Başkanlık sistemine karşı çıkan CHP, 119 sayfalık bir rapor hazırlattı. Habertürk'ten Düzgün Karadaş'ın haberine göre başkanlık sisteminin tarihsel gelişimi, ABD ile diğer ülkelerdeki uygulamaları ve Ak Parti’nin önerdiği başkanlık sisteminin ayrıntılı bir şekilde irdelendiği raporda, “Türk tipi başkanlık” önerisinin, “patronlu bir hiper başkanlık” sistemine yol açacağı öne sürüldü.

Raporda şu ifadelere yer verildi:

-Türkiye’de siyasal istikrarsızlıklar, parlamenter hükümet sisteminden değil bölünmüş, kutuplaşmış toplum yapısından ve bu yapının ürettiği siyasal çatışma kültüründen kaynaklanmaktadır.

-Türkiye, bugüne kadar başkanlık sistemine ilişkin bir deneyim yaşamamıştır. Böyle bir deneyimin yaşanması ise ancak siyasal sistemin bütün unsurlarının başkanlık modeline göre tasarlanmasını gerektirir ki bu da oldukça riskli bir yaklaşımdır.

-ABD’de geçerli olan federal yönetim yapısı başkanlık modelinin başarıyla uygulanmasında önemli bir unsurdur. Türkiye ise üniter yapılı bir devlet olup oldukça güçlü bir merkezi devlet örgütüne sahiptir. Böylesine güçlü bir merkezi devlet yapılanması içinde başkanın, yetkilerin tek elde toplandığı bir iktidar odağına dönüşmesi kaçınılmazdır.

-Türkiye hem dil, din, mezhep ve etnik kökene dayalı farklılıkların bulunduğu hem de ideolojik ayrılıkların derin olduğu bir ülke olarak, başkanlık rejiminin gerektirdiği siyasal-kültürel altyapıya sahip değildir.

-Ekonomiyle başkanlık sistemi arasında belirli bir ilişki yoktur. Ekonomik gelişimin başkanlık sistemi altında artacağı iddiası, hiçbir bilimsel veri ile desteklenmemektedir.

-ABD tipi başkanlık rejimi tek ve benzersizdir. ABD’ye çok benzeyen devletlerde bile bu sistem bütün olarak benimsenememiştir. Sistem ya yozlaşmış ya da melezleşmiştir. ABD’deki hükümet sistemi, “paylaşılmış kuvvetlerin ayrılmış kurumları” olarak ifade edilebilir.

-AKP’nin önerisi olan “Türk tipi başkanlık” sistemi, 2013’te Anayasa Uzlaşma Komisyonu’na sunulan taslak üzerinden analiz edildiğinde ortaya çıkan sonuç; buradaki önerilerin, ABD tipi saf bir başkanlık sistemiyle bağdaşmaz oluşudur. Bu taslakta Latin Amerika ve Afrika’da görülen örnekleri hatırlatan kurallara yer verilmektedir. Olası krizlere karşı önerdiği anayasal çözüm yollarını parlamenter sistemlerden ödünç alan, melez bir yapı öngörülmektedir. Bu yapı da ancak “patronlu bir hiper başkanlık sistemi” olarak adlandırılabilir.

'CUMHURBAŞKANI'NI HALKIN SEÇMESİ UYGULAMASINDAN VAZGEÇİLMELİ'

Raporun çözüm önerileri kısmında, Türkiye’nin temel ihtiyaçları göz önüne alındığında özgürlükler, yargı bağımsızlığı, etkin bir hukuk devleti ve parlamenter demokrasi yaratılması ihtiyacı olduğuna dikkat çekilerek, şu önerilere yer verildi:

-Cumhurbaşkanı’nın halk tarafından seçilmesi yönteminden vazgeçilmeli.
-Cumhurbaşkanı Meclis tarafından, nitelikli çoğunlukla seçilmeli.
-Cumhurbaşkanı’nın yetkileri kısıtlanmalı ve görev süresi 1 dönemle sınırlandırılmalı.
-Hükümetin kurulması kolaylaştırılmalı, düşürülmesi zorlaştırılmalı. Hükümet kurulurken güvenoylaması kaldırılmalı.
-Başbakan’ı atama ve hükümeti kurma görevi TBMM Başkanı’na bırakılabilir.
-Yüzde 10 seçim barajı yüzde 5’e çekilerek temsilde adalet sağlanmalı.