Gülseli Kenarlı / İstanbul, 12 Ağustos () - Egeli & CO Araştırma Strateji Direktörü Güldem Atabay Şanlı, Çin’den gelen devalüasyon ve Fed’in beklenen faiz artışının Türkiye’nin de arasında bulunduğu gelişmekte olan piyasaları etkileyeceğini, “Yuan devalüasyonu kademeler halinde devam ettirilirse, Çin malları tercih edilerek, diğer ekonomilere yavaşlama dalgaları yayılacak” dedi.

Şanlı, Çin’in, yuanı devalüe etme kararı çok önemli olduğunu dikkat çekerek, “Başta ABD olmak üzere Çin ile ticaret yapan bütün ülkeler yuanın daha rekabetçi bir kur haline gelmesinden olumsuz etkilenecekler. Hele bir de yuan devalüasyonu kademeler halinde devam ettirilirse, Çin’de üretilen mallar göreceli olarak diğer ülkelerde üretilen mallara göre ucuzladıkça; basit mantıkla, elbette Çin malları tercih edilerek, diğer ekonomilere yavaşlama dalgaları yollanacak” dedi.

Çin’deki devalüasyon sonrasında emtia fiyatlarının üzerindeki baskının da artarak devam edeceğini vurgulayan Şanlı, “Zaten Çin devalüasyon kararının ardından petrol fiyatında yaşanan bir kademe daha düşüş de bu genel etkileşimin habercisi" dedi ve ekledi:

“Yuan devalüasyonunun etkilerine diğer merkez bankaları da tepki göstermek zorunda kalarak, kendi para birimlerinin değerini düşürmeye yönelecekler. Çin yönetiminin yuan devalüasyonu ile ABD-Çin ilişkilerinde yeni bir tur gerginliği ve yuanın bir rezerv para yapma çabasına köstek vurmayı göze alması, Çin yönetiminin ekonomik gidişat hakkında endişelerinin de boyutunu ifade etmekte.”

Güldem Atabay Şanlı, Fed’in Eylül 16- 17 toplantısında faiz artırma kararı alma olasılığının yüksek olduğunu belirterek, “Çin’den dünya ekonomisine yayılan negatif dalgalara Fed faiz artışının eklenmesine belki sadece haftalar belki de sadece birkaç ay daha var” diye konuştu ve şöyle devam etti:

“Çin’de devam etmesi akla yatkın gelen devalüasyonun eklenmesiyle Türkiye’nin de dahil olduğu gelişmekte olan ekonomiler kategorisinde kurlar Fed faiz artışının da ötesinde büyüklükte bir sınavdan geçecek gibi duruyor. Önümüzdeki aylarda, Fed faiz artış dalgasının başlamasıyla, gelişmekte olan ülkeler sermaye kaçışları üzerinden gittikçe kuvvetlenen darbeler alacaklar. Özellikle Türkiye gibi hala yüksek cari açığa sahip ülkeler, finansman endişeleri nedeniyle yeni dönemde en çok hasar görmeye aday ülkeler olarak öne çıkacak.”

(Fotoğraflı)