ANKARA, () - BEYİN-Omurilik-Sinir Cerrahisi Uzmanı Op. Dr. Gökhan Özçınar "Teknolojinin beraberinde getirdiği beslenme şekli ve hareketsiz yaşam kasları zayıflattığı için artık bir hapşırıkla bile fıtık olmak mümkün. Bel fıtığının görülme sıklığı yüzde 60, boyun fıtığı ise 30'lara ulaştı" dedi.



Op. Dr. Gökhan Özçınar, "Sağlıklı bir kasın çalışıp, pazı yapması gerekir. Kaslar zayıf olursa kas kasılır, esnemez ve elastikiyetini kaybeder. Oysa insan vücudu elastiktir. Hareketsiz yaşam insanların bir ıkınma, hapşırma hatta küçük abdestini yaptığı sırada karın içi basıncının artması sonucu kıkırdağın yerinden çıkması, omuriliği batması ile bile fıtık oluşur. Peki neden? Omurilik dokusunun etrafında kas grupları vardır. Bu kas gruplarının kuvvetli olması gerekir. Günümüzde iki sebeple buradaki kaslar kalitesini kaybediyor. Birincisi beslenme. Gıda teknolojisindeki gelişme haz duyusunu arttırdı, farklı bir haz duygusu damak tadına eklendiği için haz duygusu öyle yoğunlaştı ki kilo almak kaçınılmaz oldu. İkincisi ise hareketsiz yaşam. Çocuklar doğduğu andan itibaren evde oynayarak büyüyor, servis ile okula gidiyor, asansör ile inip çıkıyor, bilgisayarda oyun oynuyor. Hiç hareket yok. Giderek hareketsiz yaşam kasların içini boşaltıyor, kas şekil olarak var ama güç yok. Teknoloji sayesinde günümüzde beden gücü az kullanılır hale geldi. Hareketsiz yaşam içinde kas zayıfladığı için artık fıtığa meyil artıyor. Kasların kalitesizliğine ilave bir yük olarak stres binince kaslar iyice zayıflar. Stres tek başına zaten bir fıtık nedenidir. Kaslar kasıldıkça elastikiyetini kaybeder. Sonuç: Bel fıtığının görülme sıklığı yüzde 60, boyun fıtığı ise 30'lara ulaştı" dedi.



FITIK NEDİR?

Op. Dr. Gökhan Özçınar, "Omurilik bir dokudur ve beynin uzantısıdır. Ağır kaldırmak, kilo almak, düşme, çarpma nedeniyle bu kemikler birbirinin üstüne basınca bu doku ezilir. Ezilince zaman içinde kıkırdak sinire batmaya başlar. Fıtık budur. Boyunda kürek kemiğinden başlayıp, dirseğe, kola kadar inen dayanılmaz bir kol ağrısı olur. Belde kalçadan dize doğru topuğa doğru inen dayanılmaz bacak ağrısı olur. Bel ağrısı değil. Belde fıtık varsa siyatik ağrısı olur. Toplumun bildiği en büyük yanlış budur. İnsanlar 'Siyatiğim var' deyip geçiyor. Siyatik varsa belde mutlaka bu sinire kıkırdak, kireçlenme, kanser batıyor demektir. Bunun bir beyin cerrahi uzmanı tarafından görülmesi ve değerlendirilmesi gerekir. Bel ağrısı bel kaslarının, boyun ağrısı ise boyun kaslarının zayıflığından kaynaklanır. Kürek kemiğinden başlayıp omuza-kola-göğüs adalesine doğru vuran bir ağrı varsa bu boyundaki sinir sıkışmasıdır. Kalçadan, dize, topuğa inan ağrı varsa bu beldeki sinir sıkışmasıdır. Ağrıya dayanırken ezilen kısım zedelenip aşındırmaktadır. Aşındığı zaman beyin denilen pilden aşağıya giden voltaj düşer. Voltaj düşünce o hizadan aşağıdaki makineler çalışamamaya başlar. Çalışamayınca kusur başlar. Belde olursa sık sık ayak takılır-tökezler, ayak burkulur, diz boşalır, ayaklar yanar ya da donar, küçük abdest sıklaşma- sonrasında kaçırma başlar, büyük abesti yapamama gibi kabızlık gibi sorunlar başlar. Bunlar kıkırdağın nereden battığı, ne kadar aşındığının seviyesi ile bağlantılıdır. Unutmamak gerekir ki; herkeste aynı belirtiler aynı hastalığı göstermez" diye konuştu.



AĞRI EŞİĞİNE DİKKAT!



Op. Dr. Gökhan Özçınar, "Normalde insan vücudunun her yeri ağrır. Beyinde ağrı eşiği denilen bir çıta vardır. Ağrılar bu çıtanın altında kaldığı sürece sorun yoktur. Çıta üstüne çıkıp idrak seviyesine gelindiğinde, ağrı eşiği düşer ve ağrı hissedilir. Bardağı taşıran son damla da strestir. Yüzünü yıkarken, tencereye uzanırken, ayakkabı giyerken tutulmanın nedeni strestir. Ağrının tarifi 'bıçak ya da hançer gibi saplandı' şeklinde olur. Yapılması gereken bel ve boyun ağrılarında iki gün, kol ve bacağa vuran ağrılarda en fazla 5 gün ilaç, ıslak sıcak sıcak su uygulaması duş, -sıcak su torbası, ütü değil-anti-romatizmal ilaçlarla geçerse strese bağlı kas tutulmasıdır. Geçmezse fıtık söz konusu olabilir" dedi.