuşuluyor ama daha da farklı şeyler konuşulabilirdi” diyerek sözlerini sürdürdü.

“Top kaleden uzak kalırsa, o kadar az tehlike yaşarsınız”

Her teknik adamın farklı oyun anlayışı olduğunu söyleyen Fatih Terim, “Hayatım boyunca beraber çalıştığım arkadaşlarım da dahil olmak üzere, tüm takımlarda hücumu tercih eden hoca oldum. 18’e girmeden maç bitiren hocalar da var, öncelikle golü düşünen hocalar da var. Burada golü ararken, hücum varyasyonlarını oluştururken en az pozisyonu vermek önemli. Bazı maçlarda 2-0’dan sonra bize bir şey oluyor. Onun dışında fazla pozisyon vermiyoruz. Ben 2 beki de oyuna sokmaya çalışan birisiyim. Topu kaptırdıktan sonra ikinci bir görevi pek üstlenmeyen oyuncularımızın mücadele içine girmesi ve blokların birbirlerine yaklaşıp daha kısa oynamamız, savunmanın da güçlenmesini sağladı. Basit de goller yedik ve bunları taktik idmanlarda anlattık. Kalemizden ne kadar uzakta olursak, o kadar az tehlike yaşıyoruz. Bu nedenle hücum anlayışını benimsedik” dedi.

“Taciz bu ülkenin meselesi olmalı. Bu ülkedeki her çocuk bizim çocuğumuz”

Eskrim Milli Takımı’nda yaşandığı iddia edilen taciz olayıyla ilgili olarak görüşü sorulan tecrübeli teknik direktör, “Ben Futbol Direktörlüğü’ne geldiğimde hiçbir şey yapmadan önce ilk kurduğum birim buydu. Gülhan Hanım adında kendisini bu konuya adamış birisi var orada. İlk kurduğumuz birim, bu taciz konusuyla ilgilidir. Zaman zaman bu konuyu dile getirdim. Lütfen empati yapın ve sizin çocuğunuz olsa ne yaparsınız dedim. Türkiye’de var bu durum. Futbolda da var. Bu dosyaların birçoğu bende ve birçoğuyla ben bizzat uğraştım. Kolay bir iş değil bu. Bir yerlere dokunuyor ve rahatsız ediyor. Siz kadın-erkek, bir gencin hayatını mahvedemezsiniz. Bilinen bazı şeyler var ama bilinmeyen birçok şeyle uğraştık. Bu konu, bu ülkenin meselesi olmalıdır. 1 tane çocuğa dahi faydamız olsa, bu yaptığımız işi gösterir. Bununla biz hala mücadele ediyoruz ve etmeye de devam edeceğiz. Kime dokunursa dokunsun, bu el birliğiyle yapılması gereken bir şey. Kadın takımlarımız var, genç takımlar var, 6 yaşın üzerinde birçok takımımız var. Çocuk esenliği için, elimden gelenin fazlasını yaptım ve Allah’a şükür çok müsterihim. Benden sonra ne oldu bilmiyorum. Herkes bizim evladımız. 81 ilden, yüzlerce ilçeden bahsediyoruz. Medya da bunu işlemeli. Bakın o zaman size hem haber olarak hem de tehdit olarak neler gelecek. Bize geldiği gibi. Tabi aslan gibi savcı, hakim, emniyet müdürlerimiz var. Hep beraber bu savaşı vermeliyiz. Bizim çocuğumuz olmayabilir ama herkes bizim çocuğumuzdur” diyerek sözlerini tamamladı.