Son zamanlarda ülkemizi ve dünyayı saran sel felaketleri, iklim değişikliğinin acı gerçeğini bir kez daha gözler önüne serdi. Havanın tahmin edilemez bir şekilde değiştiği, yağışların aşırı arttığı veya eksik kaldığı günlerde yaşanan bu felaketler, artık bir rastlantı değil, bir gerçeklik halini almış durumda.

Sel felaketleri, sadece maddi kayıplarla sınırlı değil, aynı zamanda can kayıplarına da yol açıyor. Evler yıkılıyor, tarlalar sular altında kalıyor, insanlar hayatlarını kaybediyor. Bu felaketler, toplumlarımızı ve hükümetleri, iklim değişikliği ile nasıl başa çıkılması gerektiği konusunda bir kez daha düşünmeye zorluyor.

Sel felaketleri iklim değişikliği ile mücadele etme gerekliliğini bir kez daha gösteriyor. İklim değişikliği karşısında sessiz kalmak veya önlem almamak, gelecek nesiller için büyük bir tehlike oluşturuyor. Hep birlikte hareket ederek, iklim değişikliğinin etkilerini azaltabilir ve geleceğimizi koruyabiliriz. Unutmayalım, doğanın öfkesi karşısında sessiz kalmak yerine, doğayı korumak için çaba göstermek en doğru yol olacaktır.