BAŞBAKAN Yardımcısı Cevdet Yılmaz, birilerinin kendilerini 'ülkeyi doksanlı yıllara döndürmek'le suçladığını belirterek, "Asıl kendileri dönmek istiyor. Doksanlı yıllara Türkiye'yi götürmek isteyen, eski Türkiye'ye götürmek isteyen terör örgütüdür, onun yanında duranlardır. Biz bu ülkeyi doksanlı yıllara götürmeyeceğiz. Daha ileri götüreceğiz" dedi.
Bingöl'de partisinin aday tanıtım töreninde konuşan Başbakan Yardımcısı Cevdet Yılmaz'ın gündeminde, terör olayları, başörtüsü ve çözüm süreci vardı. Başbakan Yardımcısı Yılmaz, Dersim'de (Tunceli) geçmişte bir zulüm ve katliam yaşandığını, bu zulmü ilk dile getiren ve halktan özür dileyen partinin AK Parti olduğunu belirterek, şöyle devam etti:
"Yıllar yılı bu toplumda, birçok alanda özgürlüklerimizi yaşayamadık. Kız çocuklarımız, başörtüsü ile okula gidemedi. Bırakın kamuda çalışmayı, başörtüsü ile Üniversiteye bile giremedi. Öyle zamanlar yaşadık ki, neredeyse sokağa çıkmayı yasaklayacaklardı. 28 Şubatları gördü bu ülke. 12 Eylülleri yaşadı. Ama AK Parti ile birlikte, çok şükür yeni bir sayfa açıldı. Hani 'Diktatör' diyorlar ya, 'Demokrasiden uzaklaştı' diyorlar ya, hangi dönemde bu özgürlükler getirildi? Bugün başörtülü kardeşlerimiz okula rahatça gidebiliyor. Üniversitelere gidiyorlar, kamuda devlette başı örtülü bir şekilde görev yapabiliyorlar. Kime ne zararı var bunun? Bırakın Kürtçe müzik, Zazaca müzik dinlemeyi, bırakın gazeteyi televizyonu, Kürt kelimesi bile neredeyse yasaktı. İnsanlar ağzına bile alamıyorlardı. Müziği gidip arka odalarda kimsenin duyamayacağı şekilde dinliyorlardı. Peki o yasakları kim kaldırdı? AK Parti kaldırdı. Alevi vatandaşlarımızın sorunları vardı. Alevi çalıştaylarını kim başlattı? AK Parti başlattı. Müslüman olsun, gayrimüslim olsun, kim olursa olsun. Bu topraklar üzerinde yaşayan herkese insan olduğu için haklarını vereceğiz. Ve herkes birinci sınıf vatandaştır. Hiç kimse ikinci sınıf değildir. Hiç kimseyi kimse aşağılayamaz. Hiç kimseyi ötekileştiremez, dışlayamaz. Herkes bu ülkenin birinci sınıf, eşit, onurlu vatandaşıdır."
Başbakan Yardımcısı Cevdet Yılmaz, "Analar ağlamasın", "Kardeş kardeşi vurmasın" diyerek çözüm sürecini başlattıklarını da ifade ederek, "Biz, 'Boş yere birbirimizle uğraşıp, enerjimizi harcamalıylayım' dedik. 'Birbirimizle uğraşmak yerine, birlikte çalışalım, birlikte bu ülkeyi imar edelim, uluslararası anlamda başka ülkelerle yarışalım' dedik. Niye kardeşler ölsün? Niye analar ağlasın? Hatırlarsanız, Cumhurbaşkanımız, o dönem Başbakan iken bu süreci başlatırken dedi ki 'Gerekirse baldıran zehri içeceğiz. Gövdemi taşın altına koyacağım' dedi ve bu süreci başlattı. Hiç kimsenin cesaret edemediği, dokunamadığı meselelere dokundu. Birer birer bu meseleleri aşmaya başladık. Birileri bunu çekemediler" diye konuştu.
'HALKIN GÜVENLİĞİNİ ELBETTE SAĞLAYACAĞIZ'
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın, "Kobani düştü düşecek" sözlerinin de yanlış anlaşıldığını ve aksettirildiğini, Kobani'ye destek veren ülkenin Türkiye olduğunu söyleyen Başbakan Yardımcısı Yılmaz, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Bir taraftan terörle mücadele edeceğiz. Kamu düzenini sağlayacağız. Kim suç işliyorsa, kim eline silah alıp insanların üzerine geliyorsa, devlet elbette ona gereken cevabı verecektir. Elbette gerekenleri yapacaktır. Halkın huzurunu ve güvenliğini elbette sağlayacaktır. Bakın devletin güvenliğini demiyorum, halkın güvenliğini elbette sağlayacağız. İnsanın güvenliğini elbette sağlayacağız. Bunu yaparken, bir taraftan da demokratikleşmeden de hiçbir şekilde vazgeçmeyeceğiz. Özgürlüklerden, haktan ve hukuktan hiçbir şekilde ayrılmayacağız. Birileri diyor ya, 'Doksanlı yıllara geri dönmek istiyorlar?' Asıl kendileri dönmek istiyor. Doksanlı yıllara Türkiye'yi götürmek isteyen, eski Türkiye'ye götürmek isteyen Terör örgütüdür, onun yanında duranlardır. Biz bu ülkeyi doksanlı yıllara götürmeyeceğiz. Daha ileri götüreceğiz. Hak ve hukukun daha geniş olduğu bir Türkiye yapacağız, bunda da kararlıyız."

FOTOĞRAFLI